Translation of "Yalvardı" in English

0.023 sec.

Examples of using "Yalvardı" in a sentence and their english translations:

Priya annesine yalvardı,

Priya begged mama,

Gelmem için yalvardı.

She begged me to come.

Hayatı için yalvardı.

He begged for his life.

O merhamet için yalvardı.

She begged for mercy.

O, kalmam için yalvardı.

He begged me to stay.

Merhamet için hakime yalvardı.

He appealed to the judge for mercy.

Merhamet için yargıca yalvardı.

He pleaded with the judge for mercy.

O hayatı için yalvardı.

She begged for her life.

Onunla gitmem için yalvardı.

He begged me to go with him.

Tom kalmam için yalvardı.

Tom begged me to stay.

Tom merhamet için yalvardı.

Tom begged for mercy.

Tom kalmamız için yalvardı.

Tom begged us to stay.

Tom hayatı için yalvardı.

- Tom begged for his life.
- Tom was begging for his life.

Onu affetmesi için yalvardı.

He begged her to forgive him.

Ona kalması için yalvardı.

She begged him to stay.

Sami merhamet için yalvardı.

Sami begged for mercy.

- Tom hâkime merhamet etmesi için yalvardı.
- Tom yargıca acıması için yalvardı.

- Tom pleaded with the judge for mercy.
- Tom pled with the judge for mercy.

Tom, gelmek için bana yalvardı.

Tom begged me to come.

Adam kendini savunmak için yalvardı.

The man pleaded self-defence.

Adam para için bana yalvardı.

The man begged me for money.

Evine göndermesi için ona yalvardı.

She begged him to send her home.

Suçlu merhamet için yargıca yalvardı.

The criminal begged the judge for mercy.

O, onunla gitmem için yalvardı.

She begged me to go with her.

Mary onunla gitmem için yalvardı.

Mary begged me to go with her.

Tom gitmemesi için Mary'ye yalvardı.

Tom pleaded with Mary not to leave.

Onunla gitmemiz için bize yalvardı.

He begged us to go with him.

Tom onu incitmemem için yalvardı.

Tom begged me not to hurt him.

Dan Linda'nın affetmesi için yalvardı.

Dan begged Linda for forgiveness.

Tom yardım için Mary'ye yalvardı.

Tom begged Mary for help.

Eve gelmesi için ona yalvardı.

He begged for her to come home.

Santa Ana merhamet için yalvardı.

Santa Ana begged for mercy.

O, ona gitmemesi için yalvardı.

She pleaded with him to not leave.

Tom Mary'nin kalması için yalvardı.

Tom pleaded with Mary to stay.

Tom bağışlanma için Mary'ye yalvardı.

Tom begged Mary for forgiveness.

Dania, Fadıl'a merhamet için yalvardı.

Dania begged Fadil for mercy.

Mary, Tom'a ayrılmaması için yalvardı.

Mary begged Tom not to leave.

Mary Tom'a gitmemesi için yalvardı.

Mary begged Tom not to go.

Tom, Mary'ye gitmemesi için yalvardı.

Tom begged Mary not to go.

Sami, Leyla'nın yardımı için yalvardı.

Sami begged for Layla's help.

- Tom, Mary'ye eve gelmesi için yalvardı.
- Tom Mary'ye eve gelmesi için yalvardı.

Tom begged Mary to come home.

- Mary onu yapmaması için Tom'a yalvardı.
- Mary,Tom'a onu yapmaması için yalvardı.

Mary begged Tom not to do that.

Yaşlı adam para için bana yalvardı.

The old man begged me for money.

O, oraya gitmemesi için ona yalvardı.

She begged him not to go there.

Oğlan yeni bir bisiklet için yalvardı.

- The boy begged for a new bicycle.
- The boy begged for a new bike.

Çocuk yeni bir bisiklet için yalvardı.

The boy begged for a new bicycle.

Tom onunla gitmem için bana yalvardı.

Tom begged me to go with him.

O onun geri gelmesi için yalvardı.

He implored her to come back.

Tom Mary'ye onu affetmesi için yalvardı.

Tom begged Mary to forgive him.

Tom yiyecek bir şeyler için yalvardı.

Tom begged for something to eat.

Tom, Mary'ye onu vurmaması için yalvardı.

Tom begged Mary not to shoot him.

Dania, köpeği öldürmemesi için Fadıl'a yalvardı.

Dania begged Fadil not to kill the dog.

Tom, Mary'ye onu yapmaması için yalvardı.

Tom begged Mary not to do that.

Tom, Mary'ye köpeğini öldürmemesi için yalvardı.

Tom begged Mary not to kill his dog.

Tom hâkime merhamet etmesi için yalvardı.

