Translation of "İstediği" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "İstediği" in a sentence and their portuguese translations:

Patronun istediği bu.

É isto que o chefe quer.

Tom'un istediği budur.

É isso o que o Tom quer.

Tom'un istediği nedir?

- O que é que o Tom quer?
- O que é que Tom quer?

Eşinden boşanmak istediği için

Porque ele quer se divorciar de sua esposa

Tom istediği şeye sahip.

Tom conseguiu o que queria.

Tom istediği kitabı alamadı.

Tom não conseguiu comprar o livro que queria.

Tom'un istediği bu mu?

É isso que queria Tom?

Tom'un istediği bu değil.

Não é isso que o Tom quer.

Tom'un istediği bu mudur?

É isso que Tom quer?

Tom istediği kadar yiyebilir.

Tom pode comer o tanto que quiser.

O istediği yere oturur.

Ele fica sentado onde quer que ele queira.

O, Tom'un istediği şey.

Isso é o que o Tom quer.

Tom'da Mary'nin istediği var.

O Tom tem o que a Mary quer.

Tom'un bilmek istediği budur.

Isso é o que Tom quer saber.

Tom'un yapmak istediği nedir?

O que é que o Tom quer fazer?

Tom'un yemek istediği nedir?

O que Tom quer comer?

Tom istediği işi aldı.

Tom conseguiu o emprego que almejava.

Kadınların istediği şey budur.

É isso o que as mulheres querem.

- İşler Tom'un istediği gibi gitmedi.
- İşler Tom'un istediği biçimde gitmedi.

As coisas não foram como o Tom queria.

İstediği her şeyi ona verir.

Ele dá a ela tudo que ela pede.

Tom'un gerçekten istediği bir dinlenmeydi.

O que Tom realmente queria era um descanso.

Canımın istediği her şeyi yaparım.

- Eu faço o que me der na telha.
- Eu faço qualquer coisa que tiver vontade.

Tom'a istediği her şeyi verdim.

Eu dei para o Tom tudo o que ele pediu.

Tom istediği her şeye sahip.

Tom tem tudo que ele quer.

Tom'a istediği her şeyi veremiyorum.

Não posso dar a Tom tudo o que ele quer.

Tom'un demek istediği bu mudur?

É isso que o Tom queria dizer?

Bu, ikimizin de istediği şey.

Isso é o que nós dois queríamos.

Tom istediği her şeyi alır.

Tom consegue tudo o que ele quer.

Tom'un yapmamızı istediği şeyi yapalım.

Vamos fazer o que Tom quer que nós façamos.

Tom'un bütün yapmak istediği yüzmektir.

Tudo o que Tom quer fazer é nadar.

Tom Mary'nin istediği şarkıyı söylemeliydi.

Tom deveria ter cantado a canção que Mary sugeriu.

Onun istediği şeyi merak ediyorum.

Me pergunto o que ele quer.

Tom'un ne yapmak istediği açık.

Está claro o que o Tom quer fazer.

Onlardan hangisinin onu istediği açık değil.

Não está claro quem deles queria aquilo.

O, istediği zaman bir sırrı saklayabilir.

Ele é capaz de guardar um segredo quando quer.

Canım istediği zaman güzel hikayeler yazabilirim.

Eu posso escrever boas histórias quando tenho vontade.

Tom'un gerçekten istediği şey mutlu olmaktı.

O que Tom realmente queria era ser feliz.

Tom'un yapmamı istediği her şeyi yapacağım.

Eu farei qualquer coisa que o Tom me pedir que faça.

Lütfen Tom'a istediği her şeyi ver.

Por favor, dê a Tom tudo que ele pedir.

Onun ziyaret etmek istediği yer Mısır'dır.

É o Egito que ele quer visitar.

Para onun istediği en son şeydir.

Dinheiro é a ultima coisa que ele quer.

O, ona istediği her şeyi verir.

Ele lhe dá tudo o que quer.

Tom Mary'ye istediği her şeyi verdi.

Tom deu a Mary tudo que ela queria.

Tom Mary'nin takmasını istediği kravatı takmadı.

Tom não usou a gravata que Maria queria.

Tom Mary'nin istediği şarkıyı çalmaya çalıştı.

- Tom tentou tocar a música que Maria pediu.
- O Tom tentou tocar a música que Maria pediu.

Tom Mary'nin yapmasını istediği şeyi yapmalı.

Tom deveria fazer o que a Mary pediu.

Tom Mary'nin yapmasını istediği şeyi yaptı.

Tom fez o que Mary lhe pediu.

Bana Tom'un beni görmek istediği söylendi.

Me disseram que o Tom queria me ver.

Bu tam olarak onların istediği şey.

É exatamente o que eles querem.

Tom'un gerçekten yemek istediği çikolatalı pudingti.

O que Tom realmente queria comer era pudim de chocolate.

Tom'un yaşamak istediği tek yer Boston'dur.

O único lugar onde o Tom sempre quis morar é Boston.

Tom'un yapmamı istediği her şeyi yapmadım.

Eu não fiz tudo que o Tom me pediu para fazer.

Tom yapmak istediği şey o değil.

Não é isso que o Tom quer fazer.

Tom onun yapmasını istediği şeyi yapamayacak.

- Tom não poderá fazer o que você quer que ele faça.
- Tom não vai poder fazer o que você quer que ele faça.

Tom neredeyse istediği her şeyi aldı.

Tom obteve quase tudo o que ele queria.

Tom Mary'ye bilmek istediği şeyi söyledi.

Tom disse a Maria o que ela queria saber.

Yabancılardan yemek dilenmek nafile. İstediği kadar denesin.

