Translation of "Kağıt" in German

0.016 sec.

Examples of using "Kağıt" in a sentence and their german translations:

- Kağıt beyazdır.
- Kağıt beyaz.

- Papier ist weiß.
- Das Papier ist weiß.

Kağıt beyaz.

Papier ist weiß.

Yazıcıya kağıt lazım.

Der Drucker braucht Papier.

Kağıt ağaçtan yapılır.

Papier wird aus Holz hergestellt.

Kağıt ağaçtan üretilir.

Papier wird aus Holz hergestellt.

Bu kağıt beyaz.

Das Papier ist weiß.

Kağıt kolaylıkla tutuşur.

- Papier brennt leicht.
- Papier fängt leicht Feuer.

Taş, Kağıt, Makas

- Schere, Stein, Papier.
- Schnick, Schnack, Schnuck.

Kağıt hızlı yanar.

Papier brennt gut.

Kağıt kolayca yakar.

Papier brennt leicht.

Bu kağıt pürüzlü.

Dieses Papier ist rau.

Kağıt parçasını parçaladı.

Er zerriss das Stück Papier.

Çok az kağıt kaldı.

Es ist nur noch wenig Papier übrig.

Sadece beyaz kağıt yeterli.

Leeres weißes Papier ist ausreichend.

Öğrenciler birbirlerine kağıt atıyorlardı.

Die Schüler bewarfen sich mit Papier.

İşte bir parça kağıt.

Hier ist ein Stück Papier.

Kitaplar insanlığın kağıt hafızasıdır.

Bücher sind das papierne Gedächtnis der Menschheit.

Bu kağıt, mürekkebi emmez.

Dieses Papier nimmt keine Tinte auf.

Bu kağıt mürekkep emmez.

Dieses Papier nimmt keine Tinte auf.

Kağıt beyazdır, karbon siyahtır.

- Papier ist weiß, Kohlenstoff ist schwarz.
- Papier ist weiß, Kohlenstoff schwarz.

Kağıt bir Çin icadıdır.

Das Papier wurde in China erfunden.

Origami kağıt katlama sanatıdır.

Origami ist die Kunst des Papierfaltens.

Tom kağıt parçasını parçaladı.

Tom zerriss das Stück Papier.

Bu kağıt parçasını yırtacağım.

Ich zerreiß das Stück Papier jetzt.

Bir parça kağıt istiyorum.

Ich will ein Stück Papier.

- Bir kağıt torba alabilir miyim?
- Kağıt bir torba alabilir miyim?

- Könnte ich eine Papiertüte haben?
- Kann ich eine Papiertüte bekommen?

Asıl sihir kağıt üzerinde olmuyor.

Der wahre Zauber findet nicht auf dem Papier statt,

Herhangi bir kağıt işe yarar.

Jedes Papier ist geeignet.

Lütfen bana bir kağıt getir.

Bring mir bitte ein Blatt Papier.

Ona bir yaprak kağıt verdi.

Er gab ihr ein Blatt Papier.

O, bir parça kağıt çıkardı.

Er brachte ein Stück Papier zum Vorschein.

O, arkadaşına üç kağıt yaptı.

Er spielte seinem Freund einen Streich.

Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.

- Tom faltet gerne Papierflieger.
- Tom baut gerne Papierflieger.

Büyükannemin cildi kağıt gibi görünüyordu.

Die Haut meiner Großmutter war wie Papier.

Hayır, bu kağıt beyaz değil.

Nein, dies Papier ist nicht weiß.

Bu sadece bir kağıt parçası.

Das ist nur ein Stück Papier.

Tom kağıt uçaklar yapmayı seviyor.

- Tom faltet gerne Papierflieger.
- Tom baut gerne Papierflieger.

Bana bir parça kağıt ver.

- Gib mir ein Stück Papier.
- Geben Sie mir ein Stück Papier.

Kahverengi kağıt torbanın içine koyun.

Leg es in eine braune Papiertüte.

