Translation of "Olduğunun" in Russian

0.007 sec.

Examples of using "Olduğunun" in a sentence and their russian translations:

Olduğunun işaretleridir.

от предстоящего события.

Ne olduğunun farkındayım.

- Я в курсе случившегося.
- Я в курсе произошедшего.

Ne olduğunun farkında mısın?

- Вы в курсе того, что произошло?
- Ты в курсе того, что произошло?
- Вы в курсе случившегося?
- Ты в курсе случившегося?
- Вы в курсе произошедшего?
- Ты в курсе произошедшего?

Biz ne olduğunun farkındaydık.

Мы знали о том, что происходит.

Tom neler olduğunun farkında.

Том в курсе происходящего.

Ben neler olduğunun farkındayım.

Я в курсе происходящего.

Biz neler olduğunun farkındayız.

- Мы в курсе происходящего.
- Мы знаем, что происходит.

Tom ne olduğunun farkındaydı.

Том был в курсе происходящего.

Tom ne olduğunun farkında.

Том в курсе происходящего.

Tom neler olduğunun farkındaydı.

Том был в курсе происходящего.

Bir şeyin eksik olduğunun bilincindeydim.

Я осознал, что что-то пропало.

Ben senin başarısız olduğunun farkındayım.

Я в курсе, что вы облажались.

Tom ne olduğunun farkında değildi.

Том был не в курсе произошедшего.

Bu senin katil olduğunun kanıtıdır.

Это доказательство того, что ты убийца.

Hâlâ ne olduğunun anlatılmasını bekliyorum.

Я всё еще жду, чтобы мне объяснили, что случилось.

O bir dahi olduğunun illüzyonundaydı.

Он мнил себя гением.

Tom'un hasta olduğunun farkında değildim.

- Я и не знал, что Том болен.
- Я и не знал, что Том болеет.

- Tom süre bitimini geçirmiş olduğunun farkındaydı.
- Tom son teslim tarihini geçirmiş olduğunun farkındaydı.

Тому было известно, что срок прошёл.

Bunun son derece ironik olduğunun farkındayım.

Возможно, это прозвучит иронично.

Tom Mary'nin evli olduğunun farkında değildi.

Том не знал, что Мэри замужем.

Ne kadar şanslı olduğunun farkında değilsin.

Ты не понимаешь, как тебе повезло.

Ne kadar soruna sebep olduğunun farkında mısın?

- Ты хоть понимаешь, сколько неприятностей ты доставил?
- Вы осознаёте, сколько неприятностей доставили?

Tom'un yapmak zorunda olduğunun hepsi bu kadar.

Это всё, что должен был сделать Том.

Tom otuz yıl önce olduğunun aynısı değil.

Том уже не тот, каким был тридцать лет назад.

Onların her ikisi de ne olduğunun farkında.

Они оба в курсе произошедшего.

Tom ne kadar şanslı olduğunun farkında değil.

Том не понимает, как ему повезло.

Tom kesinlikle dün burada ne olduğunun farkında.

Том несомненно в курсе того, что здесь вчера случилось.

Filmin bir başyapıt olduğunun ortaya çıkmasına şaşırdım.

К моему удивлению, фильм оказался шедевром.

Onun sahip olduğunun iki katı kadar kitabım var.

У меня в два раза больше книг, чем у него.

- Tom ne olduğunun farkında değil.
- Tom olanlardan habersiz.

Том не в курсе произошедшего.

Bunun senin için zor bir karar olduğunun farkındayım.

- Я понимаю, что это трудное для вас решение.
- Я понимаю, что это трудное для тебя решение.

Onun geveleyerek konuşması onun sarhoş olduğunun bir işaretiydi.

Невнятная речь была признаком того, что она пьяна.

Okinawa'nın Çin'e Honshu'dan daha yakın olduğunun farkında mısın?

Знаете ли вы, что Окинава ближе к Китаю, чем к Хонсю?

Tom, Mary'nin ne demiş olduğunun doğru olduğunu biliyordu.

Том знал, что то, что сказала Мэри, правда.

