Translation of "Olduklarını" in Russian

0.011 sec.

Examples of using "Olduklarını" in a sentence and their russian translations:

Olduklarını görebiliyoruz.

вдохновляя тем самым и их.

- Sanatçı olduklarını söylediler.
- Ressam olduklarını söylediler.

Они сказали, что они художники.

Yorgun olduklarını söylediler.

Они сказали, что устали.

Meşgul olduklarını söylediler.

Они сказали, что заняты.

Nerede olduklarını biliyorum.

Я знаю, где они.

Hatalı olduklarını kanıtlayacağım.

Я докажу, что они неправы.

Tehlikede olduklarını biliyorlardı.

Они знали, что им угрожает опасность.

Masum olduklarını söylediler.

- Они сказали, что невиновны.
- Они сказали, что они невиновны.

Evli olduklarını söylediler.

- Они сказали, что женаты.
- Они сказали, что замужем.

Üzgün ​​olduklarını söylediler.

Они сказали, что им грустно.

Aynı şey olduklarını söylemiyorum,

Я не говорю, что это одно и то же,

Masum olduklarını ifade ettiler.

Они не признали себя виновными.

Onlar kim olduklarını biliyor.

Они знают, кто они.

Hatalı olduklarını itiraf ettiler.

Они признали, что были неправы.

Ebeveynlerimizin kim olduklarını seçemeyiz.

Родителей не выбирают.

Kim olduklarını bilmiyorsun bile.

- Ты даже не знаешь, кто они.
- Вы даже не знаете, кто они.

Onların nerede olduklarını bilmiyorum.

Я не знаю, где они.

Düşmanlarımın kim olduklarını biliyordum.

Я знал, кто мои враги.

Onların ne olduklarını biliyorum.

Я знаю, какие они.

Düşmanlarımın kim olduklarını biliyorum.

Я знаю, кто мои враги.

Onların kim olduklarını bulun.

- Выясните, кто они такие.
- Узнай, кто они такие.
- Выясни, кто они такие.
- Узнайте, кто они такие.
- Выясни, кто они.
- Выясните, кто они.
- Узнай, кто они.
- Узнайте, кто они.

Onlar kim olduklarını düşünüyorlar?

- За кого они себя принимают?
- Кем они себя считают?

Onların kim olduklarını düşünüyorsun?

- Как ты думаешь, кто они?
- Как вы думаете, кто они?
- Кто они такие, по-твоему?
- Кто они такие, по-вашему?
- За кого ты их принимаешь?
- За кого вы их принимаете?

Onların işsiz olduklarını düşündüm.

Я думал, они безработные.

Onlar yenilmez olduklarını düşündü.

- Они считали, что неуязвимы.
- Они считали себя неуязвимыми.

İnsanlar sahip olduklarını istemezler.

Люди не хотят того, что у них есть.

Onların kim olduklarını bilmiyordum.

- Я не знал, кто они.
- Я не знал, кто они такие.

Onların atalı olduklarını düşündüm.

- Я подумал, что они не правы.
- Я думал, что они ошибаются.

Onların güvende olduklarını sanmıyorum.

Не думаю, что они в безопасности.

Kanadalı olduklarını nereden biliyorsun?

- Откуда ты знаешь, что они канадцы?
- Откуда вы знаете, что они канадцы?

İnsanların abartıyor olduklarını sanmıştım.

- Я думал, что люди преувеличивают.
- Я думал, люди преувеличивают.
- Я думал, народ преувеличивает.

Üzgün ​​olduklarını söylemeyi reddediyorlar.

Они отказываются просить прощения.

Onların akraba olduklarını bilmiyordum.

Я не знал, что они родственники.

Çok yorgun olduklarını söylediler.

Они сказали, что очень устали.

Tamamen yalnız olduklarını söylediler.

Они сказали, что остались одни.

Hatalı olduklarını fark ettiler.

Они поняли, что ошибаются.

Bana masum olduklarını söylediler.

Они сказали мне, что они были невиновны.

