Translation of "Yılan" in Italian

0.048 sec.

Examples of using "Yılan" in a sentence and their italian translations:

Yılan tıslar.

Il serpente sibila.

Yılan yaşıyor mu?

Il serpente è vivo?

Yılan korkum var.

Ho orrore dei serpenti.

Yılan yılı başladı.

È iniziato l'anno del serpente.

Yılan Havva'yı ayartmıştı.

Il serpente tentò Eva.

Yılan timsahı yedi.

Il serpente ha mangiato il coccodrillo.

Büyük bir yılan, baksanıza.

È un grosso, vecchio serpente.

Bu bir çıngıraklı yılan.

Un serpente a sonagli.

Yılan kıvrıla kıvrıla gidiyor.

- Il serpente si sta contorcendo.
- Il serpente si sta dimenando.

Yılan bir yumurta yutuyor.

- Il serpente sta inghiottendo un uovo.
- Il serpente sta ingoiando un uovo.

Bu yılan zehirli değil.

Questo serpente non è velenoso.

O bir yılan gördü.

- Ha visto un serpente.
- Lei ha visto un serpente.
- Vide un serpente.
- Lei vide un serpente.

Ben bir yılan değilim.

Non sono un serpente.

- Yılan diri mi yoksa ölü mü?
- Yılan sağ mı yoksa ölü mü?
- Yılan yaşıyor mu yoksa öldü mü?

Il serpente è vivo o morto?

Afrika'da bir sürü yılan var.

In Africa ci sono molti leoni.

Tom bir yılan tarafından ısırıldı.

Tom è stato morso da un serpente.

Dünyadaki en zehirli yılan hangisidir?

Qual è il serpente più velenoso al mondo?

Tom yılan sokması nedeniyle öldü.

- Tom è stato ucciso da un morso di serpente.
- Tom fu ucciso da un morso di serpente.

Oradaki deliği gördünüz mü? Yılan deliği.

Vedi questo buco? È di un serpente.

Şuna bakın! Bu bir çıngıraklı yılan.

Guarda qua. Un serpente a sonagli.

Birkaç yılan, tarantula ve akrep avlayabiliriz

catturando serpenti, tarantole, scorpioni,

"Yılan yıldızları yemeğimi çalıyor." diye düşündü

ha pensato: "Ok, gli ofiuroidei mi rubano il cibo"

Tom bir çıngıraklı yılan tarafından ısırıldı.

Tom è stato morso da un serpente a sonagli.

Bu ormanda bir sürü yılan vardır.

Ci sono molti serpenti in questa foresta.

İrlanda'da hiç yılan olmadığı doğru mu?

È vero che non ci sono serpenti in Irlanda?

Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.

Ma il veleno dura poco col caldo.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir. Dikkatli olmalıyız.

Il morso di un serpente a sonagli può essere letale. Cautela.

Bu çıngıraklı yılan görebiliyor ama gözleriyle değil.

Questo crotalino riesce a vedere... senza gli occhi.

Oh, bak! Orada büyük bir yılan var!

- Oh, guarda! C'è un grande serpente laggiù!
- Oh, guardate! C'è un grande serpente laggiù!
- Oh, guardi! C'è un grande serpente laggiù!

Ve 1972'de ülkenin ilk yılan parkını açtı.

nel 1972 ha aperto il primo parco di serpenti del Paese.

Burada bir yılan var ve tüm ilaçlar... Mahvolmuş.

C'è un serpente e le medicine sono state buttate per aria.

Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

È forte entrare nella tana di un serpente.

Bir yılan çukuruna inmek her zaman heyecan vericidir.

È forte scendere nella tana di un serpente.

"Yılan yıldızlarının yemeğini çalması her zaman sorun olacak."

Avrà sempre il problema degli ofiuroidei che le prendono tutto il cibo."

Gökyüzünden bakıldığında, nehir kocaman bir yılan gibi görünüyordu.

Visto dal cielo, il fiume sembrava un enorme serpente.

Bazı insanlar yılana benzedikleri için yılan balıklarını sevmiyorlar.

