Translation of "Yaşamak" in Hungarian

0.008 sec.

Examples of using "Yaşamak" in a sentence and their hungarian translations:

Yaşamak istemiyorum.

Nem akarok élni.

Yaşamak tehlikelidir.

Az élet kockázatos.

Havasız yaşamak imkansızdır.

Levegő nélkül élni lehetetlen.

Boston'da yaşamak istemiyorum.

Nem akarok Bostonban lakni.

Avustralya'da yaşamak istiyorum.

Ausztráliában akarok élni.

Şehirde yaşamak istiyorum.

- A városban szeretnék lakni.
- A városban szeretnék letelepedni.

Tom yaşamak istiyor.

Tomi élni akar.

Nerede yaşamak istersin?

Hol akarnál élni?

Onunla yaşamak istemiyorum.

Nem akarok ezzel együtt élni.

Boston'da yaşamak istiyorum.

- Bostonban akarok élni.
- Bostonban akarok lakni.

İtalya'da yaşamak istiyorum.

Olaszországban akarok élni.

Onunla yaşamak zorundayım.

Együtt kell élnem ezzel.

Orada yaşamak istemezdim.

Nem szeretnék ott élni.

Yalnız yaşamak istemiyorum.

Nem akarok egyedül élni.

Burada yaşamak istemiyorum.

Nem akarok itt élni.

Tampa'da yaşamak istiyorum.

Tampában szeretnék élni.

Hindistan'da yaşamak istiyorum.

Indiában akarok lakni.

Yaşamak kolay değildir.

Nem egyszerű az élet.

Seninle yaşamak istemiyorum.

Nem akarok veled élni.

Biz yaşamak istiyoruz.

Élni akarunk.

Şehirde yaşamak istemiyorum.

Nem akarok a városban lakni.

Ama bu süreçleri yaşamak

de végigélni ezt a folyamatot olyan volt,

Bir toplumda yaşamak istiyorum,

több kulturális és pénzügyi támogatásban részesülnek,

Bir kalede yaşamak istiyorum.

- Egy kastélyban szeretnék élni.
- Egy várban élnék szívesen.
- Várkastélyban szeretnék élni.

Gerçekten burada yaşamak istemiyorum.

Tényleg nem akarok itt élni.

Sonsuza dek yaşamak istiyorum.

Örökké szeretnék élni.

Korku yaşamak için gereklidir.

A félelem nélkülözhetetlen a túléléshez.

New York'ta yaşamak istiyorum.

Szeretnék New Yorkban élni.

Bombay'da yaşamak ister misin?

Bombayben akarsz lakni?

Burada yaşamak kolay değil.

- Nem könnyű itt élni.
- Nem egyszerű itt az élet.

Ben Brezilya'da yaşamak istiyorum.

- Brazíliában akarok élni.
- Braziliában akarok élni.

Tom Boston'da yaşamak istemiyor.

Tom nem akar Bostonban lakni.

- Gerçekten sonsuza kadar yaşamak istiyor musun?
- Gerçekten ebediyen yaşamak mı istiyorsun?
- Gerçekten ebediyen yaşamak istiyor musun?

Tényleg örökké kívánsz élni?

Ve yaşamak istediğimiz dünyayı yansıtan

és az is a mi felelősségünk,

Uzun yaşamak istiyorsan sigarayı bırak.

Mondjon le a dohányzásról, ha sokáig akar élni.

Büyük bir şehirde yaşamak istiyorum.

Egy nagyvárosban szeretnék lakni.

Yaşamak için bir nedenim yok.

- Nincs miért élnem.
- Nincs miért éljek.

Mutlu bir hayat yaşamak istiyorum.

Boldogan akarom élni az életem.

Yaşamak için bir şeyim yok.

Nincs miért élnem.

Tom korku içinde yaşamak istemiyor.

Tom nem akar félelemben élni.

O yaşamak için ne yapıyor?

- Miből él?
- Mi a munkája?

Bir gün Avrupa'da yaşamak istiyorum.

Egy napon Európában szeretnék élni.

Bu ülkede yaşamak hoşuma gidiyor.

Szeretek ebben az országban élni.

Tom kırsal alanda yaşamak istemiyor.

Tom nem akar vidéken élni.

Küçük bir kasabada yaşamak istiyorum.

Egy kisvárosban akarok lakni.

Büyük bir kentte yaşamak isterim.

- Egy nagy városban szeretnék élni.
- Egy nagy városban akarok élni.

Lajos, Szeged'te yaşamak istediğini söyledi.

Lajos mondta, hogy Szegeden akar lakni.

Burası Tom'un yaşamak istediği yer.

Ez az, ahol Tom élni szeretne.

- Yaşamak, şarkı söylemek ve sevmek anlamına gelir.
- Yaşamak, şarkı söylemek ve sevmek demektir.

Élni annyit tesz, szeretni és énekelni.

