Translation of "Bilgisayar" in Polish

0.020 sec.

Examples of using "Bilgisayar" in a sentence and their polish translations:

Bilgisayar nedir?

Co to jest komputer?

Bilgisayar yeni.

Ten komputer jest nowy.

Bilgisayar çalışmıyor.

Komputer nie działa.

Bilgisayar bozuldu.

Komputer się zepsuł.

Bilgisayar arızalı.

Komputer działa niepoprawnie.

Bilgisayar kapalı.

Komputer jest wyłączony.

- Bilgisayarları kullanıyorum.
- Bilgisayar kullanıyorum.
- Bilgisayar kullanırım.

Używam komputerów.

O bilgisayar kimin?

Czyj to zeszyt?

Annen bir bilgisayar.

Twoja matka to komputer.

Evet, bilgisayar arızalıdır.

Tak, komputer jest szkodliwy.

Bilgisayar tamir edebilirler.

Potrafią naprawiać komputery.

Ben bir bilgisayar kullanıyorum.

Używam komputera.

Bir bilgisayar nasıl çalışır?

Jak działa komputer?

Favori bilgisayar oyunun nedir?

Jaka jest twoja ulubiona gra komputerowa?

Bu bilgisayar aptal mı?

Czy ten komputer jest głupi?

Bir bilgisayar çok faydalıdır.

Komputery są bardzo użyteczne.

Bu bilgisayar şimdi kullanılamaz.

Ten komputer jest już nie do użytku.

Bir bilgisayar zaman kazandırabilir.

Komputer pozwala zaoszczędzić czas.

Bilgisayar modelleriyle de gezegenleri çarpıştırabiliyorum,

Za pomocą modeli komputerowych mogę zderzać ze sobą całe planety,

Arkadaşlarımın hepsi bilgisayar oyunlarını sever.

Wszyscy moi przyjaciele lubią gry komputerowe.

Zaman kazanmak için bilgisayar kullandık.

Użyliśmy komputera, by oszczędzić czas.

Yeni bir bilgisayar almak zorundayım.

Muszę kupić nowy komputer.

O, onun makalelerini yazdığı bilgisayar.

To jest komputer, na którym pisze swoje artykuły.

Bilgisayar tamiri tüm gün sürdü.

Naprawa komputera zajęła cały dzień.

Bu bilgisayar internet'e bağlı mı?

Czy ten komputer jest podłączony do internetu?

Ben bir dizüstü bilgisayar istiyorum.

Chcę zeszyt.

Bu bilgisayar sık ​​sık bozulur.

Ten komputer często się psuje.

O bir bilgisayar satın alıyor.

On kupuje komputer.

Dan yeni bir bilgisayar satın aldı.

Dan kupił nowy komputer.

Birçok erkek çocuk bilgisayar oyunları sever.

Większość chłopców lubi gry komputerowe.

Tom bilgisayar klavyesindeki bir tuşa bastı.

Tom nacisnął przycisk na klawiaturze komputera.

Tom bir bilgisayar şirketi için çalışıyor.

Tom pracuje dla firmy komputerowej.

Sanırım bilgisayar programlama hakkında birazcık biliyorsun.

Zakładam, że wiesz coś na temat programowania.

Artık yalnızca bilgisayar bilimleri mühendisi olmayacaktım.

że nie chcę być tylko inżynierem informatykiem.

Tom bilgisayar programlama hakkında bir şey bilmiyor.

Tom nic nie wie o programowaniu.

Tom sadece yeni bir bilgisayar satın aldı.

Tom właśnie kupił nowy komputer.

Bilgisayar sık sık insan beyni ile karşılaştırılır.

Komputer często porównuje się do ludzkiego mózgu.

Bilgisayar otomatik sistem güncellemeden sonra çalışmayı durdurdu.

Komputer przestał działać po automatycznej aktualizacji systemu.

Yeni bilgisayar, eskisinden on kat daha hızlı.

Nowy komputer jest 10 razy szybszy od starego.

- Tom bir bilgisayar programcısıdır.
- Tom bir programcı.

Tom jest programistą komputerowym.

Onlar yeni nesil bir bilgisayar icat ettiler.

Oni wynaleźli komputer nowej generacji.

bilgisayar bilimcileri muhtemelen aklınıza gelen ilk kişiler olmaz.

informatyk pewnie nie jest pierwszą osobą, którą poprosilibyście o pomoc.

Tom bana yeni bir bilgisayar alması gerektiğini söyledi.

Tom powiedział mi, że musi sobie kupić nowy komputer.

Kişisel bilgisayar satın almak için para kazanmak zorundayım.

Muszę zarobić pieniądze, żeby kupić komputer osobisty.

Bir bilgisayar korsanının web sitemize erişmesi muhtemel değil.

Mało prawdopodobne, by jakiś haker włamał się na naszą stronę.

Bir bilgisayar korsanı, şirketin veritabanındaki hassas dosyalara erişebildi.

Haker zdobył dostęp do sensytywnych plików w bazie danych firmy.

Programcı, bilgisayar sunucusu ile ilgili teknik bir problemi düzeltiyor.

Informatyk naprawia problem techniczny z serwerem.

O mağazadan bir bilgisayar almayı ciddi olarak düşünüyor musun?

Naprawdę chcesz kupić komputer w tym sklepie?

- Tom'un iki tane bilgisayarı var.
- Tom'da iki adet bilgisayar var.

Tom ma dwa komputery.

Benim hakkımda bilmen gereken bir şey bilgisayar oyunlarına bağımlı olduğumdur.

Trzeba ci wiedzieć, że jestem uzależniony od gier komputerowych.

Sınıf arkadaşlarımın bazıları yeni internet kullanıcısıdır; onlar bilgisayar bilimleri hakkında hiçbir şey bilmiyorlar.

Niektórzy moi koledzy z klasy to totalni lamerzy, nic nie wiedzą o informatyce.