Senin sahip olduğunun on katı kadar çok kitaba sahibim.

У меня в десять раз больше книг, чем у вас.

Tom onun ne kadar rahatsız edici olduğunun farkında değil.

Тому невдомёк, насколько он раздражает.

Senin sahip olduğunun dört katı daha fazla CD'lerim var.

У меня в четыре раза больше CD, чем у тебя.

- Biz ne olup bittiğinin farkındaydık.
- Biz ne olduğunun farkındaydık.

Мы знали о том, что происходит.

Tom'un sahip olduğunun üç katı kadar çok kitaba sahibim.

У меня в три раза больше книг, чем у Тома.

Herkes köle kızın gerçekte bir prenses olduğunun keşfedilmesine çok şaşırmıştı.

Все очень удивились, обнаружив, что рабыня на самом деле была принцессой.

Onun sahip olduğunun üç katı kadar çok sayıda kitabım var.

- У меня в три раза больше книг, чем у него.
- У меня втрое больше книг, чем у него.

- Kiminle konuştuğunu biliyor musun?
- Konuştuğun kişinin kim olduğunun farkında mısın?

- Вы знаете, с кем разговариваете?
- Вы знаете, с кем вы говорите?
- Вы вообще знаете, с кем разговариваете?

O senin sahip olduğunun üç katı kadar çok sözlüğe sahiptir.

У неё в три раза больше словарей, чем у тебя.

Tom'un sahip olduğunun üç katı kadar çok sayıda kitaba sahibim.

У меня в три раза больше книг, чем у Тома.

- Durumun önemli olduğunun tam olarak farkındayız.
- Durumun öneminin tam olarak farkındayım.

- Мы полностью сознаём важность ситуации.
- Мы полностью осознаём всю важность ситуации.

Mary akşam yemeği pişirmeye gittiğinde, dolaptaki patateslerinin çimlenmiş olduğunun farkına vardı.

Когда Мария собралась готовить ужин, она обнаружила, что картошка в шкафу проросла.

İngilizce benim ana dilim değil ve hâlâ öğrenmem gereken birçok şey olduğunun farkındayım.

Я не являюсь носителем английского языка, и я понимаю, что мне ещё многое предстоит изучить.

Bu istediğim şeyin bir sorusu değil. Bu herkes için neyin en iyisi olduğunun sorusu.

Вопрос не в том, чего я хочу. Вопрос в том, как будет лучше для всех.

- Adımın ne olduğu önemli değil.
- Adımın ne olduğunun önemi yok.
- Adımın ne olduğu önemsiz.

- Неважно, как меня зовут.
- Не имеет значения, как меня зовут.

- Senin üç katın kadar param var.
- Senin sahip olduğunun üç katı kadar çok paraya sahibim.

- У меня денег в три раза больше, чем у тебя.
- У меня в три раза больше денег, чем у Вас.
- У меня в три раза больше денег, чем у вас.

- Hata yaptığımı biliyorum ama kafama kakmana gerek yok!
- Yanlışım olduğunun farkındayım ama başıma kakmana gerek yok!

Я знаю, что ошибся - но не нужно мне это вдалбливать!

- Benim adım önemsiz.
- Adımın ne olduğu önemli değil.
- Adımın ne olduğunun önemi yok.
- Adımın ne olduğu önemsiz.

- Моё имя не имеет значения.
- Неважно, как меня зовут.

Bir kadını memnun etmenin bir erkeği memnun etmekten daha zor olduğunun söylendiğini duydum. Doğru olup olmadığını merak ediyorum.

- Я слышал, что женщине труднее угодить, чем мужчине. Мне интересно, правда ли это.
- Я слышал, что женщину труднее удовлетворить, чем мужчину. Мне интересно, правда ли это.
- Я слышал, что женщине труднее доставить удовольствие, чем мужчине. Мне интересно, правда ли это.

- Benim adım önemli değil.
- Adımın ne olduğu önemli değil.
- Adımın ne olduğunun önemi yok.
- Adımın ne olduğu önemsiz.

Моё имя не имеет значения.