Yaşamak için çok az şeyleri var.

Nagyon kevés jut nekik megélhetésre.

Kyoto'da ya da Nara'da yaşamak istiyorum.

Kiotóban vagy Narában szeretnék lakni.

Yaşamak için sadece altı ayım var.

- Már csak hat hónapom van hátra.
- Csak egy félév van hátra az életemből.

Seninle birlikte yaşamak bir kabus olurdu.

Rémálom volna veled élni.

Hayatı sevmek, iyi yaşamak anlamına gelir.

Szeretni az életet azt jelenti, hogy jól élni.

Yaşamak için çalış; çalışmak için yaşama!

Dolgozz, hogy megélj, de ne a munkádnak élj!

Yaşamak için sadece bir yol vardır.

Csak egyféleképpen lehet élni.

Hiç bir adada yaşamak istedin mi?

Akartál már egy szigeten élni?

Bu, içinde yaşamak istediğim bir dünya değil.

Én nem ilyen világban szeretnék élni.

Bu dehşeti her gün yaşamak beni değiştirdi.

Látva ezeket a borzalmakat nap mint nap, más ember lettem.

Sağ kalmak için, yaşamak için mücadele ediyoruz.

Hogy életben maradjunk, harcolni kell az életért.

Yaşamak için, sahip olduğumdan fazlasına ihtiyacım yok.

Az élethez nem kell több, mint amennyim van.

Büyük evler yaşamak için mutlaka rahat değildir.

A nagy házak nem feltétlenül kényelmesebbek is.

Ailenle birlikte evde yaşamak istemediğinden emin misin?

Biztos vagy benne, hogy nem akarsz otthon élni a szüleiddel?

İnsan yaşamak için yer, yemek için yaşamaz.

Az ember nem azért él, hogy egyen, hanem azért eszik, hogy éljen.

Şehirde yaşamak taşrada yaşamaya göre gerçekten farklıdır.

A városi élet nagyon különbözik a vidéki élettől.

Bu küçük gelirle yaşamak benim için zor.

Nehéz megélnem a kevés jövedelmemből.

Ben yaşamak için çalışırım ama çalışmak için yaşamam.

Azért dolgozom, hogy megéljek, de nem azért élek, hogy dolgozzak.

Lajos, üç yıl önce Szeged'de yaşamak istediğini söylemişti.

Lajos mondta, hogy három évvel ezelőtt Szegeden akart lakni.

Yaşamak için yiyecek, giyecek ve bir eve ihtiyacımız var.

Az élethez szükség van élelemre, ruhákra és egy otthonra.

Bir dereye yakın yaşamak her zaman hayallerimden biri olmuştur.

Álmaim egyike mindig az volt, hogy egy patak mellett élek.

Öyle bir dünyada yaşamak istiyoruz ki, kaybedilen hiçbir şey olmasın.

Olyan világban szeretnénk élni, ahol semmi sem tűnik el.

Birliklerinin yaşamak için mücadele edeceğini bilmek bu fakir bölgedeki topraklardan

Ha tudta, hogy csapata meg fog küzdeni, hogy élni tudja a szárazföldön levő szárazföldön,

Bir çocuk olarak devasa Atlantik Okyanusu'nun gücüyle yaşamak inanılmaz heyecanlıydı.

Hihetetlenül izgalmas volt a hatalmas Atlanti-óceán erejétől körülvéve felnőni.

Hayatımın geri kalanını saygı gösterebileceğim ama sevemeyeceğim bir kadınla yaşamak istemiyorum.

Nem akarom életem hátralévő részét egy olyan nővel leélni, akit tisztelni tudok, de szeretni nem.

Gerçek dostluk, iki bedende yaşamak için ikiye bölünmüş bir ruh gibidir.

Az igaz barátság olyan, mint egy lélek, amelyik ketté van osztva, hogy két testben lakjon.

Ben bir çift olarak yaşamak istemiyorum. Bu bir köpeğe sahip olmak gibidir.

Nem akarok párban élni. Az olyan, mintha egy kutyám lenne.

Boston ziyaret etmek için güzel bir yer ama ben orada yaşamak istemem.

Bostont érdemes megnézni, de én nem szívesen laknék ott.

Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.

Efféle kapcsolatot létesíteni egy állattal, és ehhez hasonló élményeket átélni egyszerűen elképesztő.

Hayatımı stressiz ve endişesiz yaşamak istiyorum. Zengin ya da ünlü olmam gerekmiyor, sadece mutlu olmak istiyorum.

Stressz és aggodalmak nélkül akarom élni az életemet. Nem szükséges, hogy gazdag vagy híres legyek, egyszerűen csak boldog szeretnék lenni.

- Bu ilçe yaşamak için güvenli bir yer değil artık.
- O semt, yaşanılacak güvenli bir yer değil artık.

Ez a kerület már nem biztonságos lakóhely.