- Tom pleaded with the judge for mercy.
- Tom pled with the judge for mercy.

Tom bana bunu yapmamam için yalvardı.

Tom begged me not to do that.

Tom bana onu yapmam için yalvardı.

Tom begged me to do that.

Tom Mary'ye bunu yapması için yalvardı

Tom begged Mary to do that.

Tom ağlamayı durdurması için Meryem'e yalvardı.

Tom begged Mary to stop crying.

Sami, Leyla'ya Mısır'a dönmesi için yalvardı.

Sami begged Layla to return to Egypt.

Babam kapıyı açmam için bana yalvardı.

My father begged me to open the door.

Kendisine bir bisiklet alması için babasına yalvardı.

He begged his father to buy him a bicycle.

Tom bana bu işi almam için yalvardı.

Tom begged me to take the job.

Tom ona yardım etmem için bana yalvardı.

Tom begged me to help him.

Linda Dan'a affetmesi için ağlaya ağlaya yalvardı.

Linda tearfully begged Dan for forgiveness.

Tom bir şey söylememesi için Mary'ye yalvardı.

Tom begged Mary not to say anything.

Jane benim yeni evimi görmek için yalvardı.

Jane begged to see my new house.

Mary Tom'a artık ona vurmaması için yalvardı.

Mary begged Tom not to hit her anymore.

Tom Mary'ye ona yardım etmesi için yalvardı.

Tom begged Mary to help him.

Tom, Mary'ye daha uzun kalması için yalvardı.

Tom begged Mary to stay longer.

Sami kalacak bir yer için Leyla'ya yalvardı.

Sami begged Layla for a place to stay.

Şirket insanların gönüllü olarak istifa etmeleri için yalvardı.

The company appealed for people to take voluntary resignation.

Jimmy onu hayvanat bahçesi götürmem için bana yalvardı.

Jimmy begged me to take him to the zoo.

Tom içeri girmesine izin vermem için bana yalvardı.

Tom begged me to let him in.

Hasta çocuğun annesi hemen gelmesi için doktora yalvardı.

The sick child's mother implored the doctor to come immediately.

O, biraz daha uzun kalması için ona yalvardı.

She pleaded with him to stay a little bit longer.

Karısı herhangi bir risk almaması için ona yalvardı.

His wife begged him not to run any risk.

Tom onun gitmesine izin vermesi için Mary'ye yalvardı.

Tom begged Mary to let him go.

Tom eve erken gitmesine izin vermem için bana yalvardı.

Tom begged me to let him go home early.

Tom, kendisine başka bir şans vermesi için Mary'ye yalvardı.

Tom pleaded with Mary to give him another chance.

Tom Mary'ye ona bir şans daha vermesi için yalvardı.

Tom begged Mary to give him one more chance.

Tom kendisine yeni bir bisiklet alması için babasına yalvardı.

Tom begged his father to buy him a new bicycle.

O onun ebeveynlerine bir şey söylememesi için ona yalvardı.

He begged her not to say anything to his parents.

Tom onun ebeveynlerine bir şey söylememesi için Mary'ye yalvardı.

Tom begged Mary not to say anything to his parents.

Tom neler olduğunu onun ailesine anlatmaması için Mary'ye yalvardı.

Tom begged Mary not to tell his parents about what had happened.

Diana "Oh, Anne, çabuk gel" diye gergin biçimde yalvardı.

"Oh, Anne, do come quick," implored Diana nervously.

Tom, Mary'ye onun onu yapmasına yardım etmesi için yalvardı.

Tom begged Mary to help him do that.

"Bunu yaptın mı?" "Hayır, Tom yapmamam için bana yalvardı."

"Did you do that?" "No, Tom begged me not to."

- Tom Mary'nin kalması için yalvardı.
- Tom Mary'den kalmasını rica etti.

Tom begged Mary to stay.

Napolyon'a yönetimi devralmak için bir an önce geri dönmesi için yalvardı.

he begged Napoleon to return as  soon as possible to take over.

- Kızlarının kendisini affetmesi için yalvardı.
- Kızlarının kendisini affetmesi için dua etti.

She prayed that her daughters would forgive her.

Sulla düşmanlarını öldürmeye başladı ve Sezar onun öldüreceği insanların listesindeydi. Sezar'ın annesinin ailesi onun hayatı için yalvardı ve Sulla isteksizce onu bağışladı. Sonra Sezar Roma ordusuna katıldı ve Sulla'nın ölümünden sonra döndü.

Sulla began to kill his enemies, and Caesar was on list of the people that he was going to kill. Caesar’s mother’s family begged for his life, and Sulla, reluctantly, spared him. Then Caesar joined the Roman army and returned after Sulla’s death.