Translation of "Bulaşıkları" in French

0.013 sec.

Examples of using "Bulaşıkları" in a sentence and their french translations:

- Bulaşıkları yıkıyorum.
- Ben bulaşıkları yıkıyorum.

- Je fais la vaisselle.
- Je suis en train de faire la vaisselle.

- O, bulaşıkları yıkıyordu.
- Bulaşıkları yıkıyordu.

Elle était en train de laver la vaisselle.

Bulaşıkları yıkayalım.

Faisons la vaisselle.

Bulaşıkları yıkamadık.

Nous n'avons pas fait la vaisselle.

Bulaşıkları yıkadım.

J'ai fait la vaisselle.

Bulaşıkları yıkayacak.

Elle fera la vaisselle.

Bulaşıkları yıkıyorum.

Je suis en train de laver les plats.

Bulaşıkları yıka.

- Lave la vaisselle !
- Lavez la vaisselle !

Bulaşıkları yıkayacağım.

Je vais laver les plats.

Bulaşıkları yıkayacaklar.

- Ils feront la vaisselle.
- Elles feront la vaisselle.

Bulaşıkları masadan kaldırdı.

Elle débarrassait la table.

Ona bulaşıkları yıkattım.

Je lui ai fait laver la vaisselle.

Ben bulaşıkları yıkıyorum.

Je fais la vaisselle.

O, bulaşıkları yıkıyor.

Elle est en train de faire la vaisselle.

Biz bulaşıkları yıkıyoruz.

Nous faisons la vaisselle.

Onlar bulaşıkları yıkıyorlar.

Ils font la vaisselle.

Bulaşıkları yıkamak zorundayım.

Je dois faire la vaisselle.

O, bulaşıkları yıkamadı.

Elle n'a pas fait la vaisselle.

Tom bulaşıkları yıkayacak.

Tom va faire la vaisselle.

Tom bulaşıkları yıkamadı.

Tom n'a pas fait la vaisselle.

Ben bulaşıkları yıkayacağım.

- Je fais la vaisselle.
- Je vais laver les plats.

Genellikle bulaşıkları yıkarım.

D'habitude je fais la vaisselle.

Mary bulaşıkları yıkamadı.

Marie n'a pas fait la vaisselle.

Bulaşıkları yıkadın mı?

Avez-vous lavé les plats ?

Sen bulaşıkları yıkıyorsun.

Tu fais la vaisselle.

Tom bulaşıkları yıkadı.

Tom a fait la vaisselle.

Lütfen bulaşıkları yıka.

Lavez les plats s'il vous plait.

Kız bulaşıkları yıkıyor.

La fille fait la vaisselle.

Git bulaşıkları yıka.

Va laver la vaisselle.

- Sana bulaşıkları yıkamanda yardım edeyim.
- Bulaşıkları yıkamana yardım edeyim.

Laisse-moi t'aider à faire la vaisselle.

Sen bulaşıkları yıka, Ben.

Tu fais la vaisselle, Ben.

Bulaşıkları yıkamayı henüz bitirdi.

Elle vient de finir de faire la vaisselle.

O, bulaşıkları yıkamayı umursamadı.

Ça lui était égal de faire la vaisselle.

Bulaşıkları durulayamıyorum. Su yok.

Je ne peux pas rincer la vaisselle. Il n'y a pas d'eau.

Bulaşıkları yıkama süresi sende.

C'est ton tour de faire la vaisselle.

Tom bulaşıkları yıkamayı bitirdi.

- Tom a fini de laver la vaisselle.
- Tom a fini de faire la vaisselle.

Onun işi bulaşıkları yıkamaktır.

Son travail consiste à laver la vaisselle.

Babam sık sık bulaşıkları yıkar.

Mon père fait souvent la vaisselle.

O, o zaman bulaşıkları yıkıyordu.

Pendant ce temps, elle lavait la vaisselle.

Bulaşıkları yıkadıktan sonra televizyon izledim.

Après avoir fait la vaisselle, j'ai regardé la télévision.

Bob o zaman bulaşıkları yıkıyordu.

