Translation of "Oynardı" in English

O, basketbol oynardı.

She used to play basketball.

Tom basketbol oynardı.

Tom used to play basketball.

Tom futbol oynardı.

Tom used to play soccer.

Ve onlar saklambaç oynardı.

And they would play hide and go seek.

Pazar günü tenis oynardı.

She used to play tennis on Sunday.

Çocuklar sahilde saatlerce oynardı.

The children would play for hours on the beach.

Tom babamla golf oynardı.

Tom used to play golf with my father.

Tom bizimle voleybol oynardı.

Tom used to play volleyball with us.

O, onunla tenis oynardı.

She used to play tennis with him.

O, bizimle poker oynardı.

He used to play poker with us.

Tom bizimle poker oynardı.

Tom used to play poker with us.

O, çocukluğunda onunla oynardı.

He used to play with her in his childhood.

Her pazar tenis oynardı.

She used to play tennis every Sunday.

Tom eskiden beyzbol oynardı.

Tom used to play baseball.

Tom babamla satranç oynardı.

Tom used to play chess with my father.

Sanırım Tom golf oynardı.

- I think Tom used to play golf.
- I think that Tom used to play golf.

Mary oyuncak bebeklerle oynardı.

Mary used to play with dolls.

Tom eskiden golf oynardı.

Tom used to play golf.

Mahalledeki abiler ablalar da oynardı

Older sisters also played in the neighborhood

Sık sık bana oyunlar oynardı.

She would often play tricks on me.

Cumartesi öğleden sonra tenis oynardı.

She used to play tennis on Saturday afternoon.

Tom evlenmeden önce futbol oynardı.

Tom used to play football before he got married.

Tom her pazartesi tenis oynardı.

Tom used to play tennis every Monday.

Tom Mary ile tenis oynardı.

Tom used to play tennis with Mary.

O gençken bazen futbol oynardı.

When he was young, he sometimes played soccer.

Tom haftada üç kez tenis oynardı.

Tom used to play tennis three days a week.

Tom tenis oynardı ama artık oynamıyor.

Tom used to play tennis, but he doesn't anymore.

Eskiden basketbol oynardı ama artık oynamıyor.

He used to play basketball, but he doesn't anymore.

Benimde oynamışlığım vardı. Erkekler de oynardı çünkü

I had played too. Men also played because

Yaz mevsiminde onlar bütün gün plajda oynardı.

In the summer, they used to play on the beach all day long.

Tom her pazartesi öğleden sonra tenis oynardı.

Tom used to play tennis every Monday afternoon.

Tom hem beyzbol hem de basketbol oynardı.

Tom used to play both baseball and basketball.

Tom lekros oynardı fakat ben artık oynamıyorum.

Tom used to play lacrosse, but he doesn't anymore.

Tom lisesinin beyzbol takımı için ikinci taban oynardı.

Tom used to play second base for his high school's baseball team.

Aç kapıyı bezirganbaşı bunu daha çok da kızlar oynardı

open the door bezirganbaşı more girls played this

- Eğer o mutlu olsaydı çok daha iyi oynardı.
- Eğer o mutlu olsaydı çok daha iyi çalardı.

If he were happy, he would play much better.

Bir zamanlar çocukların sevdiği küçük bir hayalet vardı. O genellikle ormanda şarkılarını söylerdi ve flütünü çalardı ve kuşlar ve benzeri hayvanlarla oyalanırdı. Bazen insanların yaşadığı köye gelirdi ve sevdiği çocuklarla oynardı.

There once was a little spirit that the children loved. Usually in the forest he would sing his songs and play the flute and mess about with the birds and other such beasts. At times he would come out to the village where the people lived and play with the children he liked.