Bana suçsuz olduklarını söylediler.

Они сказали мне, что не виноваты.

Ne olduklarını bile tam bilmiyoruz.

Мы мало что о них знаем.

Ama tam nerede olduklarını göremiyorlar.

...где именно те находятся.

Onların şimdi nerede olduklarını bilmiyoruz.

Мы не знаем, где они сейчас.

Onlar Kanadalı olduklarını iddia ediyorlar.

Они утверждают, что они канадцы.

Bize onların nerede olduklarını söyle.

- Скажи нам, где они.
- Скажите нам, где они.

Tom ve Mary olduklarını sanmıyorum.

Не думаю, что это были Том с Мэри.

Ben onların hatalı olduklarını düşünüyorum.

Думаю, они ошибались.

Onların senin arkadaşların olduklarını biliyordum.

- Я знал, что это твои друзья.
- Я знал, что это ваши друзья.
- Я знал, что они твои друзья.
- Я знал, что они ваши друзья.
- Я знал, что это ваши подруги.
- Я знал, что это твои подруги.
- Я знал, что они твои подруги.
- Я знал, что они ваши подруги.

- Nasıl olduklarını biliyorum.
- Nasıllar, bilirim.

Я знаю, на что они похожи.

Onların cansız olduklarını düşünüyor musun?

- Ты думаешь, они мертвы?
- Думаешь, они мертвы?

Birçok kızlar sevimli olduklarını düşünürler.

Большинство девушек считают себя привлекательными.

Ben kim olduklarını merak ediyorum.

- Я хочу знать, кто они.
- Интересно, кто они такие.

Onların kim olduklarını biliyor musunuz?

- Ты знаешь, кто они?
- Вы знаете, кто они?

Hepimiz onların kim olduklarını biliyoruz.

- Мы все знаем, кто они такие.
- Все мы знаем, кто они.

Onların neden burada olduklarını bilmiyorum.

Я не знаю, зачем они здесь.

Onların kötü insanlar olduklarını düşünmüyorum.

Не думаю, что они плохие люди.

Hatalı olduklarını kabul etmeyi reddettiler.

Они отказались признать свою неправоту.

- Kim olduklarını bilmiyorum.
- Kimdiler, bilmiyorum.

Я не знаю, кто они были такие.

Diğerlerinin nerede olduklarını biliyor musun?

- Ты знаешь, где остальные?
- Вы знаете, где остальные?

Bana çok mutlu olduklarını söylediler.

Они сказали мне, что очень счастливы.

Polis, suçluların nerede saklanıyor olduklarını bilmiyor.

Полиция не знает, где прячутся преступники.

Tom ve Mary'nin ikiz olduklarını düşündüm.

- Я думал, что Том и Мэри - близнецы.
- Я думала, что Том и Мэри - близнецы.

Tom'un fıkralarının özellikle komik olduklarını sanmıyorum.

Я не нахожу шутки Тома особенно смешными.

Tom ve Mary'nin kardeş olduklarını sanmıyorum.

- Не думаю, что Том и Мэри - брат и сестра.
- Я не думаю, что Том и Мэри - брат и сестра.
- Не думаю, что Том с Мэри - брат и сестра.

Şu insanların kim olduklarını biliyor musun?

- Ты знаешь, кто эти люди?
- Вы знаете, кто эти люди?

Tom ve Mary'nin akraba olduklarını bilmiyordum.

Я не знал, что Том с Мэри родственники.

Ton ve Mary'nin akraba olduklarını sanmıyorum.

Не думаю, что Том с Мэри родственники.

Tom ve Meryem'in kardeş olduklarını bilmiyordum.

- Я не знал, что Том с Мэри - брат и сестра.
- Я не знал, что Том и Мэри - брат и сестра.

Tom Mary'nin ebeveynlerinin kim olduklarını bilmiyordu.

Том не знал, кем были родители Мэри.

Tom ve Mary'nin doktor olduklarını bilmiyordum.

