Translation of "Temizlemek" in English

Okyanusu temizlemek

The very last thing we need to do

Odanı temizlemek zorundasın.

You have to clean your room.

Odayı temizlemek zorundalar.

They have to clean the room.

Dişlerimi temizlemek zorundayım.

I have to clean my teeth.

Bunu temizlemek zorundayız.

We have to clean this up.

Kümesi temizlemek gereklidir.

It is necessary to clean the chicken-house.

Onu temizlemek zorundayım.

I have to clean that up.

Bahçeyi temizlemek zorundayım.

I have to clear the garden.

Odamı temizlemek zorundayım.

I have to clean my room.

Evi temizlemek zorundayım.

I have to clean the house.

Dairemi temizlemek zorundayım.

I have to clean up my apartment.

Biz temizlemek zorundayız.

We have to clean up.

Şehrimizi temizlemek istiyoruz.

We want to clean up our city.

Evimi temizlemek zorundayım.

I have to clean my home.

Ya bu kirli sayfaları temizlemek ya da konuşanları temizlemek

Either cleaning up these dirty pages or cleaning up those who speak

Çatıdaki karı temizlemek zorundayız.

We have to clear the snow off the roof.

Çatıdan kar temizlemek zorundayız.

We have to clear the snow from the roof.

Onların işi bahçeyi temizlemek.

Their job is to clear gardens.

Sınıflarını temizlemek öğrencilerin görevidir.

It is the students' duty to clean their classrooms.

Köpek pisliği temizlemek istemiyorum.

I do not want to clean up dog poop.

Ben odamı temizlemek niyetindeyim.

I intend to clean my room.

Tüm plajı temizlemek zorundayız.

We have to clean the whole beach.

Odamı temizlemek zorunda değilim.

I don't have to clean my room.

Odayı temizlemek zorunda mıyım?

Must I clean the room?

Sürekli burnumu temizlemek zorundayım.

I have to blow my nose all the time.

Gerçekten odamı temizlemek istemiyorum.

I really don't want to clean my room.

Yarın evi temizlemek zorundayım.

We have to clean the house tomorrow.

Seni sonra temizlemek zor!

You’re hard to clean up after!

Tom odasını temizlemek istemiyor.

Tom doesn't want to clean his room.

Neden odanı temizlemek istemiyorsun?

Why don't you want to clean your room?

Bu pisliği temizlemek zorundayız.

We have to clean up this mess.

Mutfağı temizlemek umurumda değil.

I don't mind cleaning the kitchen.

Bugün evimi temizlemek zorundayım.

I have to clean my house today.

Odayı temizlemek üç günümü aldı.

It took me three days to clean the room.

Ben köpek boku temizlemek istemiyorum.

I don't wanna clean up dog shit.

- Odanı temizlemelisin.
- Odanı temizlemek zorundasın.

- You must clean your room.
- You have to clean your room.

Onu temizlemek birkaç saatimi aldı.

It took me several hours to clean it.

Bu binanın pencerelerini temizlemek tehlikelidir.

It's dangerous to clean the windows of an apartment building.

Tom odasını temizlemek zorunda kaldı.

Tom had to clean his room.

Garajı temizlemek çok zaman almamalı.

It shouldn't take us long to clean out the garage.

Mike'ın evdeki işi pencereleri temizlemek.

Mike's job at home is cleaning the windows.

Bacayı temizlemek için çatıya tırmandılar.

They climbed up on the roof to clean the chimney.

O, odasını temizlemek zorunda kaldı.

He had to clean his room.

Garajı temizlemek çok eğlenceli değildi.

Cleaning the garage wasn't much fun.

Sami bu pisliği temizlemek zorunda.

Sami has to clean up this mess.

Evimi temizlemek üç saatimi aldı.

It took me three hours to clean my house.

Peki belki de okyanusları temizlemek nafile.

And so, OK, maybe cleaning the ocean is futile.

Aklını şüphelerden temizlemek için çok çabaladı.

She tried hard to clear her mind of doubts.

Karı çatıdan kürekle temizlemek zorunda kalacağız.

We'll have to shovel the snow off the roof.

Ebeveynlerim gelmeden önce evi temizlemek istiyorum.

I want to clean the house before my parents come.

- Odamı temizlemek istiyorum.
- Odamı temizlemeyi severim.

I like to clean my room.

Bütün evi temizlemek için zamanımız yok.

We don't have time to clean the whole house.

Ebeveynler dönmeden önce evimi temizlemek istiyorum.

I'd like to clean up my house before parents come back.

Ebeveynlerim dönmeden önce evi temizlemek istiyorum.

I want to clean the house before my parents return.

Gelecek yıl bütün plajı temizlemek zorundayız.

Next year we have to clean the whole beach.

Boru temizleyicileri boruları temizlemek için kullanılır.

Pipe cleaners are used for cleaning pipes.

- Dişlerimi temizlemek zorundayım.
- Dişlerimi temizlemem gerekiyor.

