Translation of "Yakışıyor" in English

Sana çok yakışıyor.

It looks very good on you.

Siyah sana yakışıyor.

You look good in black.

Pembe sana yakışıyor.

You look pretty in pink.

Alisa'ya yeşil yakışıyor.

Green suits Alice.

Mavi renk sana yakışıyor.

Blue looks good on you.

Meryem'e ne giyse yakışıyor.

Mary looks cute no matter what she wears.

Tom ne giyse yakışıyor.

No matter what Tom wears, he looks cool.

Bu şapka bana yakışıyor.

This hat suits me nicely.

Bu kostüm sana yakışıyor.

This costume really suits you.

- Alçak gönüllülük genç bir kıza yakışıyor.
- İffet genç bir kıza yakışıyor.

Modesty is befitting to a young girl.

O beyaz elbise sana yakışıyor.

That white dress looks good on you.

Bu giysi ona gerçekten yakışıyor.

That dress really becomes him.

Kısa saç ona gerçekten yakışıyor.

Short hair really suits her.

Bu kravat sana çok yakışıyor.

That tie suits you.

O kırmızı elbise ona yakışıyor.

That red dress becomes her.

Bu elbise sana çok yakışıyor.

That dress looks great on you.

Yeni elbisen sana çok iyi yakışıyor.

Your new dress becomes you very well.

- Siyah sana yakışıyor.
- Siyah sana uyar.

Black suits you.

Kısa saç sana daha çok yakışıyor.

Short hair looks better on you.

Peter ve Eve birbirine çok yakışıyor.

Peter and Eve make a lovely couple.

Mary'nin yeni saç şekli ona çok yakışıyor.

Mary's new hair style is most becoming.

- Palto size yakışıyor.
- Palto sizde iyi duruyor.

The coat looks good on you.

- Mavi sana yakışıyor.
- Mavi senin üzerinde iyi görünüyor.

- Blue looks good on you.
- Blue suits you well.

- Bu kaban Tom'da güzel duruyor.
- Bu palto Tom'a yakışıyor.

That coat looks good on Tom.

- O renk üzerinde güzel duruyor.
- O renk sana çok yakışıyor.

That color is very becoming on you.

- O elbise sende gerçekten hoş görünüyor.
- O elbise sana iyi yakışıyor.

That dress looks really nice on you.

- Bu el çantası ekoseli ceketime çok yakışıyor.
- Bu el çantası damalı ceketimle harika uyuşuyor.

This handbag goes perfectly with my checkered jacket.