Translation of "Tırmanmak" in English

Dağa tırmanmak istiyorum.

I want to climb the mountain.

Mt.Fuji'ye tırmanmak istiyorum.

I want to climb Mt. Fuji.

- Biz şu dağa tırmanmak istiyoruz.
- Şu dağa tırmanmak istiyoruz.

We'd like to climb that mountain.

Neden tırmanmak istediği sorulmuştu.

was asked why did he want to climb it.

Bu dağa tırmanmak tehlikelidir.

It's dangerous to climb this mountain.

Bu dağa tırmanmak zorundayım.

I have to climb this mountain.

Duvarın üzerine tırmanmak zorundaydım.

I had to climb over the wall.

Tepelere tırmanmak iyi egzersizdir.

It's good exercise to climb hills.

Bu dağa tırmanmak istiyorum.

- I want to climb this mountain.
- I want to hike up this mountain.

Dağa tırmanmak istiyor musun?

Do you want to climb the mountain?

Bu dağa tırmanmak zordur.

This mountain is difficult to climb.

O dağa tırmanmak tehlikelidir.

It is dangerous to climb that mountain.

- O dağa tırmanmak çok kolaydı.
- O dağa tırmanmak çok oyuncağıydı.

Climbing that mountain was a piece of cake.

O dağa tırmanmak çok eğlenceli.

It's a lot of fun to climb that mountain.

Kitadake Dağı'nın zirvesine tırmanmak istiyorum.

I want to climb to the peak of Mount Kitadake.

Biz o dağa tırmanmak istiyoruz.

We want to climb that mountain.

Bu dağa tırmanmak çok zordur.

Climbing this mountain is very difficult.

Tom tepeye tırmanmak için çabaladı.

Tom struggled to climb to the top.

Fuji Dağı'na tekrar tırmanmak istiyorum.

I want to climb Mt. Fuji again.

Bu halat tırmanmak için oldukça uzun.

That's a long rope climb that.

Fuji Dağına tırmanmak bütün gece sürdü.

It took all night to climb Mt Fuji.

Kışın o dağa tırmanmak aptalca olurdu.

- It would be madness to climb that mountain in winter.
- It would be stupid to climb that mountain in the winter.
- It would be crazy to climb that mountain in the winter.

Bir fırtına sırasında dağlara tırmanmak tehlikelidir.

It's dangerous to climb mountains during a storm.

Kötü bir havada dağa tırmanmak tehlikelidir.

It's dangerous to climb a mountain in bad weather.

Ben çitin üzerinden tırmanmak zorunda kaldım.

I had to climb over the fence.

Çocuk, "bu ağaca tırmanmak istiyorum." dedi.

"I want to climb this tree," said the boy.

Her zaman Fuji Dağı'na tırmanmak istedim.

I've always wanted to climb Mt. Fuji.

Dağa tırmanmak sadece birkaç saat sürdü.

It only took a few hours to climb the mountain.

Urallara tırmanmak istiyorsan sen cesur bir kişisin.

You're a brave soul if you want to climb the Urals.

Bir dağa tırmanmak nefes kesen bir iştir.

Climbing a mountain is a breathtaking challenge.

Bence fırtınalı bir havada dağa tırmanmak tehlikelidir.

I think it's dangerous to climb a mountain on a day when it's stormy.

Fuji Dağına bir kez daha tırmanmak istiyorum.

I'd like to climb Mt. Fuji once again.

Bir fırtına sırasında bir dağa tırmanmak tehlikelidir.

It's dangerous to climb a mountain during a storm.

Bir maymun için ağaca tırmanmak kolay bir şeydir.

It is easy for a monkey to climb a tree.

O dağa tırmanmak için iyi ekipmana ihtiyacın var.

You need good equipment to climb that mountain.

Kayalıklara tırmanmak istiyorsanız "Sol"a ve "Tamam" tuşlarına basın.

If you want to climb the sea cliff, press "Left" and then the "Okay" button.

Onlar, altı fit yüksekliğinde bir duvara tırmanmak zorunda kaldı.

They had to climb a wall six feet high.

Birçok genç insan yaz tatilini Fuji Dağına tırmanmak için kullanıyor.

Many young people make use of their summer vacation to climb Mt. Fuji.

Ve ne zamandır orada olduğunu bilmediğim bir halatla tırmanmak zorunda kalmayacağım.

And then I'm not depending on a rope that I don't know how long it's been there.

Bir ağaç ne kadar uzun olursa tırmanmak o kadar zor olur.

The taller a tree is, the harder it is to climb.

Mary'nin evine ulaşmadan önce tepeye doğru 100 yorucu basamağı tırmanmak zorundasınız.

You have to climb an exhausting 100 steps up the hill before reaching Mary's house.

İyi fiziksel durumda olan biri için dağa tırmanmak bir çocuk oyuncağı.

For a person who is in good physical condition, climbing mountains is a cinch.

Kralın oğlu ona tırmanmak istedi ve kulenin kapısını aradı ama hiçbiri bulunmadı.

The King's son wanted to climb up to her, and looked for the door of the tower, but none was to be found.

Onlar yiyecek veya içecek olmadan ve bir tek evle karşılaşmadan, büyük bir ormanın içinde iki gün seyahat etmeye gittiler ve her gece onlar ormanda olan vahşi hayvanların korkusu ile ağaçlara tırmanmak zorunda kaldılar.

- They went on travelling for two days through a great forest, without food or drink, and without coming across a single house, and every night they had to climb up into the trees through fear of the wild beasts that were in the wood.
- They went on travelling for two days through a great forest, without food or drink, and without coming across a single house, and every night they had to climb up into the trees for fear of the wild beasts that were in the wood.