Translation of "Pirinç" in French

Pirinç lezzetlidir.

Le riz est délicieux.

Pirinç yiyorum.

Je mange du riz.

O pirinç yetiştirir.

Il cultive du riz.

Pirinç üretimi azaldı.

La production du riz a diminué.

Pirinç pilavını pişir.

Cuisez le riz.

Bu pirinç yapışkan.

Ce riz est collant.

Biz pirinç yetiştiririz.

Nous cultivons le riz.

Babam pirinç yetiştirir.

Mon père cultive du riz.

Asyalılar pirinç yer.

Les asiatiques mangent du riz.

Pirinç sipariş etmedim.

Je n'ai pas commandé de riz.

Pirinç kalitesi düşüyor.

La qualité du riz diminue.

Köylüler pirinç ekiyorlar.

Les paysans plantent du riz.

Pirinç pilavı yaptım.

J'ai fait du riz.

- Pirinç yağışlı bölgelerde yetiştirilir.
- Pirinç yağışlı bölgelerde yetişir.

- Le riz est cultivé dans les régions pluvieuses.
- Le riz se cultive dans les régions pluvieuses.

Pirinç ılıman ülkelerde yetişir.

Le riz pousse dans des pays chauds.

Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.

La consommation en riz du Japon décroît.

Pirinç pilavını denedin mi?

As-tu goûté le riz ?

Onlar çok pirinç yerler.

Ils mangent beaucoup de riz.

Pirinç sıcak iklimlerde yetişir.

- Le riz pousse dans les climats chauds.
- Le riz pousse sous les climats chauds.

Pirinç ocağını açın lütfen.

- Allume l'autocuiseur à riz, je te prie.
- Allumez l'autocuiseur à riz, je vous prie.

Ülkende pirinç yer misiniz?

Mangez-vous du riz dans votre pays ?

Onlar çok pirinç yiyorlar.

Ils mangent beaucoup de riz.

Pirinç lapasının sindirimi kolaydır.

Le gruau de riz est facile à digérer.

Asyalılar çok pirinç yerler.

Les asiatiques consomment beaucoup de riz.

Pirinç hasatında bir festival düzenlenir.

Il y a un festival lors de la récolte du riz.

Pirinç Dünyanın birçok yerinde yetişir.

Le riz est cultivé dans plusieurs endroits dans le monde.

Pirinç bu alanda başlıca üründür.

Le riz est la principale culture de cette région.

Ben hala kahverengi pirinç pişiriyorum.

Je suis encore en train de faire cuire le riz brun.

Japonlar pirinç ve balıkla beslenirler.

Les Japonais vivent de riz et de poisson.

Japonya'nın pirinç piyasası ithalata kapalıdır.

Le marché du riz japonais est fermé à l'importation.

Japonya'da pirinç için talep önemli.

La demande de riz au Japon est considérable.

Lanet olsun! Pirinç almayı unuttum.

Putain! J'ai oublié d'acheter du riz.

Pirinç dünyanın çeşitli yerlerinde yetiştirilir.

Le riz est cultivé en plusieurs points du monde.

Pirinç pilavını genellikle çubuklarla yerim.

Je mange d'habitude le riz avec des baguettes.

- Pirinç pilavı bu şekilde pişirilir.
- Pirinç pilavı işte böyle yapılır.
- Pilav böyle yapılır.

Voilà comment on cuit le riz.

Sence Abd'den pirinç ithal etmeli miyiz?

Pensez-vous que nous devrions importer du riz des États-Unis ?

Altın renk olarak pirinç madenine benzer.

L'or a une couleur similaire au cuivre.

Yaşlı adam biraz pirinç lapası yedi.

Le vieil homme mangea de la bouillie de riz.

Nişasta olmadan nasıl pirinç pilavı pişirirsin?

Comment faire cuire le riz sans amidon?

Yıllarca günde iki kez pirinç yedi.

- Il a mangé du riz deux fois par jour pendant de nombreuses années.
- Il mangea du riz deux fois par jour pendant de nombreuses années.

Markete gidip bir paket pirinç aldım.

Je suis allé au supermarché et j'ai acheté un sac de riz.

Verimsiz bir pirinç hasadı başımızı belaya sokacaktır.

Une mauvaise récolte de riz nous mettra en sérieuse difficulté.

Pirinç, bakır ve çinkodan oluşan bir alaşımdır.

Le laiton est un alliage de cuivre et de zinc.

Pirinç pilavı yediğimden beri iki hafta oldu.

Cela fait deux semaines que je n'ai pas mangé de riz.

Biri nişasta olmadan nasıl pirinç pilavı pişirir?

Comment faire cuire le riz sans amidon?

Beyaz pirinç yemeği kahverengi pirinçten daha çok seviyorum.

- Je pense que je préfère manger du riz blanc que du riz complet.
- Je pense que je préfère manger du riz blanc à du riz complet.

Çoğu Japon en az günde bir kez pirinç yer.

La plupart des Japonais mangent du riz au moins une fois par jour.

Tom genellikle fasulye, pirinç patates ya da makarna yer.

Tom mange souvent des haricots, du riz, des pommes de terre ou des pâtes.

Hangisini tercih edersin, pirinç pilavı mı yoksa ekmek mi?

- Que préfères-tu, du riz ou du pain ?
- Que préférez-vous, du riz ou du pain ?

Işıkları, zemindeki kanatsız dişilere işaret göndermektedir. Dişi, pirinç tanesi kadardır.

Leur lumière est un signal aux femelles dépourvues d'ailes au sol. Elle fait la taille d'un grain de riz.

- Pirincin fiyatı yüzde 3 arttı.
- Pirinç fiyatı yüzde üç arttı.

Le riz a augmenté de trois pour cent.

Tom her gün en az üç kase pirinç pilavı yer.

Tom mange au moins trois bols de riz tous les jours.

Ben ambalajsız ya da 1 kilogramlık torbalarda paketlenmiş olarak pirinç satarım.

Je vends le riz en vrac ou en paquets d'un kilo.

Bu karşılaşmada, saldıran gergedan pirinç tarlasından geçen Hintli bir köylüyü hedef alıyor.

Dans cette confrontation, le rhinocéros attaque un villageois qui marchait à travers une rizière.

Japon halkının kişi başına düşen pirinç tüketimi yaklaşık elli yıl önce olanın yarısı.

Au Japon, la consommation de riz par habitant est à peu près la moitié de ce qu'elle était il y a cinquante ans.

"Akşam yemeğinde ne yedin?" "Izgara karides ve pirinç erişte üzerinde sarımsak soslu fırında pişmiş kabak."

« Qu'as tu mangé au souper ? » « Des crevettes et des courgettes grillées avec de la sauce à l'ail sur des vermicelles de riz. »

Bir bento haşlanmış pirinç ve deniz yosunundan yapılan küçük bir yemektir, bu ucuz ahşap kutularda satılmaktadır.

Le bento est un petit repas composé de riz bouilli et d’algues, que l’on vend dans des boîtes de bois blanc.

Evimin yakınında pirinç tarlaları bulunduğundan, sık sık yılın bu zamanı boyunca bütün gece gaklayan kurbağaları duyuyorum.

Comme il y a des rizières à côté de chez moi, j'entends souvent des grenouilles coasser toute la nuit, à cette époque de l'année.

Keçi sütü, badem sütü, hindistan cevizi sütü, soya sütü, kenevir sütü ve pirinç sütü gibi inek sütü için birçok alternatifler vardır.

Il y a beaucoup de substituts au lait de vache, comme le lait de chèvre, d'amande, de noix de coco, de soja, de chanvre ou de riz.