Ben bir kağıt uçak yaptım.

- Ich habe ein Papierflugzeug gemacht.
- Ich habe einen Papierflieger gebastelt.

Bir kağıt mendile ihtiyacım var.

Ich brauche ein Taschentuch.

Yere bir parça kağıt düştü.

Ein Blatt Papier fiel auf den Boden.

Tom'a bir kağıt mendil ver.

Gib Tom ein Tempotuch.

- Lütfen yazmak için bana kağıt verin.
- Lütfen yazmak için bana kağıt ver.

Schreibpapier bitte.

Lütfen bana bir parça kağıt getir.

Bitte hol mir ein Stück Papier.

Bana boş bir sayfa kağıt verin.

Gib mir ein leeres Blatt Papier.

Bana beyaz bir kağıt parçası ver.

Gib mir ein Stück weißes Papier.

Avukat toplantıda önemli bir kağıt verdi.

Der Anwalt hielt auf der Konferenz eine wichtige Rede.

Bana bir parça kağıt getir, lütfen.

Bitte hol mir ein Stück Papier.

Metal, kağıt ve tahta tabaklar satarız.

Wir verkaufen Teller aus Metall, aus Papier und aus Holz.

Kağıt haritalarına olan ihtiyacı ortadan kaldırdı.

auf dem Meer und im Himmel überflüssig.

Odun, kağıt üretimi için bir hammaddedir.

Holz ist das Rohmaterial zur Papierherstellung.

Kağıt uçak yavaş yavaş yere düştü.

Das Papierflugzeug sank langsam zur Erde.

Kağıt ilk kez Çin'de icat edildi.

Das Papier wurde in China erfunden.

Bu kağıt parçasına cevap yaz, lütfen.

- Bitte schreibe die Antwort auf dieses Stück Papier.
- Bitte schreibt die Antwort auf dieses Stück Papier.
- Schreiben Sie die Antwort bitte auf dieses Blatt Papier.

O, ona bir parça kağıt verdi.

Er gab ihr ein Blatt Papier.

Tom kağıt öğütücüyü nasıl kullanacağını hatırlayamıyor.

Tom erinnert sich nicht mehr, wie man den Schredder benutzt.

Tom cebinden bir parça kağıt çıkardı.

Tom zog ein Stück Papier aus seiner Tasche.

Şimdi bir kağıt mendile ihtiyacım var.

- Ich brauche jetzt ein Tuch.
- Ich brauche jetzt ein Taschentuch.
- Ich brauche jetzt ein Papiertaschentuch.

Bir kağıt parçasına bir şey yazdı.

Er schrieb etwas auf ein Stück Papier.

Ama dümdüz kağıt gibi değil ki bu

Aber es ist nicht wie flaches Papier

Yazmak için bana bir parça kağıt ver.

Gib mir ein Blatt zum Schreiben!

Tom Mary'ye bir kutu kağıt mendil verdi.

Tom reichte Maria eine Schachtel mit Papiertaschentüchern.

Tom cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.

Tom zog ein zusammengefaltetes Stück Papier aus seiner Jackentasche.

Bana bir kağıt turna kuşu yapar mısın?

Machst du mir einen Kranich aus Papier?

Biz metal, kağıt ve tahtadan tabaklar satarız.

Wir verkaufen Teller aus Metall, aus Papier und aus Holz.

Kağıt, cam ve plastik geri dönüştürülebilir malzemelerdir.

Papier, Glas und Plastik sind wiederverwertbare Materialien.

Tom caddede yüz dolarlık kağıt para buldu.

Tom hat auf der Straße einen Hundertdollarschein gefunden.

Origami için bütün ihtiyacınız bir kağıt parçasıdır.

Zum Origami braucht man nichts weiter als ein Blatt Papier.

Tom sınav için boş bir kağıt uzattı.

Tom gab bei der Klausur ein leeres Blatt ab.

- Biraz kağıda ihtiyacım var.
- Bir miktar kağıt istiyorum.

