Translation of "Utanıyorum" in English

Senden utanıyorum.

I'm ashamed of you.

Çok utanıyorum.

I feel so embarrassed.

Bedenimden utanıyorum.

I'm ashamed of my body.

Kendimden utanıyorum.

- I am ashamed of myself.
- I'm ashamed of myself.

Davranışlarımdan utanıyorum.

I'm ashamed of my behavior.

Geçmişimden utanıyorum.

I'm ashamed of my past.

Davranışından utanıyorum.

I am ashamed of your behavior.

Yaptığımdan utanıyorum.

I'm ashamed of what I did.

Davranışımdan utanıyorum.

I am ashamed of my conduct.

Başkanımdan utanıyorum.

I am ashamed of my president.

Oğlumun davranışından utanıyorum.

I am ashamed of my son's conduct.

Senin adına utanıyorum.

I blush for you.

Oğlumun tembelliğinden utanıyorum.

I am ashamed of my son's laziness.

Kötü İngilizcemden utanıyorum.

I am ashamed of my poor English.

Bundan çok utanıyorum.

I'm very ashamed of it.

Japon siyasetçilerden utanıyorum.

I'm ashamed of Japanese politics.

Tembel olduğumdan utanıyorum.

I am ashamed of having been lazy.

Böyle yapmaktan utanıyorum.

I am ashamed of having done so.

Rus olmaktan utanıyorum.

It's a shame to be Russian.

Aptalca davrandığımdan utanıyorum.

I'm ashamed because I acted foolishly.

Kendimden çok utanıyorum.

I'm very ashamed of myself.

Ben kendimden utanıyorum.

- I am ashamed of myself.
- I'm ashamed of myself.

Senden utanıyorum, Tom.

I'm ashamed of you, Tom.

Geçmiş davranışımdan utanıyorum.

I am embarrassed by my past conduct.

Ben onu görmeye utanıyorum.

I am ashamed to see her.

Onu itiraf ettiğime utanıyorum.

I'm ashamed to admit that.

Ben onun hatası için utanıyorum..

I blush for your mistake.

Ona kaba davrandığım için utanıyorum.

I am ashamed of having been rude to her.

İşin bitmemiş olduğunu söylemeye utanıyorum.

I am ashamed to say that the job is not finished.

Öyle yaptığı için oğlumdan utanıyorum.

I am ashamed of my son having done so.

Onun doğru olduğunu söylemekten utanıyorum.

I'm ashamed to say that it's true.

Bundan korkunç bir şekilde utanıyorum.

I'm terribly ashamed of this.

Almanya'yı harita üzerinde saptayamıyorum bile! Utanıyorum!

I'm not even capable of pinpointing Germany on a map! I'm ashamed!

Size böyle aptalca bir soru sorduğum için utanıyorum.

I'm ashamed to ask you such a silly question.

Odam o kadar darmadağın ki birini eve davet etmek için çok utanıyorum.

My room is so cluttered that I'm too embarrassed to invite anyone in.