Não adianta implorar a desconhecidos, por muito que tente.

Oğlan fark edilmek istediği için arabasını boyadı.

O menino pintou seu cabelo, porque queria ser reparado.

Tom'un Mary'ye göstermek istediği bir resmi var.

Tom tem uma foto que ele quer mostrar a Maria.

Sadece Tom'un istediği yere gidebilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Eu só acho que o Tom deveria ser capaz de ir aonde ele quisesse.

O rafta Tom'un istediği bir şey var.

Tem algo na prateleira que Tom quer.

Tam olarak Tom'un bizden istediği şeyi yapıyoruz.

Estamos fazendo exatamente o que Tom nos pediu que fizéssemos.

Tom Mary'nin yapmasını istediği şeyi yapmayı reddetti.

Tom se recusou a fazer o que Mary queria que ele fizesse.

Tom'un benden istediği şeyi yapmaya niyetim yok.

Eu não pretendo fazer o que o Tom me pediu.

Belki bu tam olarak Tom'un istediği şey.

Talvez seja exatamente o que Tom quer.

Tom istediği bütün zamana sahip olacağını düşündü.

Tom pensou que ele teria todo o tempo que precisasse.

Benim tavsiyem Tom'a bilmek istediği şeyi söylemek.

O meu conselho é dizer para o Tom o que ele quer saber.

Tom onun yapmak istediği şey olduğunu söyledi.

Tom disse que é isso que ele quer fazer.

Tom'un istediği şeyi yapacak çok zamanı var.

O Tom tem bastante tempo para fazer qualquer coisa que queira.

Tom'un ne istediği pek de umurumda değil.

- Eu não me importo muito com o que o Tom quer.
- Não me importo muito com o que o Tom quer.

Tom'un istediği şeyin o olduğundan emin değilim.

Não sei se é isso que o Tom quer.

Fakat istediği gibi tam olarak da planlar tutmuyor

mas não exatamente como ele quer

Balıkçılık Tom'un şimdiye kadar yapmak istediği tek şey.

Pescar é tudo que Tom sempre quis fazer.

İkinizin bana söylemek istediği bir şey var mı?

Há algo que vocês dois queiram me contar?

Tom'un yapmamı istediği her şeyi yapacak zamanım yok.

Eu não tenho tempo para fazer tudo o que o Tom quer que eu faça.

Tom, Mary'nin ona yapmak istediği şeyden emin değil.

Tom não tem certeza do que Mary quer que ele faça.

Tom yapmak istediği her şeyi yapabilecek kadar zengin.

Tom é rico o bastante para fazer praticamente qualquer coisa que ele queira.

Tom Mary'nin onun almasını istediği şeyi bilmediğini söyledi.

Tom disse que não sabia o que a Mary queria que ele comprasse.

Tom onun her zaman istediği şey olduğunu söyledi.

Tom disse que isso é o que ele sempre quis.

Bunun Tom'un almamızı istediği şey olduğundan emin misin?

Você tem certeza de que isso é o que Tom queria que comprássemos?

O, onun yapmasını istediği her şeyi ona yaptırdı.

Ela fez com que ele fizesse qualquer coisa que ela queria que ele fizesse.

Tom ziyaret etmek istediği yerlerin bir listesini yaptı.

Tom fez uma lista de lugares que ele quer visitar.

Tom'un bütün istediği güzel sıcak bir banyo idi.

Tudo o que Tom queria era um bom banho quente.

Açıkçası, o istediği her şeyi para ile yapabilir.

Obviamente, ele pode fazer o que quiser com o dinheiro dele.

Tom'un onun için almamı istediği her şeyi alacağım.

Vou comprar qualquer coisa que o Tom quiser que eu compre para ele.

Tom'un senden yapmanı istediği şeyi yapıyor gibi görünmüyorsun.

- Não parece que você está fazendo o que Tom te pediu.
- Você não parece estar fazendo o que Tom pediu.

O her zaman elbisesinin seçiminde istediği kadar zaman harcar.

Ela sempre demora para escolher o vestido.

Bunun her ikimizin de istediği bir şey olduğunu düşündüm.

- Eu pensei que isso fosse algo que nós dois queríamos.
- Pensei que isso fosse algo que nós dois queríamos.

Tom ölmeden önce yapmak istediği şeylerin bir listesini yaptı.

Tom fez uma lista de coisas que ele queria fazer antes de morrer.

Tom'un henüz istediği arabayı almak için yeterli parası yok.

Tom ainda não tem bastante dinheiro para comprar o carro que ele quer.

Tom'un izlemek istediği TV programını izlemek için zamanı yoktu.

Tom não teve tempo de assistir ao programa de TV que queria assistir.

Tom'un yapmak istediği şeyi yapmak için yeterli yeri yoktu.

Tom não tinha espaço suficiente para fazer o que queria.

Tom'un gerçekten yapmak istediği evde kalmak ve televizyon izlemekti.

O que Tom realmente queria fazer era ficar em casa e assistir televisão.

- Canım istediği için yaptım.
- Yaptım, çünkü canım öyle istedi.

- Eu fiz aquilo por que eu queria.
- Fiz aquilo por que eu queria.

Onun ne demek istediği ile ilgili genel bir fikrim var.

Tenho uma ideia geral do que ele quer dizer.

Tom onun yapmak istediği hiçbir şeyi Mary'nin yapmasına izin vermeyecek.

- Tom não vai deixar a Mary fazer o que ela quiser.
- Tom não vai deixar a Mary fazer o que quiser.

Babam istediğimiz her şeyi bize vermek istediği için çok çalışmaktadır.

Meu pai trabalha duro porque ele quer nos dar tudo o que nós precisamos.