Ich will Papier.

Tom bir parça kağıt üzerine bir şey karaladı.

Tom kritzelte etwas auf einen Zettel.

Tom Mary'nin kendisine verdiği kağıt parçasını açmaya başladı.

Tom fing an, ein Stück Papier, das Maria ihm gegeben hatte, auseinanderzufalten.

Lütfen yazmak için bana bir parça kağıt ver.

- Geben Sie mir bitte ein Stück Papier zum Schreiben.
- Gib mir bitte ein Stück Papier zum Schreiben.

Duvarların kulakları var, sürgülü kağıt kapıların gözleri var.

Wände haben Ohren, Schiebetüren aus Papier haben Augen.

- Japonya çok kâğıt tüketmektedir.
- Japonya çok kağıt tüketiyor.

- Japan verbraucht viel Papier.
- Japan verbraucht eine große Menge an Papier.
- In Japan werden große Mengen Papiers verbraucht.

Tom birkaç kağıt havlu aldı ve ellerini sildi.

Tom schnappte sich ein paar Papierhandtücher und wischte sich die Hände ab.

Dökülen bir sıvıyı kağıt havlu ile rahatça silebilirsiniz.

Vergossene Flüssigkeiten lassen sich mit Küchenpapier bequem abwischen.

Tom bir kağıt parçası üzerine bir şeyler yazdı.

Tom schrieb etwas auf ein Stück Papier.

Hile hurda soygun üç kağıt gibi şeyler oluyor mu

mache Dinge wie Trick Scrap Raub drei Papiere

Bir bir kağıt torba içinde su kaynattığınız doğru mu?

Stimmt es, dass du in einer Papiertüte Wasser kochtest?

O, mektup yazmakta kullanabilmek için biraz kağıt satın aldı.

Sie kaufte etwas Papier, das sie zum Briefeschreiben nutzen konnte.

Yazıcının içinde bir kağıt parçası sıkıştı ve artık çalışmıyor.

Ein Blatt Papier ist im Drucker steckengeblieben, und jetzt funktioniert er nicht mehr.

Tom Mary'ye kağıt bir bardakta nasıl su kaynatacağını gösterdi.

Tom zeigte Maria, wie sie Wasser in einem Pappbecher kochen kann.

Masanın üzerinde bir kitap, bir kalem ve bir kağıt var.

Ein Buch, ein Stift und ein Blatt Papier sind auf dem Tisch.

Tom bana üzerinde adresi yazılı olan bir kağıt parçası uzattı.

Tom gab mir ein Stück Papier, auf dem seine Adresse stand.

- Panoyu kim icat etti?
- Mandallı kağıt altlığını kim icat etti?

- Wer hat das Klemmbrett erfunden?
- Wer hat die Zwischenablage erfunden?

Kağıt üretimi uzun bir süre için devlet sırrı olarak kaldı.

Die Papierherstellung blieb lange Zeit ein Staatsgeheimnis.

Plastik bir torba mı yoksa kağıt bir torba mı istiyorsunuz?

Möchten Sie lieber eine Plastiktüte oder eine aus Papier?

Stuart bana üzerine bir adres yazılmış bir kağıt parçası uzattı.

Stuart gab mir ein Stück Papier mit einer Adresse darauf.

Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.

Die Menge an Papier, die in einem Lande produziert wird, steht in einem engen Verhältnis zu seinem Kulturniveau.

O bir kurşun kalemle bir kağıt parçası üzerine bir daire çizdi.

Sie zeichnete mit einem Bleistift einen Kreis auf ein Stück Papier.

Her birinizin bir parça kağıt çıkarmasını ve ne olduğunu yazmasını istiyorum.

Ich möchte, dass ihr euch alle ein Blatt Papier nehmt und aufschreibt, was geschehen ist.

Tom bir kağıt parçasına telefon numarasını yazdı ve onu Mary'ye verdi.

Tom schrieb seine Nummer auf ein Blatt Papier und gab es Maria.