Translation of "Suçlamayı" in English

O, suçlamayı reddetti.

He denied the accusation.

O suçlamayı reddetti.

She denied the accusation.

Tom suçlamayı reddetti.

Tom has denied the charge.

Suçlamayı kabul ettim.

I pleaded guilty.

Mutsuzluğumuz için suçlamayı bırakmalıyız.

for our unhappiness.

Tom suçlamayı kabul etmedi.

Tom denied the charge.

Kilise liderleri suçlamayı reddetti.

Church leaders denied the accusation.

Tom hemen suçlamayı reddetti.

Tom denied the accusation immediately.

Cumhuriyetçi liderler suçlamayı reddetti.

Republican leaders denied the charge.

Bill Clinton suçlamayı reddetti.

Bill Clinton denied the accusation.

Başkan Clinton suçlamayı reddetti.

President Clinton denied the accusation.

Tom kendisini suçlamayı durduramadı.

Tom couldn't stop blaming himself.

Seni suçlamayı takıntı haline getirmiyorum.

I'm not obsessed with blaming you.

Bill kayıp için suçlamayı kabul etti.

Bill took the blame for the loss.

O, bu suçlamayı reddediyor ve sadece bir öpücükten bahsediyor.

He denies this accusation and speaks only of a kiss.

'Yönetme' sadece herkesin hataları için suçlamayı üstlenme anlamına gelir.

'Managing' simply means taking the blame for everyone's mistakes.