Translation of "çekti" in Portuguese

0.010 sec.

Examples of using "çekti" in a sentence and their portuguese translations:

Kazağım yıkanırken çekti.

Meu suéter encolheu na lavagem.

Tom tetiği çekti.

Tom puxou o gatilho.

O ipi çekti.

Ele puxou a corda.

Polis tabancayı çekti.

O policial sacou do revólver.

Tom içini çekti.

Tom suspirou.

Tom kopya çekti

O Tom trapaceou.

Tom bayrağı çekti.

- Tom hasteou a bandeira.
- Tom içou a bandeira.

Polis tabancasını çekti.

O policial sacou o revólver.

Tom sifonu çekti.

Tom deu descarga.

Kamerayla resimlerimi çekti.

Ele tirou fotos de mim com a câmera dele.

- Tom, Mary'nin saçını çekti.
- Tom, Mary'nin saçlarını çekti.

Tom puxou o cabelo de Maria.

Tom ütünün fişini çekti.

Tom desligou o ferro.

O bir resim çekti.

Ele tirou uma foto.

O bir nutuk çekti.

Ele proferiu um discurso.

O, bizim dikkatimizi çekti.

- Ela atraiu a nossa atenção.
- Ela atraiu nossa atenção.

Tom bir resim çekti.

Tom tirou uma foto.

Tom binlerce resim çekti.

Tom tirou milhares de fotos.

Tom perdeyi geri çekti.

O Tom puxou a cortina de volta.

Ailenin bir fotoğrafını çekti.

Ele tirou uma foto da família.

Bu resmi kim çekti?

Quem tirou esta foto?

Bu resimleri kim çekti?

Quem tirou essas fotos?

Tom sınavda kopya çekti.

Tom colou na prova.

Bütün para suyunu çekti.

Todo o dinheiro acabou.

O bu fotoğrafı çekti.

Ele tirou esta fotografia.

Bu resmi o çekti.

Ele tirou esta fotografia.

Tom bir kolu çekti.

Tom puxou uma alavanca.

Onlar acı çekti mi?

Eles sofreram?

O, yunusların fotoğraflarını çekti.

Ela tirou fotos dos golfinhos.

Tom, sincapların fotoğrafını çekti.

Tom tirou fotos dos esquilos.

Bu detaylar dikkatimi çekti.

Estes detalhes chamaram a minha atenção.

Tom birkaç fotoğraf çekti.

Tom tirou várias fotos.

Kız kardeşim saçımı çekti.

Minha irmã puxou meu cabelo.

Tom Mary'nin ilgisini çekti.

Tom atraiu a atenção de Maria.

Tom gömleğini kafasına çekti.

O Tom puxou a camisa por cima da cabeça.

- Yıllardır, Tom migren baş ağrısından çekti.
- Tom yıllarca migrenden çekti.

Tom sofreu de enxaqueca durante anos.

- Tom yavru kedinin fotoğrafını çekti.
- Tom kedi yavrusunun bir resmini çekti.

Tom tirou uma foto do gatinho.

Dünya beni uzaklaştırmadı, yakınına çekti.

O mundo não me empurrou para longe. Ele me puxou para perto.

Oyun iyi bir topluluk çekti.

O jogo atraiu um bom público.

Çocuk "Üzgünüm" diyerek içini çekti.

"Sinto muito", suspirou o menino.

O, başını pencereden geri çekti.

Ela afastou sua cabeça de uma janela.

Tom Mary'ye bir silah çekti.

Tom apontou uma arma à Mary.

Güzel manzaranın bir fotoğrafını çekti.

Ele tirou uma foto da bela paisagem.

O bu resmi nerede çekti?

Onde ela tirou esta foto?

Tom Boston'da birçok resim çekti.

Tom tirou muitas fotos em Boston.

O biyoloji sınavında kopya çekti.

Ele colou no exame de biologia.

O, koalanın bir resmini çekti.

Ele tirou uma foto do coala.

Birisi çamaşır makinesinin fişini çekti.

Alguém desconectou a máquina de lavar.

Tom Tarih sınavında kopya çekti.

- Tom colou na prova de história.
- Tom colou no teste de história.

Penceredeki elbise, Tom'un dikkatini çekti.

O vestido exposto na vitrine chamou a atenção de Tom.

Tom silahını çekti ve ateşledi.

Tom sacou a sua arma e atirou.

Tom, Mary'nin bir resmini çekti.

Tom tirou uma foto de Maria.

Tom nihayet Mary'nin dikkatini çekti.

Tom finalmente conseguiu a atenção de Maria.

Tom ineklerin bir resmini çekti.

Tom tirou uma foto das vacas.

Bay Kennedy hatalarımıza dikkat çekti.

O Sr. Kennedy apontou os nossos erros.

Tom jeoloji sınavında kopya çekti.

Tom colou na prova de geologia.