Я не знал, что Том и Мэри - врачи.

Tom ve Mary'nin fakir olduklarını biliyoruz.

- Мы знаем, что Том и Мэри бедны.
- Мы знаем, что Том и Мэри бедные.

Tom ve Mary'nin ikiz olduklarını bilmiyordum.

Я не знал, что Том с Мэри двойняшки.

Tom ve Mary iyimser olduklarını söylediler.

Том и Мэри сказали, что настроены оптимистично.

- Nerede olduklarını biliyorlardı.
- Bulundukları yeri biliyorlardı.

- Они знали, где они.
- Они знали, где они находятся.
- Они знали, где находятся.

Ben muhafazakarların genellikle aptal olduklarını söylemek istemedim. Aptal insanların genellikle muhafazakar olduklarını söylemek istedim.

Я не хотел сказать, что консерваторы, как правило, глупы. Я хотел сказать, что глупые люди в большинстве своём консервативны.

Şimdi ise alacakaranlık bölgesine bağlı olduklarını düşünüyoruz.

Сейчас мы считаем, что они зависят от сумеречной зоны.

İnsanların denediği, ama başarısız olduklarını başarmak için.

И преуспевать в том, в чём люди терпели неудачу.

Genç olduklarını ve hepsinin İskandinav olduğunu gösterdi.

молодыми, и все они были скандинавами.

O, uçakların arabalardan daha güvenli olduklarını düşünüyor.

- Он думает, что самолёты безопаснее автомобилей.
- Он думает, что самолёты безопаснее, чем автомобили.

Onların her ikisinin de mutlu olduklarını biliyorum.

- Я знаю, что они оба счастливы.
- Я знаю, что они обе счастливы.

Tom ve Mary bizim tarafımızda olduklarını söylediler.

Том и Мэри сказали, что они на нашей стороне.

Jim ve Nancy'nin nerede olduklarını biliyor musunuz?

Ты знаешь, где Джим и Нэнси?

İnsanlara ne öğrenmeye isteksiz olduklarını öğretmek zordur.

Трудно научить людей тому, чему они не хотят учиться.

Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.

Мой сын думает, что женщины сильнее мужчин.

Onların ne hakkında konuşuyor olduklarını bilmem gerekir.

Мне нужно знать, о чём они говорили.

Tom ve Mary'nin yeniden beraber olduklarını duydum.

Я слышал, что Том и Мэри снова вместе.

Gerçek anne ve babamın kim olduklarını bilmiyorum.

Я не знаю, кто мои настоящие родители.

Mary ve Alice'in kız kardeş olduklarını bilmiyordum.

Я не знал, что Мэри и Элис - сёстры.

Tom ve Mary çok aç olduklarını söylediler.

Том и Мэри сказали, что они очень голодны.

Tom ve Mary'nin evli olduklarını söylediğini sanıyordum.

- Ты вроде говорил, что Том с Мэри женаты.
- Вы вроде говорили, что Том с Мэри женаты.

Tom ve Mary'nin çok tuhaf olduklarını sanmıyorum.

Не думаю, что Том и Мэри такие уж странные.

Yunanlar tanıdıkları diğer milletlerden daha iyi olduklarını düşünüyorlardı

считали, что они лучше других известных им народов,

Gerçekte kim olduklarını, gerçekte kimlerle çalıştığımızı bilmek için,

Чтобы знать, кто они на самом деле, с кем мы работаем,

ırkçılık üzerine konuşmaları için çok küçük olduklarını düşünebilir

ещё слишком юные, чтобы говорить о расизме,

Bir dizi önemli krizle yüz yüze olduklarını hissediyorlar.

Они ощущают предстоящие серьёзные кризисы.

Bu krizlere bakacak olursanız ne kadar önemli olduklarını

Присмотревшись к этим кризисам, мы осознаём их срочность,

Japon öğrencilerin bilgi toplamada çok iyi olduklarını düşünüyorum.

Мне кажется, что японские студенты хороши в собирании знаний.