I must clean my teeth.

Tom odasını temizlemek için söz verdi.

Tom promised to clean his room.

Parkı temizlemek için tüm komşular birleşti.

All the neighbors united to clean up the park.

Bu yeri temizlemek bir kâbus olmalı.

It must be a nightmare to clean this place.

Bu karmaşayı temizlemek sonsuza kadar sürecektir.

It'll take forever to clean up this mess.

Bu evi temizlemek için vaktim yok.

I don't have time to clean this house.

Dilinizi temizlemek için bir dil kazıyıcı kullanabilirsiniz.

- You can use a tongue scraper to clean your tongue.
- You can use a tongue cleaner to clean your tongue.

Şimdi yapmak istediğim son şey banyoyu temizlemek.

The last thing I want to do now is clean the bathroom.

Tom oturma odasını temizlemek için söz verdi.

Tom promised to clean the living room.

Bugün garajı temizlemek için hiç zaman ayırmadım.

I never got around to cleaning out the garage today.

Ben ekipmanı temizlemek zorundayım, onu ortalıktan kaldır.

I have to clean the equipment, pack it away.

Bütün şu pisliği temizlemek için birlikte çalışacağız.

We will work together to clean all that mess.

Ben halıyı temizlemek için bir şey arıyorum.

I'm looking for something to clean the carpet with.

Bu pisliği temizlemek zorunda olan kişi benim.

I'm the one who has to clean up this mess.

Camımdaki karı temizlemek için cam sileceğimi kullandım.

I used my windshield wiper to clean the snow on my window.

O zindanı temizlemek Tom'un üç saatini aldı.

It took Tom three hours to clear that dungeon.

Annem ve babam gelmeden önce evi temizlemek istiyorum.

I would like to clean up the house before my parents come.

Annem eve dönmeden önce oturma odasını temizlemek zorundayız.

We've got to clean the living room before mom gets home.

Michael evde olduğu zaman onun işi pencereleri temizlemek.

When Michael is at home, his work is to clean the windows.

Bütün çatının karını kürekle temizlemek biraz zaman alacak.

It'll take some time to shovel all the snow off the roof.

- Odayı temizleme sırası benimdi.
- Odayı temizlemek için benim sıramdı.

It was my turn to clean the room.

Havayı temizlemek için bu şansa sahip olduğumuz için sevindim.

I'm glad we had this chance to clear the air.

Avrupalılar iblislerin kıtasını temizlemek için bir cinci hoca tuttu.

The Europeans hired an exorcist to cleanse their continent of demons.

Kim bu pisliği yapmaktan sorumluysa onu temizlemek zorunda kalacak.

Whoever is responsible for making this mess will have to clean it up.

Mutfak zeminini temizlemek için daha fazla zaman harcamak istemedim.

I didn't want to spend any more time cleaning the kitchen floor.

Tom masasını temizlemek için tam zamanında ofise gitmek istedi.

Bill wanted to get to the office in good time to clean his desk.

Topraktaki, havadaki ve sudaki radyasyonu temizlemek 23.yüzyılda mümkün oldu.

Cleaning up radiation, in soil, air, and water, became possible in the 23rd century.

Mary'nin kıçını temizlemek için bir rulo tuvalet kağıdına ihtiyacı var.

Mary needs a whole roll of toilet paper to wipe her ass clean.

Tom'un Mary gelmeden önce odayı temizlemek için çok zamanı yoktu.

Tom didn't have much time to clean the room before Mary arrived.

Bunu temizlemek bir sürü zaman, kan, ter ve göz yaşı aldı.

It took a lot of time, blood, sweat and tears to clean it.

Okula gitmeden önce odamı temizlemek için yeterli zamanım olduğundan emin değilim.

- I'm not sure I have enough time to clean my room before I go to school.
- I'm not sure that I have enough time to clean my room before I go to school.

Farelerin de bir işlevi var. Onlar boruları temizlemek için yardım ederler.

Rats also have a function. They help to clean the pipes.

Garajı temizlemek için onun yardım etmesini istediğimi az önce Tom'a söyledim.

I just told Tom that I wanted him to help clean the garage.

Eugenia yüzü temizlemek ve cildi korumak için en sevdiği yağları bizimle paylaştı.

Eugenia shared with us her favorite oils for cleaning the face and protecting the skin.

Ne kadar çok şeyim varsa o kadar çok şey temizlemek zorunda kalacağım.

The more things I have, the more I am going to have to clean.

"Odan düzenli olduğunda eşyanı bulmak daha kolay değil mi?" "Umurumda değil. Odamı temizlemek istemiyorum."

"Isn't it easier to find your stuff when your room's tidy?" "I don't care. I don't want to clean my room."

- Evi temizlerken harcamam gerekenden daha fazla zaman harcamak istemiyorum.
- Evi temizlemek için ihtiyacım olandan daha fazla zaman harcamak istemiyorum.

I don't want to spend more time cleaning the house than I need to.