Translation of "Motosikleti" in English

0.006 sec.

Examples of using "Motosikleti" in a sentence and their english translations:

- İki motosikleti karşılaştırman gerekir.
- İki motosikleti karşılaştırmalısınız.
- İki motosikleti karşılaştırmalısın.

You should compare the two motorcycles.

Tom'un motosikleti yepyeni.

Tom's motorcycle is brand new.

Sanırım o Tom'un motosikleti.

I think it's Tom's motorcycle.

Sanırım bu Tom'un motosikleti.

This is Tom's motorcycle, I think.

Sami'nin bir motosikleti vardı.

Sami had a motorcycle.

Tom'un bir motosikleti var.

Tom has a motorcycle.

Sami'nin yarış motosikleti vardı.

Sami had a racing motorcycle.

Bill bir motosikleti delicesine seviyor.

Bill was crazy for a motorbike.

Onun motosikleti en son model.

His motorcycle is the latest model.

Luca'nın motosikleti benimkinden daha hızlı.

Luca's motorbike is faster than mine.

Tom garajda motosikleti üzerinde çalışıyor.

Tom is in the garage, working on his motorcycle.

Tom'un yeni bir motosikleti var.

Tom has a new motorcycle.

- Sami o motosiklete biniyordu.
- Sami o motosikleti kullanıyordu.
- Sami o motosikleti sürüyordu.

Sami was riding that motorbike.

Tim'in motosikleti benimkinden çok daha pahalı.

Tim's motorbike is far more expensive than mine is.

Cırtlak frenli bir motosikleti kim ister?

- Who wants to buy a motorcycle with squeaky brakes?
- Who will want a motorcycle with screeching brakes?

Tom, Mary'nin bir motosikleti olduğunu şaşırdı.

- Tom was surprised that Mary had a motorcycle.
- Tom was surprised Mary had a motorcycle.

Burada motosikleti olan tek kişi benim.

I'm the only one here who has a motorcycle.

Tom, Mary'nin bir motosikleti olduğuna şaşırmamıştı.

- Tom wasn't surprised that Mary had a motorcycle.
- Tom wasn't surprised Mary had a motorcycle.

Tom'un bir motosikleti olduğunu öğrendiğimde şaşırdım.

- I was surprised when I found out Tom had a motorcycle.
- I was surprised when I found out that Tom had a motorcycle.

Felipe'nin iki arabası ve bir motosikleti var.

Felipe has two cars and one motorcycle.

O özel motosikleti ile çok gurur duyuyor.

He's very proud of his custom motorcycle.

Tom'un üç arabası ve bir motosikleti var.

Tom has three cars and a motorcycle.

Fransa'da pek çok genç insanın motosikleti var.

In France, many young people have motorcycles.

Pedro'nun motosikleti var ve ona binmeyi sever.

Pedro has a motorcycle and loves to ride it.

- Hâlâ stediğim motosikleti almaya yetecek kadar param yok.
- İstediğim motosikleti almam için hâlâ yeterli param yok.
- Hala istediğim motosikleti satın almaya yetecek kadar param yok.

- I still don't have enough money to buy the motorcycle that I want.
- I still don't have enough money to buy the motorcycle I want.

Tom Mary'nin bir motosikleti olduğuna şaşırmış gibi görünmüyordu.

- Tom didn't seem surprised that Mary had a motorcycle.
- Tom didn't seem surprised Mary had a motorcycle.

Ne kadar hızlı koşarsan koş, asla bir motosikleti yakalayamazsın.

However fast you may try to run, you will never beat a motorbike.

Ne yazık ki büyük annemin ne bir kümesi ne de bir motosikleti vardı.

I'm afraid my grandma neither has a henhouse nor a motorcycle.

- "Bu motosikleti nasıl çalıştırıyorsun?" "Üzgünüm, gerçekten hiçbir fikrim yok."
- "Bu motosiklet nasıl çalıştırılır?" "Üzgünüm, gerçekten hiç fikrim yok."

"How do you start this motorcycle?" "Sorry, I really have no idea."