Bob faisait la vaisselle à ce moment-là.

Az önce bütün bulaşıkları yıkadım.

Je viens juste de laver tous les plats.

Kısa sürede bu bulaşıkları toplayacak.

Elle rangera bientôt cette vaisselle.

Bulaşıkları yıkarken bir bardak kırdım.

J'ai cassé un verre en faisant la vaisselle.

Bana söylenmedikçe asla bulaşıkları yıkamam.

Je ne fais jamais la vaisselle à moins qu'on me le dise.

Bulaşıkları yıkamak için Tom'un sırası.

C'est au tour de Tom de faire la vaisselle.

Bulaşıkları yıkamak için kimin sırası?

À qui le tour de laver la vaisselle ?

Yemeği yedikten sonra bulaşıkları yıkadım.

Après avoir soupé, je lavai les plats.

Akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkadım.

- J'ai lavé les assiettes après le souper.
- Après avoir dîné, j'ai lavé les plats.

Tom bulaşıkları yıkamayı henüz bitirdi.

- Tom vient de finir de laver la vaisselle.
- Tom vient de finir de laver les assiettes.

Bulaşıkları yıkamama yardım eder misin?

Peux-tu m'aider à laver la vaisselle ?

- Bu bulaşıkları yıkamama yardımcı olabilir misin?
- Bu bulaşıkları yıkamama yardım edebilir misin?

- Pouvez-vous m'aider à faire la vaisselle ?
- Peux-tu m'aider à laver cette vaisselle ?
- Tu peux m'aider à laver ces plats ?

- Tom ve Mary bulaşıkları birlikte yıkadılar.
- Tom ve Mary bulaşıkları beraber yıkadılar.

- Tom et Mary ont fait la vaisselle ensemble.
- Tom et Mary firent la vaisselle ensemble.

Bulaşıkları temizledikten sonra, ben onları durularım.

Après avoir fait la vaisselle, je la rince.

Ona bulaşıkları yıkaması için yardım ettim.

Je l'ai aidée à faire la vaisselle.

Git ve bulaşıkları yıkamaya yardım et.

- Va aider à laver les plats.
- Allez aider à laver les plats.

Yapman gereken bütün şey bulaşıkları yıkamak.

Tout ce que tu as à faire, c'est de laver les assiettes.

Bulaşıkları yıkamanıza yardım etmemi istiyor musunuz?

Tu veux que je t'aide à faire la vaiselle ?

Akşam yemeğini yedikten sonra bulaşıkları yıkadım.

Après avoir soupé, je lavai les plats.

Sen bulaşıkları yıkarken ben yeri süpüreceğim.

Je balayerai le sol tandis que tu fais la vaisselle.

Tom bazı kirli bulaşıkları lavaboya bıraktı.

Tom a laissé de la vaisselle sale dans l'évier.

Tom bulaşıkları yıkamıyor. Bunu Mary'ye bırakıyor.

Tom ne lave pas la vaisselle. Il laisse cela à Marie.

Bulaşıkları yıkama sırası sende. Dün ben yıkamıştım.

C'est ton tour de faire la vaisselle. Je l'ai faite hier.

Yemeği sen pişirdiğin için, bulaşıkları ben yıkayacağım.

Je ferai la vaisselle puisque tu as fait la cuisine.

Yemeği sen pişirdiğin için bulaşıkları ben yıkayacağım.

Je ferai la vaisselle puisque tu as fait la cuisine.

Bu adil değil. Dün bulaşıkları ben yıkadım.

Ce n'est pas juste. J'ai fait la vaisselle hier.

Tom bulaşıkları duruladı ve onları bulaşık makinesine koydu.

Tom a rincé les assiettes et les a mises dans le lave-vaisselle.

- Benim işim bulaşık yıkamaktır.
- Benim işim bulaşıkları yıkamaktır.

Mon métier est de faire la vaisselle.

- Sen bulaşıklari yıkamada bana yardım edebilir misin?
- Bulaşıkları yıkamama yardım edebilir misin?

Peux-tu m'aider à faire la vaisselle?