Translation of "Kazanmayı" in Italian

Kazanmayı umuyoruz.

- Ci aspettiamo di vincere.
- Noi ci aspettiamo di vincere.

Kazanmayı umuyorum.

Sto sperando di vincere.

Çünkü kazanmayı beklemiyordun.

Non vi aspettavate di vincere.

Ben kazanmayı seviyorum.

Amo vincere.

Ödül kazanmayı severim.

- Mi piace vincere premi.
- A me piace vincere premi.

Biz kazanmayı bekliyorduk.

- Ci aspettavamo di vincere.
- Noi ci aspettavamo di vincere.

Onlar kazanmayı umuyor.

- Si aspettano di vincere.
- Loro si aspettano di vincere.

Ben kazanmayı umuyorum.

- Mi aspetto di vincere.
- Io mi aspetto di vincere.

Tom kazanmayı beklemedi.

Tom non si aspettava di vincere.

Tom kazanmayı bırakmadı.

Tom non ha smesso di vincere.

Tom kazanmayı umuyor.

Tom ha sperato di vincere.

Tom kazanmayı umuyordu.

Tom stava sperando di vincere.

Şampiyonluğu kazanmayı imkansız buldum.

- Ho trovato impossibile vincere il campionato.
- Io ho trovato impossibile vincere il campionato.
- Trovai impossibile vincere il campionato.
- Io trovai impossibile vincere il campionato.

Sadece para kazanmayı düşünüyor.

- Lui pensa solo a fare soldi.
- Pensa solo a fare soldi.
- Pensa soltanto a fare soldi.
- Lui pensa soltanto a fare soldi.
- Pensa solamente a fare soldi.
- Lui pensa solamente a fare soldi.

Tom yarışı kazanmayı beklemiyordu.

Tom non si aspettava di vincere la gara.

Tom kazanmayı hak ediyor.

Tom merita di vincere.

Tom yarışı kazanmayı ummuştu.

- Tom si aspettava di vincere la gara.
- Tom si aspettava di vincere la corsa.

Bugünkü yarışı kazanmayı umuyorum.

- Mi aspetto di vincere la corsa di oggi.
- Io mi aspetto di vincere la corsa di oggi.

Tom kesinlikle kazanmayı beklemiyordu.

- Tom sicuramente non si aspettava di vincere.
- Tom certamente non si aspettava di vincere.

Ben kazanmayı hak ediyorum.

Merito di vincere.

Kazanmayı umuyordun, değil mi?

Stavi sperando di vincere, non è vero?

Nihayet, Mario prensesin sevgisini kazanmayı başardı.

Alla fine, Mario riuscì ad ottenere l'amore della principessa.

Tom Mary'nin kazanmayı nasıl başardığını merak etti.

Tom si domandò come Mary avesse potuto vincere.