Translation of "Yarayabilir" in English

Bu işe yarayabilir.

It might work.

İşe yarayabilir bile.

It might even work.

Bunlar işe yarayabilir.

These may come in handy.

Bu, işe yarayabilir.

This may come in handy.

Sanırım işe yarayabilir.

- I suppose it might work.
- I think it just might work.
- I think it might work.

Yaptırımlar işe yarayabilir.

Sanctions might work.

O işe yarayabilir.

- That could work.
- That may work.
- This might work.
- That just might work.
- It might work.
- It just might work.
- It might just work.
- This might just work.
- It could work.
- This could work.

Planın işe yarayabilir.

Your plan just might work.

Bu sadece işe yarayabilir.

This might just work.

Bir işe yarayabilir miyim?

- May I be of further service?
- May I be of service?

O sadece işe yarayabilir.

It might just work.

Sanırım o, işe yarayabilir.

I think it might work.

Bu aslında işe yarayabilir.

That might actually work.

Bir silah işe yarayabilir.

A gun might come in handy.

Bu nasıl işe yarayabilir?

- How's it supposed to work?
- How can this work?
- How well would that work out?

- O çalışabilir.
- Bu işe yarayabilir.

That may work.

Şaka bir yana, işe yarayabilir.

All kidding aside, it may work.

Tom önerdiği yöntem işe yarayabilir.

The method Tom suggested might work.

Bu bir gün işe yarayabilir.

This just might come in handy someday.

Bu işe yarayabilir. Hadi deneyelim.

That could work. Let's try it.

- Bu, işe yarayabilir.
- Bu yardım edebilir.

This might help.

Uzun mesafe ilişkileri işe yarayabilir mi?

Can long distance relationships work?

Uzun mesafe ilişkileri gerçekten işe yarayabilir mi?

Can long distance relationships really work?

- Bu kitap işine yarayabilir.
- Bu kitap senin için faydalı olabilir.

This book could be useful to you.

Olayın geri kalanını anlatmadan önce, geçtiği yeri tarif etmek işimize yarayabilir.

Before relating the rest of the scene, it might not be useless to describe the place where it occurred.

- Buyur. Bunu yanına al. Faydalı olabilir.
- Al. Bunu yanında taşı. İşine yarayabilir.

Here. Take this with you. It might come in handy.

Bu tür bir şey işe yarayabilir. Güzel ve üzeri kapalı doğal bir sığınak.

See, this sort of thing can work nicely. Nice natural overhang to shelter under.