Translation of "Radyo" in German

0.008 sec.

Examples of using "Radyo" in a sentence and their german translations:

- Radyo dinliyorum.
- Ben radyo dinliyorum.

Ich höre Radio.

Radyo dinliyorum.

Ich höre Radio.

Radyo çalışmıyor.

- Das Radio funktioniert nicht.
- Das Radio geht nicht.

Radyo açık.

Das Radio ist an.

Radyo dinliyorlardı.

Sie hörten Radio.

Radyo bozuldu.

Das Radio ging aus.

Radyo kapalıdır.

Das Radio ist ausgeschaltet.

Radyo dinlemiyordum.

- Ich hörte kein Radio.
- Ich habe kein Radio gehört.

Radyo biraz gürültülü.

Das Radio ist ein bisschen laut.

Nadiren radyo dinlerim.

Ich höre selten Radio.

Tom radyo dinliyor.

Tom hört Radio.

Ben radyo dinliyorum.

Ich höre Radio.

O, radyo dinliyor.

Er hört gerade Radio.

Bu radyo bozuk.

- Dieses Radio funktioniert nicht.
- Dieses Radio ist defekt.

- Bu radyo senin mi?
- Bu radyo sizin mi?

Ist das Ihr Radio?

- Masadaki radyo bir Sony.
- Masanın üzerindeki radyo bir Sony.

Das Radio auf dem Schreibtisch ist ein Sony.

Haber başlıkları, radyo, gazeteler...

Schlagzeilen, Radio, Zeitungen --

O radyo senin mi?

Ist das dein Radio?

Radyo dinlerken uyuya kaldım.

- Ich bin beim Radiohören eingeschlafen.
- Ich schlief beim Radiohören ein.

Radyo büyük bir buluş.

Das Radio ist eine großartige Erfindung.

Radyo açıkken uykuya daldı.

- Er ist bei laufendem Radio eingeschlafen.
- Er ist unter laufendem Radio eingeschlafen.

Oturdu ve radyo dinledi.

Er setzte sich hin und hörte Radio.

Dün gece, radyo dinledim.

Letzte Nacht habe ich Radio gehört.

Neredeyse hiç radyo dinlemem.

Ich höre fast nie Radio.

Her gece radyo dinlerim.

- Ich höre jeden Abend Radio.
- Ich höre jede Nacht Radio.
- Jede Nacht höre ich Radio.

Radyo antenini bağladılar mı?

Ist die Radioantenne schon angeschlossen worden?

Dün radyo dinliyor muydun?

Hast du gestern Radio gehört?

Ben bir radyo amatörüyüm.

Ich bin Funkamateur.

Radyo harika bir buluş.

Das Radio ist eine großartige Erfindung.

Tom ofisinde radyo dinliyor.

Tom ist in seinem Büro und hört Radio.

O radyo dinlerken durdu.

Er hörte auf, Radio zu hören.

Bu bir radyo mu?

Ist das ein Radio?

Bu radyo ne kadardır?

- Was kostet dieses Radio?
- Wie viel kostet dieses Radio?

O, radyo dinlemeyi sever.

Er hört gerne Radio.

Ben radyo dinlemeyi seviyorum.

Ich höre gerne Radio.

Favori radyo istasyonun nedir?

- Welchen Radiosender hören Sie am liebsten?
- Welchen Radiosender hörst du am liebsten?
- Welchen Radiosender hört ihr am liebsten?

Radyo dinlemek hoşuma gidiyor.

Ich höre gerne Radio.

- Radyo istasyonunun önünde senin için bekleyeceğim.
- Seni radyo istasyonunu önünde bekleyeceğim.

Ich werde vor der Rundfunkstation auf dich warten.

Radyo sesler tarafından rahatsız edilmektedir.

- Das Radio wird durch Geräusche gestört.
- Der Funk wird durch Störgeräusche gestört.

Radyo haberleri ayrıntılı olarak yayınlıyor.

Der Rundfunk hat die Nachrichten ausführlich gesendet.

Program dün radyo üzerinden yayınlandı.

- Das Programm wurde gestern im Radio gesendet.
- Die Sendung kam gestern im Radio.

O zamanlar hiç radyo yoktu.

In jener Zeit gab es keine Radios.

Radyo kötü hava uyarısı yaptı.

Im Radio gab eine Schlechtwetterwarnung.

Radyo en son şarkıları çalıyor.

Im Radio laufen die neuesten Lieder.

Nasıl bir radyo yapılacağını bilir.

Er weiß, wie man ein Radio baut.

Radyo, kaza hakkında bilgi vermedi.

Das Radio informierte nicht über den Unfall.

Tom kahvaltı yaparken radyo dinler.

- Tom hört während des Frühstücks Radio.
- Tom hört beim Frühstück Radio.

Radyo sel olasılığı hakkında bizi uyardı.

Das Radio warnte uns vor einer möglichen Überflutung.

O günlerde Japonya'da hiç radyo yoktu.

Damals gab es in Japan keine Radiogeräte.

Radyo spikerinin erkeksi bir sesi vardı.

Der Radiosprecher hatte eine männliche Stimme.

Radyo satıcısının bana neden kızdığını biliyorum.

Ich weiß, warum sich der Radioverkäufer über mich geärgert hat.

Birçok genç insan artık radyo dinlemiyor.

Viele junge Leute hören kein Radio mehr.

Tom araba sürerken radyo dinlemeyi seviyor.

Tom hört beim Autofahren gerne Radio.

Tom eski radyo programlarını dinlemekten hoşlanıyor.

Tom hört sich gerne alte Radiosendungen an.

Bu radyo bir kibrit kutusundan daha büyük değil.

Dieses Radio ist nicht größer als eine Streichholzschachtel.

Sizin dilinizde herhangi TV veya radyo programları var mı?

Gibt es irgendwelche Fernseh- oder Radioprogramme in Ihrer Sprache?

Gazeteler,televizyon ve radyo kitle iletişim araçları olarak adlandırılır.

Zeitungen, Fernsehen und Radio bezeichnet man als Massenmedien.

Radyo önümüzdeki deprem hakkında bizi uyardı ve eşyalarımızı toplamaya başladık.

Im Radio warnte man uns vor dem bevorstehenden Erdbeben und wir begannen unsere Sachen zusammenzusuchen.

Gemi batmadan önce radyo operatörü son bir mesaj yayınladı -SOS!

Bevor das Schiff sank, konnte der Funker noch einen letzten Funkspruch absetzen - SOS.

Televizyon izlediğinde ya da radyo dinlediğinde, dinlediğiniz müzik genellikle Afrika kökenlidir.

Wenn ihr fernseht oder Radio hört, ist die Musik, die ihr hört, oft afrikanischen Ursprungs.

Geçtiğimiz 30 yıl içinde gök bilimcileri radyo dalgaları, gama ışınları ve arasında kalan tüm enerjilerle evreni inceleme yeteneğini geliştirdiler. Bu yetenek evrenimizdeki şaşırtıcı olayları keşfetmemize imkan verdi.

Während der letzten dreißig Jahre haben die Astronomen Möglichkeiten entwickelt, sich das Universum mit Radiowellen, Gammastrahlen und allen Energien dazwischen anzusehen. Dies hat uns ermöglicht, faszinierende Ereignisse in unserem Universum zu entdecken.