Translation of "Suçla" in English

Selefini suçla.

Blame your predecessor.

Bu yağmuru suçla!

Blame this rain!

Günahı suçla karıştırmayın.

Do not mistake sin with crime.

Şüpheli suçla ilgili masumdu.

The suspect was innocent of the crime.

Suçla bir ilgim yok.

I have nothing to do with the crime.

O suçla bir ilgim yok.

I have nothing to do with that crime.

Tom bir suçla mı suçlanıyor?

Is Tom being charged with a crime?

Suçla ilgili hiçbir tanık yoktu.

There were no witnesses to the crime.

Tom henüz bir suçla suçlanmadı.

- Tom hasn't yet been charged with a crime.
- Tom hasn't been charged with a crime yet.

Tom herhangi bir suçla suçlanmadı.

Tom hasn't been accused of any crime.

Sami olağandışı bir suçla suçlandı.

Sami was accused of an unusual crime.

- Sami asla Leyla'yı bir suçla suçlamadı.
- Sami, Leyla'yı asla bir suçla itham etmedi.

Sami never accused Layla of a crime.

Adam suçla ilgili masum olduğunu söyledi.

The man said he was innocent of the crime.

O, Ben'in suçla ilgisi olduğundan şüphelenmedi.

He didn't doubt that Ben had something to do with the crime.

Hiç kimse seni bir suçla suçlamıyor.

Nobody's accusing you of a crime.

Benim bu suçla bir ilgim yok.

I have nothing to do with this crime.

Ben bir çeşit suçla suçlanıyor muyum?

Am I being accused of some kind of crime?

Tom haksız yere suçla itham edildi.

Tom was unjustly accused of the crime.

Birini suçlaman gerekiyorsa, Tom'u ve beni suçla.

If you need to blame someone, blame Tom and me.

Teğmen Dan Anderson, Linda'nın suçla bağlantısını kuramadı.

Lieutenant Dan Anderson couldn't link Linda to the crime.

Ben herhangi bir şekilde bu suçla bağlantılı değilim.

I am not connected to this crime in any way.

Bir şey yanlış giderse bunun için sadece tercümanı suçla.

If something goes wrong, just blame it on the translator.

Seni daha iyi hissettirecekse devam et ve beni suçla.

Go ahead and blame me if it makes you feel any better.

Onu mahkûm etmek için suçla ilgili yeterli kanıt yoktu.

There wasn't enough evidence to convict him of the crime.

Polis memuru, şüphelinin suçla doğrudan bağlantılı olduğuna inandığını söyledi.

The police officer said he believes the suspect has a direct connection to the crime.