Translation of "Arka" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Arka" in a sentence and their portuguese translations:

Arka taraftan fırladı.

Ele saiu por trás.

Arka bahçemizi temizliyoruz.

Estamos limpando nosso quintal.

Ben arka bahçedeyim.

Estou no quintal.

Arabam arka tarafta.

Meu carro está lá fora.

Arka kapı açık.

A porta dos fundos está aberta.

- Tom arka kapıdan girdi.
- Tom arka kapıdan içeri girdi.
- Tom içeri arka kapıdan girdi.

Tom entrou pela porta dos fundos.

- Tom içeriye arka kapıdan geldi.
- Tom arka kapıdan içeri girdi.
- Tom arka gapydan içeri girdi.

Tom entrou pela porta dos fundos.

Tom arka bahçede bekliyor.

Tom está esperando no quintal.

Tom arka bahçede oynuyordu.

Tom estava brincando no quintal.

Tom arka kapıdan çıktı.

Tom saiu pela porta dos fundos.

Tom arka kapıyı açtı.

Tom abriu a porta dos fundos.

Tom arka bahçede oynuyor.

Tom está brincando no quintal.

Ve arka tarafına rahatça sokulabiliriz.

E podemos abrigar-nos por trás disto.

Arka bahçemde bir ağaç var.

Há uma árvore no meu quintal.

Arka bahçeyi tek başıma temizleyemem.

- Eu não posso limpar o quintal sozinho.
- Eu não posso limpar o quintal sozinha.

Tom arka kapıyı kilitlemeyi unuttu.

Tom esqueceu de trancar a porta dos fundos.

Tom arka kapıyı açık bıraktı.

Tom deixou a porta dos fundos aberta.

Arka kapı sonuna kadar açık.

A porta dos fundos estava escancarada.

Tom arka kapıdan gizlice sıvıştı.

Tom saiu furtivamente pela porta dos fundos.

Fadıl arka bahçede bisikletini onarıyordu.

Fadil estava consertando sua bicicleta no quintal.

Yanında yavruları olduğundan arka sokaklardan ilerliyor.

Com as crias atrás, ela segue por ruas secundárias.

Ama arka tarafından bakıldığında yazı gözükmez

mas o texto não é visível quando visto de trás

Yumurtalar arka tarafta, karanlıkta. Görülmeleri imkânsız.

Os ovos são postos atrás, no escuro. É impossível vê-los.

Biz arka bahçede bir kuyu kazıyoruz.

Estamos cavando um poço no quintal.

Arka planda duyabildiğim o ses ne?

O que é esse ruído de fundo que eu estou ouvindo?

Arka arkaya dört maçı kazanmak zordur.

É difícil ganhar quatro jogos consecutivos.

Tom arka bahçesinde bir tavşan gördü.

O Tom viu um coelho em seu quintal.

- Tom arka bahçesine bir tavuk kümesi kurdu.
- Tom arka bahçesine bir tavuk kümesi yaptırdı.

- Tom construiu um galinheiro em seu quintal.
- Tom construiu um galinheiro no seu quintal.
- Tom construiu um galinheiro no quintal dele.

Arka arkaya üç gün boyunca yağmur yağdı.

Está chovendo há três dias sem parar.

Arka bahçemizde büyük bir meşe ağacımız var.

Nós temos um enorme carvalho no quintal.

Köpek öldükten sonra, onu arka bahçeye gömdüler.

Depois que o cachorro morreu, enterraram-no no jardim.

Tom arka koltukta bir cüzdan bulduğunu söyledi.

Tom disse que encontrou uma carteira no banco de trás.

Bu şimdiler arka arkaya gelerek benim zamanımı oluşturuyor.

Isso agora volta a se repetir e forma meu tempo.

Fakat bu durumdan sonra skandallar arka arkada patlayıveriyor

mas depois dessa situação, escândalos explodem um após o outro

Arka plandaki daire, hava akışını görmenize olanak tanıyan,

O círculo ao fundo é um tipo de espelho,

Yoksulluk ön kapını çaldığında sevgi arka kapıdan kaçar.

Quando a pobreza bate na porta da frente, o amor foge pela porta dos fundos.

arka kolumun büyük kısmını ve biraz da kemiği kavradı.

e ele apanhou-me no trícep com força e até mordeu o osso, na verdade.

- Tom ormanda kayboldu ve kendini birinin arka bahçesinde buluverdi.
- Tom ağaçlık alanda yolunu kaybedip kendini bir evin arka bahçesinde buldu.

Tom se perdeu no mato e acabou no quintal de alguém.

İşte bizim hayatımızdaki şimdiler arka arkaya gelerek bizim hayatımızı oluşturuyor.

Aqui em nossa vida, agora, volta e volta e forma nossa vida.

Tom ve Mary arka bahçede bir kar kale inşa etti.

Tom e Mary construíram um forte de neve no quintal.

Tom'un evinin ön kapısı kilitliydi ama arka kapı kilitli değildi.

- A porta da frente da casa do Tom estava trancada, mas a de trás não.
- A porta da frente da casa do Tom estava trancada, mas a porta de trás não estava.

Yoksa bu ağacın arka tarafına gidip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?

Ou ficar por trás da árvore, usando o que a natureza nos dá?

Yoksa bu ağacın arka tarafına girip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?

Ou ficar por trás da árvore, usando o que a natureza nos dá?

Yoksa bu ağacın arka tarafına gidip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?

ou ficar por trás da árvore, usando o que a natureza nos dá?

Bak sırf sizin için arka planı beyaz yaptık tişörtü siyah yaptık

Olha, nós apenas fizemos o fundo branco para você, nós fizemos a camisa preta

Neden arka planında Boston manzarası olan kendine ait bazı resimler çekmiyorsun?

- Por que não tira umas fotos de si mesmo com as paisagens de Boston ao fundo?
- Por que não tira umas fotos de si mesma usando Boston como cenário?

Fadil sessizce arka kapıyı açtı ve ayaklarının ucuna basarak eve girdi.

Fadil abriu silenciosamente a porta dos fundos e entrou na casa na ponta dos pés.

Her gece Mumbai'nin arka sokakları ölümcül bir kedi fare oyununa sahne oluyor.

Todas as noites, as ruas secundárias de Bombaim são palco de um jogo mortal do gato e do rato.

Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.

Uma música que não transmite sensações, imagens, pensamentos ou memórias é somente ruído de fundo.

- Arka arkaya izlenesi bir dizi bu.
- Bölümleri art arda izlemelik bir dizi bu.

É uma série digna de nota.

Yani 25 tane fotoğraf çekiyor saniyede bu fotoğrafları arka arkaya ekleyerek bir video kaydı oluşturuyor

Então, ele tira 25 fotos e cria uma gravação de vídeo adicionando-a em segundos.

- Tom'un binası onun evinin arkasında bir şey.
- Tom, evinin arka tarafında bir şey inşa ediyor.

Tom está construindo alguma coisa atrás de sua casa.