Translation of "Malzeme" in English

Malzeme getirdim.

I've brought supplies.

Malzeme almaya geldim.

I'm here to buy supplies.

Malzeme dolabı nerede?

Where is the locker?

- Bu malzeme kolaylıkla yanar.
- Bu malzeme kolayca tutuşur.

This material combusts easily.

Onlar tıbbi malzeme getirdiler.

They brought medical supplies.

O malzeme iyi mi?

Is that material good?

Bu iyi malzeme mi?

Is this good material?

Bu malzeme CO₂ emer.

This material absorbs CO2.

Bu malzeme asla aşınmaz.

This material never wears out.

Bu malzeme kolayca esner.

This material stretches easily.

Yeterince malzeme olmadan işe başlanmaz.

Bricks can't be made without straw.

Yeterince malzeme olmadan işe kalkışma.

- You cannot make bricks without straw.
- You can't make bricks without straw.

Otobüs birçok yanıcı malzeme taşır.

The bus carries a lot of inflammable materials.

Tom'un masası malzeme ile kaplı.

Tom's desk is covered with stuff.

Lazer tarafından ısıtılan malzeme jetleri

is to cause jets of material heated by the laser

Tom bir kutuya malzeme koyuyordu.

Tom was putting stuff in a box.

Bu malzeme yeterince esnek değil.

This material isn't elastic enough.

Bu malzeme senin için değil.

This stuff isn't for you.

Bu malzeme, su ile karıştırılır.

This substance will mix with water.

Geri dönüştürülmüş malzeme içeriyor mu?

Does it contain recycled material?

Ay'daki problem şu, yerel malzeme ne?

The problem with the Moon is, what are the local materials?

Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak.

The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.

O, raporu için malzeme toplamakla meşguldü.

He was busy collecting stuff for his report.

Tom küçük bir malzeme kutusu tutuyordu.

Tom was holding a small box of stuff.

O, bir kitap için malzeme topluyor.

- She is collecting material for a book.
- She's collecting material for a book.

Parti için hâlâ malzeme almam gerekiyor.

I still need to buy stuff for the party.

Tom malzeme kutusunu aldı ve bıraktı.

Tom picked up his box of stuff and left.

Bu malzeme kaba bir dokuya sahip.

This material has a rough texture.

Malzeme suyun içinde yüzecek kadar hafiftir.

The material is light enough to float in water.

Buradaki fikir, malzeme miktarını en aza indirgemek.

The idea here is, I'm minimizing the amount of material.

Bütün bu malzeme ile ne yapmam gerekiyor?

What should I do with all this stuff?

Tom daha fazla malzeme almama izin vermeyecek.

Tom won't let me buy any more stuff.

Mary yeni perdeleri için saten malzeme alacak.

Mary will buy satin material for her new drapes.

Çelik sivil inşaatta yaygın olarak kullanılan bir malzeme.

Steel is a widely-used material in civil construction.

O terzi her zaman çok iyi malzeme kullanır.

That tailor always uses very good material.

Beslenme ve malzeme gibi alanlara yapılan yatırımları da içeriyordu.

It included investment in areas like nutrition and materials.

Bu, madencilerin bu bölgede malzeme taşıdıkları bir şey olmalı.

And this is just the sort of thing miners would use for hauling supplies around these quarries.

Büyük miktarlarda değerli malzeme, erzak ve sığır elde edildi.

Immense amount of valuables were taken, as well as vast quantities of supplies and cattle.

- Maddi koşullar son derece önemlidir.
- Malzeme koşulları son derece önemlidir.

Material conditions are extremely important.

Birkaç malzeme daha gerek, iki kırmızı topumuz ve bir kalemimiz var.

A few more props are required we have two red balls and a pen.

Pekâlâ, artık ihtiyacım olan tek şey yatak yapmak için malzeme bulmak.

Okay, all I now need is a little bit of insulation to make a bed.

Fransızca öğrenmeye başlamak istiyorum. Çalışmak için bana biraz malzeme tavsiye edebilir misin?

I want to start learning French. Can you recommend me any materials to study with?

Katmanlama ve malzeme gibi, golf toplarının uçuşlarını da azaltabilir ve problemi çözebilir.

like layering and materials, could also reduce the flight of golf balls, and solve the problem.

Fakat karmaşa dolu yıllar sonrası Macar ordusu çok sayıda malzeme ve insan kaybı yaşadı

But after years of conflict the Hungarian army also suffers great losses in men and materials.

- Bu madde, daha çok hidrojen ve oksijenden oluşur.
- Bu malzeme çoğunlukla hidrojen ve oksijenden oluşmaktadır.

This substance is mostly composed of hydrogen and oxygen.

- Bu malzeme bir elbise için uygun değildir.
- Bu kumaş elbise için uygun değil.
- Bu kumaş elbiselik değil.

- This material is not suitable for a dress.
- This material isn't suitable for a dress.