- Ad alcune persone non piacciono le anguille perché assomigliano a serpenti.
- Ad alcune persone non piacciono le anguille perché assomigliano ai serpenti.

- Bu ne tür bir yılan?
- Bu ne yılanı?

Che tipo di serpente è quello?

Bu küçük ölüm tuzağından daha korkunç yılan az bulunur.

ci siano pochi serpenti più temibili di questo mini assassino,

En çok insan ölümünden sorumlu yılan türü olduğunu söylüyor.

che causa più vittime umane di qualsiasi altro serpente al mondo:

Bir çıngıraklı yılan, bir akrep ve bir tarantula bulacağız.

Stiamo cercando un serpente a sonagli, uno scorpione e una tarantola.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

Il morso di un serpente a sonagli può essere mortale. Cautela.

İyi işti! Ama yılan zehri bu sıcakta çok dayanmaz.

Bel lavoro! Ma il veleno non durerà a lungo col caldo,

Çıngıraklı yılan sokması ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

Il morso di un serpente può essere mortale. Stiamo attenti.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir, bu yüzden dikkat etmeliyiz.

Il morso di un serpente può uccidere. Dobbiamo essere cauti.

Kabuğu delip aynı bir yılan gibi içeri zehir bırakıyor

per poi rilasciare veleno al suo interno, come un serpente,

Resmi yılan yakalayıcısı, riskli bir ödül için her gün avlanıyor.

l'acchiappaserpenti scava alla ricerca del prezioso bottino.

Çölün içerisine doğru ilerleyip birkaç yılan, tarantula ve akrep avlayıp

Dobbiamo proseguire nel deserto e cercare di prendere alcuni serpenti, tarantole e scorpioni

Yerin altındaki yılan çukurlarına ve saklanacak bir sürü yer olan

fosse sotterranee di serpenti, e vecchie città abbandonate,

Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.

Sembra esserci un'altra entrata. Ecco come è entrato il serpente.

Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.

E anche se pensi di essere veloce, non sarai mai più veloce di lui.

Ve işte hazırız. Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

Siamo pronti ad andare. È forte scendere nella tana di un serpente.

Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünürseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.

E anche se pensi di essere veloce, non sarai mai veloce come lui.

Bir çıngıraklı yılan tarafından ısırılır ve yardım alamazsanız başınız cidden belaya girebilir.

Se vieni morso da un serpente a sonagli e non puoi essere aiutato, sei in un mare di guai.

Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan da içeriye muhtemelen böyle girdi.

Sembra esserci un nuovo ingresso. Dev'essere entrato di lì.

Çıngıraklı yılan ısırığı böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.

Questo morso è un doloroso promemoria di quanto sia pericolosa questa missione.

Çıngıraklı yılan ısırığı, böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.

Il morso del serpente è un doloroso promemoria di quanto sia pericolosa questa missione.

Küçük bir yılan olduğu için insanlar "Bir şey olmaz ya" deyip hemen hastaneye gitmiyorlar.

Purtroppo le persone spesso non reagiscono con decisione perché è un serpentello, dicono che andrà tutto bene e non vanno in ospedale.

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin. Çıngıraklı yılan ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

In questa grotta comandi tu. Decidi. Il morso di un serpente a sonagli può essere letale. Attenzione.

Bir sürü yılan yıldızı istilaya geliyor. Ne yapacağından, nasıl başa çıkacağından emin değil gibi.

Una massa che cerca di sopraffarla e lei non sembra sicura di cosa fare o di come affrontarli.

Rom Whitaker bir herpetolojist, ama çok daha ilginç bir unvanı daha var. Hindistan'ın Yılan Adamı.

Rom Whitaker è erpetologo, ma ha anche un altro soprannome: l'Uomo Serpente indiano.

Hâlâ çölde keşfetmemiz gereken bir sürü yer var. Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.

C'è ancora molto deserto da esplorare, ma il veleno durerà poco col caldo.

Bunun anlamı, kaslarını kullanarak öne atılmaya hazır olduğudur. Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.

Significa che è pronto a usare i muscoli per scattare in avanti. E per quanto tu possa essere veloce, il serpente a sonagli lo è di più.