Translation of "''kalbi" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "''kalbi" in a sentence and their spanish translations:

Kalbi atmayı bırakıyor.

Su corazón deja de latir.

Onun kalbi kırıktı.

Le habían roto el corazón.

Kalbi çılgınca çarpıyordu.

Su corazón palpitaba aceleradamente.

Onun kalbi geniş.

Él tiene un gran corazón.

Onun kalbi hasta.

Su corazón está enfermo.

İnsanın kalbi yozlaşmış.

El corazón del hombre está corrompido.

Heyecandan kalbi titriyordu.

Su corazón latía de emoción.

- Onun nazik bir kalbi var.
- Müşfik bir kalbi var.

Ella tiene buen corazón.

Ayrılık kalbi sevgiyle doldurur.

Ni la ausencia ni el tiempo son nada cuando se ama.

Onun kalbi yavaş atıyordu.

Su corazón latía lentamente.

Onun kalbi mutluluk dolu.

Su corazón está lleno de alegría.

Onun hiç kalbi yok.

No tiene corazón en lo más mínimo.

Onun kalbi acıyla doludur.

Su corazón está lleno de dolor.

Tom'un kalbi çarpmaya başladı.

El corazón de Tom comenzó a latir con fuerza.

Kalbi kırık olan insanları biliyoruz.

Todos sabemos de alguien que se ha quebrado,

Kızın yumuşak bir kalbi var.

La niña tiene un corazón blando.

Onun iyi bir kalbi vardır.

Él tiene buen corazón.

Tom'un taştan bir kalbi var.

Tom tiene un corazón de piedra.

Sen kırık bir kalbi onaramazsın.

No se puede curar un corazón partido.

Tom'un büyük bir kalbi var.

Tom tiene un gran corazón.

Onun saf bir kalbi var.

Ella tiene un corazón puro.

Onun büyük bir kalbi var.

Ella tiene un gran corazón.

Ann'in müşfik bir kalbi var.

Ann tiene un buen corazón.

İnsan kalbi, bir pompayla kıyaslanabilir.

El corazón humano es comparable a una bomba.

Kızın tatlı bir kalbi var.

La chica tiene un dulce corazón

Sami'nin iyi bir kalbi var.

Sami tiene un buen corazón.

O, onu bütün kalbi ile sevdi.

- Ella lo amaba con todo su corazón.
- Ella lo amó con toda su alma.

Tom bütün kalbi ile Mary'yi severdi.

Tom amaba a Mary con todo su corazón.

Kalbi birden daha hızlı atmaya başlamıştı.

De repente se le empezó a acelerar el corazón.

Ama belki de ''kalbi kırık'' dediğimiz zaman

Hay una mejor manera, tal vez,

Milyonlarca insanın kalbi bu durumda kırılmaz mıydı?

¿No se romperían los corazones de millones en este caso?

Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.

El hombre de edad mayor toma medicamentos fuertes para su corazón.

O, kalbi umutla dolu olan bir adam.

- Es un hombre cuyo corazón está lleno de esperanza.
- Él es un hombre cuyo corazón está lleno de esperanza.

O, gülümsemesinin arkasında aşağılık bir kalbi gizler.

Detrás de su sonrisa, él oculta un corazón vil.

Ben onun zayıf bir kalbi olduğunu bilmiyordum.

No sabía que él tuviera un corazón frágil.

Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.

El corazón de Tom repentinamente comenzó a latir más rápido.

Kalp şekli, İsa'nın Kutsal Kalbi olarak anılmaya başladı.

la forma del corazón se conoció como el Sagrado Corazón de Jesús.

Tom büyük bir kalbi olan güzel bir adam.

Tom es un chico bueno con un gran corazón.

Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.

El corazón de una persona es más o menos el mismo tamaño que su puño.

O iyi adamın ne asil bir kalbi var!

¡Qué corazón noble que tiene ese buen hombre!

Kalbi kırmaya tek bir söz yeter; ama kırılan kalbi tamir etmeye ne bir özür, ne de bir ömür yeter.

Solo hace falta una palabra para romper un corazón, pero para reparar un corazón roto ni una disculpa ni una vida bastan.

Tom'un kalbi durmuştu ama doktorlar onu hayata döndürmeyi başardılar.

A pesar de que el corazón de Tom dejó de latir, los médicos consiguieron reanimarlo.

Mecaz ve anlam açısından insan kalbi kadar ilham verici değil.

está tan imbuido de metáforas y significados como el corazón humano.

- O taştan bir kalbe sahip.
- Onun taştan bir kalbi var.

Él tiene un corazón de piedra.

- Onun iyi bir kalbi var.
- O iyi bir kalbe sahip.

Ella tiene un buen corazón.