Translation of "Umuyor" in Italian

Kazanacağını umuyor.

Spera che vincerà.

Onlar kazanmayı umuyor.

- Si aspettano di vincere.
- Loro si aspettano di vincere.

Tom kazanmayı umuyor.

Tom ha sperato di vincere.

Tom ondan hoşlanacağını umuyor.

- Tom spera che ti piaccia.
- Tom spera che vi piaccia.
- Tom spera che le piaccia.

Tom mutlu olduğunu umuyor.

- Tom spera che tu sia felice.
- Tom spera che voi siate felici.
- Tom spera che lei sia felice.

Tom Boston'a gitmeyi umuyor.

Tom sta sperando di andare a Boston.

Tom, Mary'nin ölmeyeceğini umuyor.

Tom spera che Mary non muoia.

Tom, Mary'nin kazanamayacağını umuyor.

Tom spera che Mary non vincerà.

Tom, Mary'nin kazanacağını umuyor.

Tom spera che Mary vincerà.

Tom Mary'nin kazanmasını umuyor.

Tom spera che Mary vinca.

Tom, Mary'nin kazanabileceğini umuyor.

- Tom spera che Mary possa vincere.
- Tom spera che Mary riesca a vincere.

Tom diskalifiye edilmeyeceğini umuyor.

Tom spera che non sarà squalificato.

O, bir tasarımcı olmayı umuyor.

- Spera di diventare una designer.
- Lei spera di diventare una designer.
- Spera di diventare una progettista.
- Lei spera di diventare una progettista.

Tom seni ekimde görmeyi umuyor.

- Tom spera di vederti a ottobre.
- Tom spera di vedervi a ottobre.
- Tom spera di vederla a ottobre.

Tom seni orada görmeyi umuyor.

- Tom spera di vederti lì.
- Tom spera di vedervi lì.
- Tom spera di vederla lì.

Tom, Mary ile konuşacağını umuyor.

- Tom spera che parlerai com Mary.
- Tom spera che parlerete con Mary.
- Tom spera che parlerà con Mary.

O, Paris'i ziyaret edeceğini umuyor.

- Spera di visitare Parigi.
- Lui spera di visitare Parigi.

Tom bir avukat olmayı umuyor.

Tom spera di diventare un avvocato.

Tom Mary'nin sınavı geçeceğini umuyor.

- Tom spera che Mary passi l'esame.
- Tom spera che Mary superi l'esame.

Tom yarın kar yağmayacağını umuyor.

Tom spera che non nevichi domani.

Tom yarın yağmur yağmayacağını umuyor.

Tom spera che non piova domani.

Tom yarın bulutlu olmayacağını umuyor.

Tom spera che non sia nuvoloso domani.

Tom, Mary'nin onu yapacağını umuyor.

Tom spera che Mary lo farà.

Tom hâlâ onu yapmayı umuyor.

Tom spera ancora di farlo.

Tom, Mary'nin bunu yapmayacağını umuyor.

Tom spera che Mary non lo farà.

Tom, Mary'nin Fransızca okuyacağını umuyor.

- Tom spera che Mary studierà francese.
- Tom spera che Mary studierà il francese.

Tom, Mary'nin onu yapabileceğini umuyor.

- Tom spera che Mary possa farlo.
- Tom spera che Mary lo possa fare.
- Tom spera che Mary riesca a farlo.
- Tom spera che Mary lo riesca a fare.

Tom Mary'nin, onu yapmayacağını umuyor.

Tom spera che Mary non lo farà.

Tom Mary'nin onu affetmesini umuyor.

Tom spera che Mary lo perdoni.

Tom, Mary'nin evet diyeceğini umuyor.

- Tom spera che Mary dirà di sì.
- Tom spera che Mary sia d'accordo.

Tom bir moda tasarımcısı olmayı umuyor.

- Tom spera di diventare uno stilista.
- Tom spera di diventare uno stilista di moda.

Tom Mary'nin söylediğinin gerçek olmasını umuyor.

Tom spera che quel che ha detto Mary sia vero.

Tom yarın havanın iyi olacağını umuyor.

Tom spera che ci sarà bello domani.

Tom Perşembeye kadar sonuçları almayı umuyor.

Tom spera di avere i risultati entro giovedì.

Tom Mary'nin polis tarafından tutuklanmamasını umuyor.

Tom spera che Mary non venga arrestata dalla polizia.

Tom bunu kısa sürede yapmayı umuyor.

Tom si aspetta di farlo presto.

Tom, senin Mary'ye yardım edeceğini umuyor.

- Tom sta sperando che aiuterai Mary.
- Tom sta sperando che aiuterà Mary.
- Tom sta sperando che aiuterete Mary.

Tom, kötü bir şey olmamasını umuyor.

Tom spera che non accada niente di grave.

Tom Boston'a kadar bir otomobile alınacağını umuyor.

Tom spera di prendere un passaggio per Boston.

Tom 2.30'a kadar işin yaptırılmasını umuyor.

Tom spera che il lavoro venga fatto entro le 2:30.

Tom gelecek yaz Boston'u ziyaret etmeyi umuyor.

Tom spera di visitare Boston la prossima estate.

Tom yemek artıklarını bu gece tekrar yemeyeceğini umuyor.

- Tom spera di non mangiare ancora degli avanzi stasera.
- Tom spera di non mangiare ancora degli avanzi stanotte.
- Tom spera di non mangiare di nuovo degli avanzi stasera.
- Tom spera di non mangiare di nuovo degli avanzi stanotte.

Herkes Japonya'da artık asla kötü bir şey olmayacağını umuyor.

Tutti sperano che non accada mai niente di brutto in Giappone.

Içeride Gubbi ve diğer vahşi yaşam görevlileri büyük ağlar gererek kaçağı tuzağa düşürmeyi umuyor.

all'interno, Gubbi e i suoi colleghi tendevano grosse reti nella speranza di catturare il fuggiasco.