Translation of "Koca" in French

0.029 sec.

Examples of using "Koca" in a sentence and their french translations:

Tom koca kafalı.

- Tom a la grosse tête.
- Tom est un crâneur.

Koca Steve Jobs'tan bahsediyorum

Je parle de son mari Steve Jobs

Koca bir yarağım var!

- J'ai une grosse bitte !
- J'ai une grosse queue !

- O, iyi bir koca olacaktır.
- O iyi bir koca olacak.

Il sera un bon mari.

O iyi bir koca olacak.

Il deviendra un bon mari.

Önünde koca bir hayat var.

La vie s'étend devant toi.

Önümüzdeki bu koca bina nedir?

Quel est ce gros bâtiment en face de nous ?

O, iyi bir koca olacaktır.

Il sera un bon mari.

Koca, mutfakta karısına yardım ediyor.

Le mari aide sa femme dans la cuisine.

Sonra bu koca şapşal suratı görmüş

Et elle a vu cette immense tête loufoque

Aşık olduğu o koca pofuduk surat,

Et la tête géante et poilue avec laquelle elle était tombée amoureuse

koca bir bardak kereviz suyu içiyorum

je bois un grand verre de jus de céleri

İdeal bir koca olduğunu ispat etti.

Il s'avéra être un mari idéal.

O, ona iyi bir koca olacak.

Il sera un très bon mari pour elle.

O bana karşı iyi bir koca.

C'est un bon mari pour moi.

Koca adada sadece tek dükkan var.

Il n'y a qu'un seul magasin sur toute l'île.

Ben sizi karı koca ilan ediyorum.

Je vous déclare mari et femme !

Koca ve onun karısı çay içerler.

Le mari et la femme boivent du thé.

Sen koca değilsin. Sen bir canavarsın.

Tu n'es pas un mari. Tu es un monstre.

Gerçeği söyle, onlar karı-koca değiller.

À dire vrai, ils ne sont pas mari et femme.

Koca gözlerini hedefinden ayırmayan saldırgan bir avcı.

Un chasseur agressif avec de grands yeux fermement fixés sur le prix.

Rahip onları koca ve karı ilan etti.

Le prêtre les déclara mari et femme.

Bütün erkeklere koca bir baskıcı yaftası yapıştırmayı bırakırız

arrêtons de décrire les hommes comme des oppresseurs

Bir koca sığırı çok kısa bir sürede tamamen

un mari bétail en très peu de temps complètement

Dan iyi bir koca ve iyi bir babaydı.

Dan était un bon mari et un bon père.

- Şu büyük köpeğe bak.
- Şu koca köpeğe bakın.

- Regarde ce gros chien.
- Regardez ce gros chien.

Evet, biz zaten senin koca bir kurnaz olduğunu biliyoruz!

Ouais, on sait déjà que tu es un gros malin !

- Onun büyük bir horozu var.
- Onun koca bir yarağı var.

- Il a un énorme braquemard.
- Il a un énorme braquemart.
- Il a un chibre géant.
- Il a une bite gigantesque.

- O tamamen büyük bir yalandı.
- Bu tamamen büyük bir yalandı.
- Hepsi koca bir yalandı.

Tout ça était un gros mensonge.

- Torbayı yapmak için koca bir parça kağıt kullandı.
- Çanta yapmak için büyük bir parça kâğıt kullandı.

Il utilisa un grand morceau de papier pour confectionner le sac.

Tom Mary'nin zengin koca avcısı olduğunu fark ettiğinde üzgündü ve Mary Tom'un fakir olduğunu fark ettiğinde üzgündü.

Tom fut triste lorsqu'il découvrit que Marie était une croqueuse de diamants et Marie fut triste lorsqu'elle découvrit que Tom était pauvre.