Translation of "Saatlere" in French

0.007 sec.

Examples of using "Saatlere" in a sentence and their french translations:

Dakika saatlere dönüştü.

- Les minutes devinrent des heures.
- Les minutes se sont transformées en heures.

Geç saatlere kadar çalışıyordum.

Je travaillais tard.

Geç saatlere kadar yatmadı.

Il est resté debout tard.

Geç saatlere kadar ayaktasın.

Tu es debout tard.

Geç saatlere kadar çalışabilirim.

Je peux travailler jusqu'à une heure avancée.

Geç saatlere kadar ayakta kalmamalısın.

- Tu ne dois pas veiller si tard.
- Vous ne devez pas veiller si tard.

Gece geç saatlere kadar oturmamalısın.

- Tu ne dois pas veiller tard.
- Vous ne devez pas veiller tard.

Gece geç saatlere kadar yatmadım.

Je restais éveillé jusque tard la nuit.

Geç saatlere kadar çalışıyor olacağız.

Nous allons travailler tard.

- Geç saatlere kadar ayakta kalmamak prensibimdir.
- Geç saatlere kadar ayakta kalmamayı prensip edindim.

Je tiens pour règle de ne pas veiller tard.

O, gece geç saatlere kadar çalıştı.

Il était au travail jusque tard la nuit.

Ben geç saatlere kadar kalmaya alışkınım.

- Je suis habitué à me coucher très tard.
- Je suis habitué à rester debout tard.

Dün gece geç saatlere kadar yatmadım.

Je suis resté éveillé très tard hier soir.

Gece geç saatlere kadar kalmaya alışkınım.

Je suis habitué à veiller tard le soir.

Gece çok geç saatlere kadar kalmamalısın.

- Tu ne devrais pas veiller aussi tard.
- Vous ne devriez pas veiller aussi tard.

O gece geç saatlere kadar çalıştı.

- Il a travaillé jusque tard dans la nuit.
- Il travailla jusque tard dans la nuit.

Dün gece geç saatlere kadar uyumadım.

Je suis resté debout jusqu'à tard hier soir.

Yarın gece geç saatlere kadar çalışmam.

Je ne travaille pas tard, demain soir.

Gece geç saatlere kadar uyumamaya alışkınım.

Je suis habitué à veiller tard le soir.

Bu gece geç saatlere kadar yatmayacağız.

Nous resterons debout tard ce soir.

Ne kadar geç saatlere kadar arayabilirim?

J'ai fait tomber un verre de la table.

Ben gece geç saatlere kadar yatmam.

Je me couche tard tous les soirs.

Geç saatlere kadar uyumadığım için uyuyakaldım.

J'ai trop dormi parce que je me suis couché tard.

Gece geç saatlere kadar uyanık kalmamalıydım.

- Je n'aurais pas dû veiller toute la nuit.
- Je n'aurais pas dû rester debout toute la nuit.

Genellikle geç saatlere kadar uyanık kalırım.

J'ai l'habitude de rester éveillé jusque tard dans la nuit.

- Gece geç saatlere kadar kalmaya alışkın değilim.
- Gece geç saatlere kadar uyanık kalmaya alışkın değilim.

Je ne suis pas habitué à veiller tard le soir.

Mary dün gece geç saatlere kadar yatmadı.

Marie a veillé tard la nuit dernière.

Gece geç saatlere kadar uyanık kalmaya alışkınım.

J'ai l'habitude de rester éveillé jusque tard dans la nuit.

Ve bu sabah erken saatlere kadar sürdü.

Et cela dura jusqu'au petit matin.

Annem dün gece geç saatlere kadar ayaktaydı.

Ma mère est restée éveillée très tard hier.

Ben gece geç saatlere kadar onunla konuştum.

J'ai discuté avec lui jusque tard dans la nuit.

Sık sık gece geç saatlere kadar yatmam.

- Je fais souvent des nuits blanches.
- Je veille souvent toute la nuit.

Patronum gece geç saatlere kadar çalışmamı istiyor.

Mon patron veut que je travaille tard ce soir.

Çok geç saatlere kadar kalmasan iyi olur.

- Tu ferais mieux de ne pas veiller trop tard.
- Vous feriez mieux de ne pas veiller trop tard.

Elbiseni dikmeyi bitirmek için geç saatlere kadar yatmadı.

Elle s'est couchée tard pour finir de coudre ta robe.

Geç saatlere kadar yatmadığım için çok uykum var.

Comme j'ai veillé tard, j'ai très sommeil.

Çok geç saatlere kadar seni ayakta tutan nedir?

Qu'est-ce qui te retient éveillé si tard ?

Bu kadar geç saatlere kadar burada ne yapıyorsunuz?

Que faites-vous ici si tard ?

Gece geç saatlere kadar çok fazla kahve içmemelisin.

Tu ne devrais pas boire autant de café tard dans la nuit.

Geç saatlere kadar dışarda kalmayacağıma sana söz veriyorum.

Je te promets que je ne resterai pas sorti trop tard.

Uzun süre uyudum çünkü gece geç saatlere kadar uyanıktım.

J'ai dormi trop longtemps parce que j'ai veillé tard.

Bana ihtiyacın varsa bu gece geç saatlere kadar çalışabilirim.

Je peux travailler tard ce soir si vous avez besoin de moi.

Bu mağaza istediğim kadar geç saatlere kadar açık kalmaz.

Ce magasin ne demeure pas ouvert aussi tard que je le souhaiterais.

Yapay ışıktan faydalanan köpek balıkları, gece geç saatlere kadar avlanabiliyor.

En exploitant la lumière artificielle, les requins peuvent chasser ici jusqu'à tard dans la nuit.

Gece geç saatlere kadar çok fazla kahve içmesen iyi olur.

Ce serait mieux si tu ne buvais pas autant de café tard dans la nuit.

Tom Mary'ye gece geç saatlere kadar dışarıda kalmamasını tavsiye etti.

Tom conseilla à Mary de ne pas rester dehors tard la nuit.

Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.

Aujourd'hui je quitte le travail un peu plus tard, afin d'éviter d'être surchargé de travail demain matin.

Biz kek yerken ve çay içerken gece geç saatlere kadar konuştuk.

Nous avons parlé jusqu'à tard dans la nuit en mangeant du gâteau et en buvant du thé.

Geç saatlere kadar çalışmak istemedim ama patron bana çalışmak zorunda olduğumu söyledi.

- Je ne voulais pas travailler tard mais le patron m'a dit que je le devais.
- Je ne voulais pas travailler tard mais la patronne m'a dit que je le devais.

Tom her zaman öğretmenler kendisine izin verdiği sürece geç saatlere kadar okulda kalır.

Tom reste toujours à l'école aussi tard que les enseignants lui permettent.