Leyla, Fadıl'ın özel ilgisini çekti.

Layla recebia atenção especial de Fadil.

Tom arabanın üstüne branda çekti.

O Tom cobriu o carro com uma lona.

Sami bir martının fotoğrafını çekti.

Sami tirou uma foto de uma gaivota.

O Londra'da çok sayıda resim çekti.

Ele tirou muitas fotos em Londres.

- Resmi kim aldı?
- Resmi kim çekti?

Quem tirou a foto?

Tom kendi kamerasıyla bir resim çekti.

O Tom tomou uma foto da sua própria câmera.

Tom, Mary'nin köpeğinin bir resmini çekti.

Tom tirou uma foto do cachorro de Maria.

Tom Boston'da bir sürü fotoğraf çekti.

Tom tirou muitas fotos em Boston.

Tom ilaçları tuvalete atıp sifonu çekti.

Tom jogou as drogas no vaso e deu a descarga.

Tom Mary'nin bir sürü fotoğrafını çekti.

Tom tirou muitas fotos de Maria.

Tom partide bir sürü fotoğraf çekti.

Tom tirou muitas fotos na festa.

Tom onun doğum belgesinin fotokopisini çekti.

- Tom tirou cópia da certidão de nascimento dele.
- Tom fotocopiou sua certidão de nascimento.

Tamam, halat bizi çekti ve kanyona indik.

Aguentou-se e chegámos à base da ravina.

- Müzik herkesin ilgisini çekti.
- Müzik herkesi cezbetti.

A música fascinou todo mundo.

Mary borçlarını ödemek için bankadan kredi çekti.

Maria fez um empréstimo para que pudesse pagar as suas dívidas.

Kocasının ölümünden beri Cristina çok acı çekti.

Desde a morte de seu marido Cristina muitíssimo sofreu.

O şiddetli burun tıkanıklığından dolayı acı çekti.

Ele sofria de uma congestão nasal grave.

Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.

Muitos soldados sofreram feridas terríveis na batalha.

Mülteciler fiziksel ve duygusal olarak acı çekti.

Os refugiados sofriam fisicamente e emocionalmente.

Tom iPhone'u ile kendinin bir resmini çekti.

Tom tirou uma foto de si mesmo com seu iPhone.

Çok fazla yedikten sonra Tom hazımsızlık çekti.

O menino teve uma indigestão depois de comer demais.

Onu elinden yakaladı ve onu tekneye çekti.

Ela o pegou pela mão e puxou-o ao barco.

Tom parmağını tetikten çekti ve silahı indirdi.

Tom tirou o dedo do gatilho e abaixou a arma.

- Fotoğraf onun tarafından çekildi.
- Bu resmi o çekti.
- O bu fotoğrafı çekti.
- Bu fotoğraf onun tarafından çekildi.

- A fotografia foi tirada por ele.
- Ele tirou esta fotografia.

Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.

A nova camisa de Tom encolheu quando ele a lavou, e agora ela não serve.

Tom üç yüz dolara Mary'ye elektrik tesisatı çekti.

Tom transferiu trezentos dólares para Maria.

Jim, benim kompozisyonumda bazı dil bilgisi hatalarına dikkat çekti.

Jim mostrou alguns erros gramaticais na minha redação.

Tom yataktan çarşafları çekti ve onları çamaşır makinesine koydu.

Tom tirou os lençóis da cama e os pôs na máquina de lavar.

Tom köpeğinin bir resmini çekti ve onu Mary'ye gönderdi.

Tom tirou uma foto do cachorro dele e a enviou para Mary.

Polonya ve Baltık'ta, Rus ordusu büyük bir yenilgi dizisi çekti,

Hatta bu konuyu geliştirip Dünya'nın bütün sokaklarının fotoğraflarını bile çekti.

Ele até desenvolveu esse assunto e tirou fotos de todas as ruas da Terra.

Babam odadan ayrıldığında küçük kız kardeşim bana el hareketi çekti.

Quando meu pai saiu do quarto, minha irmãzinha me deu o dedo!

Dünya'nın bütün sokaklarını, her sokakta bulanan evlerin fotoğraflarını tek tek çekti.

Ele tirou fotos de todas as ruas do mundo e das casas de cada rua.

- Tom tüm sınavlardan full çekti.
- Tom bütün sınavlardan tam puan aldı.

Tom gabaritou todas as provas.

Rus ordusu sadece altı hafta içinde acı çekti yaklaşık bir milyon kayıp verildi.

Baktı ki herkes ona gülen adam diyor, oda gülen adam isminde bir film çekti

Ele olhou para todo mundo o chamando de homem que sorria, ele fez um filme chamado homem que sorri na sala

- Tom matematik sınavından tam puan aldı.
- Tom matematikte full çekti.
- Tom matematik sınavında full çıkardı.

Tom gabaritou a prova de matemática.