Translation of "Nazikti" in English

0.005 sec.

Examples of using "Nazikti" in a sentence and their english translations:

Tom nazikti.

Tom was nice.

O, yeterince nazikti.

She was kind enough.

Bana karşı nazikti.

She was kind to me.

Laurie çok nazikti.

Laurie was very kind.

Tom çok nazikti.

- Tom was very kind.
- Tom was very gentle.
- Tom has been very kind.

O çok nazikti.

He was very kind.

Sami gerçekten nazikti.

Sami was really nice.

O herkese karşı nazikti.

She was kind to everybody.

Onlar bana karşı nazikti.

They were very kind to me.

Köylüler ziyaretçilerine karşı nazikti.

The villagers were kind to their visitors.

Tom bana karşı nazikti.

Tom has been kind to me.

Tom bana çok nazikti.

Tom was very kind to me.

Tom umduğumdan da nazikti.

- Tom was a whole lot nicer than I had expected.
- Tom was a whole lot nicer than I'd expected.

Tom herkese karşı nazikti.

Tom was kind to everybody.

Tom herkese çok nazikti.

Tom was very kind to everyone.

Tom kibar ve nazikti.

Tom was nice and polite.

Tom her zaman nazikti.

Tom was always kind.

O herkese karşı çok nazikti.

- She was all kindness to everybody.
- She was very kind to everyone.

Ayakkabı bağlarımı bağlayacak kadar nazikti.

He was kind enough to tie my shoelaces.

Partide bana karşı çok nazikti.

He was very kind to me at the party.

Beni hastaneye götürecek kadar nazikti.

She was kind enough to take me to the hospital.

O, onlara karşı çok nazikti.

He was very kind to them.

Tom bize karşı çok nazikti.

- Tom has been very nice to us.
- Tom has been very kind to us.

Tom bana karşı çok nazikti.

Tom has been very kind to me.

Onlar bana karşı çok nazikti.

They've been very nice to me.

Tom Mary'ye karşı çok nazikti.

Tom was very kind to Mary.

O, onu mağazaya götürecek kadar nazikti.

He was kind enough to take him to the shop.

- Tom çok kibardı.
- Tom çok nazikti.

Tom was very kind.

Tom Mary'nin tüm arkadaşlarına karşı nazikti.

- Tom was nice to all Mary's friends.
- Tom was nice to all of Mary's friends.

Tom bana yardım edecek kadar nazikti.

Tom was kind enough to help me.

Tom işini kaybettiğinde arkadaşları çok nazikti.

Tom's friends were very kind when he lost his job.

Tom bana karşı son derece nazikti.

Tom was extremely kind to me.

Tom valizimi taşımak için yeterince nazikti.

Tom was kind enough to carry my suitcase for me.

Kraliçe bizi davet etmek için yeterince nazikti.

The queen was gracious enough to invite us.

Mike çok nazikti. Arabamı bedava tamir ettirdi.

Mike was very kind. He got my car repaired for free.

O, bize yardım etmek için yeterince nazikti.

She was kind enough to help us.

Bana biraz ödünç para verecek kadar nazikti.

He was kind enough to lend me some money.

O, beni davet etmek için yeterince nazikti.

He was kind enough to invite me.

Bana iyi bir tavsiye verecek kadar nazikti.

She was kind enough to give me good advice.

Bana ev ödevimde yardımcı olacak kadar nazikti.

He was kind enough to help me with my homework.

Bay Yamada beni eve götürecek kadar nazikti.

- Mr Yamada was kind enough to drive me home.
- Mr. Yamada was kind enough to drive me home.

Tom her zaman bana karşı çok nazikti.

Tom has always been very nice to me.

Tom ve Mary bana karşı çok nazikti.

Tom and Mary were very kind to me.

Tom bana gerçeği söylemek için yeterince nazikti.

Tom was kind enough to tell me the truth.

İstasyona kadar bana eşlik edecek kadar nazikti.

She was kind enough to accompany me to the station.

Bana istasyona giden yolu gösterecek kadar nazikti.

He was kind enough to show me the way to the station.

Dr Patterson: Oh, hayır! Ona karşı çok nazikti.

Dr. Patterson: Oh, no! She was very gentle with him.

Kız bana müzeye giden yolu gösterecek kadar nazikti.

The girl was kind enough to show me the way to the museum.

O, bize biraz ödünç para verecek kadar nazikti.

He was so kind as to lend us some money.

Bir kadın bana yolu göstermek için yeterince nazikti.

A woman was kind enough to show me the way.

O, bana içmek için soğuk bir şey verecek kadar nazikti.

He was kind enough to give me something cold to drink.

Tom ihtiyacım olan parayı bana ödünç vermek için yeterince nazikti.

Tom was kind enough to lend me the money I needed.

Fakat çiftçi ona karşı çok nazikti ve ona çok şey öğretti.

But the farmer was kind to him and taught him a lot.

Onun üvey ebeveynleri ona karşı gerçek ebeveynlerinden şimdiye kadar olduğundan çok daha nazikti.

Her adoptive parents are much kinder to her than her birth parents ever were.