Translation of "Yiyecekleri" in English

Yağlı yiyecekleri sevmiyorum.

I don't like fatty foods.

Onların yiyecekleri bitti.

Their food ran out.

Onların yiyecekleri yoktu.

They had no food.

Tom yiyecekleri alıyor.

Tom is getting the groceries.

Baharatlı yiyecekleri severim.

I love spicy food.

Veyahutta bulduğumuz yiyecekleri tüketiyoruz

or we consume the food we find

Tom şekerli yiyecekleri azalttı.

Tom has cut down on sweets.

Tom arabadan yiyecekleri boşalttı.

Tom unloaded groceries from the car.

Hangi yiyecekleri yemekten kaçınırsın?

What foods do you avoid eating?

Ben tuzlu yiyecekleri sevmem.

I don't like salty food.

Sami yiyecekleri bagajdan çıkardı.

Sami took the groceries out of the trunk.

Hangi yiyecekleri iyi pişiremezsiniz?

What foods can't you cook well?

Hangi yiyecekleri iyi pişirirsiniz?

What foods can you cook well?

Ne tür yiyecekleri yemeyi sevmiyorsun?

What kind of food do you not like to eat?

Tom hiç Tayland yiyecekleri yemedi.

Tom has never eaten Thai food.

İçinde şeker olan yiyecekleri yememeliyim.

I shouldn't eat food that has sugar in it.

"Baharatlı yiyecekleri sever misin?" "Bayılırım."

"Do you like spicy food?" "I love it."

Yemek için fazla yiyecekleri yoktu.

They did not have much food to eat.

Bir karıştırıcıda farklı yiyecekleri karıştırabilirsin.

You can mix different foods in a blender.

Onların bol miktarda yiyecekleri var.

They have plenty of food.

Maria sokakta satılan yiyecekleri yemiyor.

Maria doesn't eat food that's sold on the street.

Bu tür yiyecekleri yemeye alışıyorum.

I'm getting used to eating this kind of food.

Sokakta yaşamaya başladıklarında, hiç yiyecekleri yoktu.

So, when they went to live on the streets, there was no food.

Tom Japon yiyecekleri yemeğe alışkın değildi.

Tom was not used to eating Japanese food.

Hangi yiyecekleri genellikle parmaklarını kullanarak yersin?

What are some foods you usually eat with your fingers?

Bir şeker hastası hangi yiyecekleri yememeli?

What foods should a diabetic not eat?

Hangi yiyecekleri, eğer varsa, yemekten kaçınırsınız?

What foods, if any, do you avoid eating?

Yahya'nın yiyecekleri çekirge ve vahşi baldı.

John's food was grasshoppers and wild honey.

Tom bu tür yiyecekleri sevmediğini söyledi.

- Tom said he doesn't like this kind of food.
- Tom said that he doesn't like this kind of food.

Tom yiyecekleri arabanın arka koltuğuna bıraktı.

Tom left the groceries in the back seat of the car.

Ben yiyecekleri hemen hemen hiç çöpe atmam.

I hardly ever throw food away.

Tom ve Mary aynı tür yiyecekleri sevmezler.

Tom and Mary don't like the same kind of food.

Bütün bu yiyecekleri tutacak bir yerimiz yok.

We have no place to keep all this food.

Tom ve Mary aynı tür yiyecekleri sever.

Tom and Mary like the same kind of food.

Yiyecekleri iyi çiğneyin, böylece o düzgün şekilde sindirilebilir.

Chew your food well so it can be digested properly.

Tom ve Mary aynı tür yiyecekleri sever mi?

Do Tom and Mary like the same kind of food?

Sami yiyecekleri bagajdan çıkarmak için zamana sahip değildi.

Sami didn't have time to take the groceries out of the trunk.

Bu yiyecekleri eksi on derecede saklamanız daha iyi olur.

You had better keep this food under ten degrees.

Tom ve Mary aynı tür yiyecekleri yemeyi sever mi?

Do Tom and Mary like to eat the same kind of food?

Ebeveynler çocuklarını onlara yabancılar tarafından verilen yiyecekleri yememesi konusunda uyarırlar.

Parents warn their children not to eat food given to them by strangers.

Biz sık sık onu tanımadan sağlığımız için zararlı olan yiyecekleri yeriz.

We often eat foods which are harmful to our health without knowing it.

Bir yarasa yiyecekleri avlar ve geceleri yemek yer ama gün boyunca uyur.

A bat hunts food and eats at night, but sleeps during the day.