Translation of "Kazanmasını" in English

0.009 sec.

Examples of using "Kazanmasını" in a sentence and their english translations:

- Onun kazanmasını istiyordu.
- Onun kazanmasını istiyordum.

I wanted her to win.

- Tom'un kazanmasını bekliyordum.
- Tom'un kazanmasını umuyordum.

I'd expected Tom to win.

Onun kazanmasını istiyordu.

I wanted her to win.

Onların kazanmasını istiyordum.

I wanted them to win.

Tom'un kazanmasını istiyorum.

I want Tom to win.

Kimin kazanmasını istiyorsun?

Who do you want to win?

Onun kazanmasını istiyorum.

I want her to win.

Ülkemin kazanmasını istiyorum.

I want my country to win.

Takımımızın kazanmasını istiyorum.

I want our team to win.

Tom'un kazanmasını bekliyorum.

I'm expecting Tom to win.

Tom'un kazanmasını bekledim.

I expected Tom to win.

Kimin kazanmasını bekliyordunuz?

Who did you expect to win?

Tom'un kazanmasını beklemiyordum.

I wasn't expecting Tom to win.

Tom'un kazanmasını istemedim.

I didn't want Tom to win.

Tom'un kazanmasını istemiyorum.

I don't want Tom to win.

Tom'un kazanmasını bekleme.

Don't expect Tom to win.

Tom'un kazanmasını bekliyorduk.

We expected Tom to win.

Tom'un kazanmasını istedim.

I wanted Tom to win.

Onun oyunu kazanmasını istiyoruz.

We'd like him to win the game.

Ben Nino'nun kazanmasını istiyorum.

I want Nino to win.

Tom'un seçimi kazanmasını istiyorum.

I want Tom to win the election.

Onun seçimi kazanmasını istiyorum.

I want her to win the election.

Onlar İngilizlerin kazanmasını umuyorlardı.

They expected the British to win.

Onların seçimi kazanmasını istiyorum.

I want them to win the election.

Tom'un yarışı kazanmasını umuyordum.

I expected Tom to win the race.

Sadece Tom'un kazanmasını istemiyorum.

I just don't want Tom to win.

Tom, Mary'nin kazanmasını istedi.

Tom wanted Mary to win.

Tom'un tekrar kazanmasını görebiliriz.

We may see Tom win again.

Tom, takımının kazanmasını umuyor.

Tom hopes that his team wins.

Herkes Tom'un kazanmasını bekledi.

- Everybody expected Tom would win.
- Everybody expected Tom to win.

Tom'un kazanmasını bekliyor musun?

Do you expect Tom to win?

Tom'un kazanmasını istiyor musun?

Do you want Tom to win?

Tom, Mary'nin kazanmasını beklemiyordu.

- Tom wasn't expecting Mary to win.
- Tom didn't expect Mary to win.

Tom, Mary'nin kazanmasını bekliyordu.

Tom was expecting Mary to win.

Tom Mary'nin kazanmasını bekledi.

Tom expected Mary to win.

Tom Mary'nin kazanmasını bekliyor.

Tom expects Mary to win.

Tom Mary'nin kazanmasını umuyor.

- Tom hopes that Mary will win.
- Tom hopes Mary wins.

Tom Mary'nin kazanmasını beklemiyordu.

Tom didn't expect Mary to win.

Mary, ekibinin kazanmasını umuyor.

Mary hopes that her team wins.

Hiç kimse onların kazanmasını beklemiyordu.

No one expected them to win.

Hiç kimse onun kazanmasını ummuyordu.

No one expected him to win.

Hiç kimse onun kazanmasını beklemiyordu.

No one expected her to win.

Hiç kimse Tom'un kazanmasını beklemiyordu.

- No one expected Tom to win.
- Nobody expected Tom to win.

Tom'un kazanmasını bekledin, değil mi?

You expected Tom to win, didn't you?

Gerçekten Tom'un kazanmasını bekledin mi?

Did you really expect Tom to win?

Hepimiz yarışı Tom'un kazanmasını umuyoruz.

We all hope Tom wins the race.

Tom'un kazanmasını umuyorsun, değil mi?

You hope Tom wins, don't you?

Tom gerçekten Mary'nin kazanmasını beklemiyordu.

Tom didn't really expect Mary to win.

Tom Mary'nin kazanmasını istemediğini söyledi.

- Tom said he didn't want Mary to win.
- Tom said that he didn't want Mary to win.

Tom Mary'nin kazanmasını beklediğini söyledi.

- Tom said he'd expected Mary to win.
- Tom said that he'd expected Mary to win.

Tom, Mary'nin kazanmasını dilediğini söyledi.

- Tom said he wished Mary would win.
- Tom said that he wished Mary would win.
- Tom said that he wished that Mary would win.

Tom, Mary'nin kazanmasını umduğunu söyledi.

Tom says he hopes that Mary wins.

Tom, Mary'nin kazanmasını beklediğini söyledi.

- Tom said he expected Mary to win.
- Tom said that he expected Mary to win.

Tom, Mary'nin kazanmasını beklediğini söylüyor.

Tom says he expects Mary to win.

Tom, Mary'nin kazanmasını istediğini söyledi.

- Tom said he wanted Mary to win.
- Tom said that he wanted Mary to win.

Tom, Mary'nin kazanmasını asla beklemedi.

Tom never expected Mary to win.

Mary, Tom'un kazanmasını istediğini söyledi.

Mary said she wanted Tom to win.

Tom'un kazanmasını gerçekten umuyor musun?

Do you really expect Tom to win?

Onun kötü bacağı yarışı kazanmasını engelledi.

His bad leg prevented him from winning the race.

Çoğu kişi John Adams'ın kazanmasını umuyordu.

Most people expected John Adams to win.

Az sayıda insan Tom'un kazanmasını umuyordu.

Few people expected Tom to win.

Az sayıda insan onun kazanmasını umuyordu.

Few people expected him to win.

Tom, onun kazanmasını istemediğimizi biliyor muydu?

Did Tom know we didn't want him to win?

Tom, onun kazanmasını istediğimizi biliyor mu?

Does Tom know we want him to win?

Tom, onun kazanmasını istediğimi biliyor mu?

- Does Tom know I want him to win?
- Does Tom know that I want him to win?

Tom gerçekten Mary'nin kazanmasını bekliyor mu?

Does Tom really expect Mary to win?

Tom, Mary'nin kazanmasını istedi, değil mi?

Tom wanted Mary to win, didn't he?

Tom gerçekten Mary'nin kazanmasını bekledi mi?

Did Tom really expect Mary to win?

Mücadeleyi beyaz olmayan insanların kazanmasını yürekten istiyordum.

And I was sincerely rooting for people of color to win the struggle.

Tom, Mary'ye neden onun kazanmasını istediğini söyledi.

Tom told Mary why he wanted her to win.

Kriz zamanında para kazanmasını bilen kimse var mı?

Does anyone know how to make money in a time of crisis?

- İşçilerin daha fazla para kazanmasını mı istiyorsun?
- İşçilerin daha fazla para kazanmasının lehinde misin?

Are you in favor of the workers getting more money?

- Tom sağduyu çağrısında bulundu.
- Tom soğukkanlı olanların kazanmasını diledi.
- Tom aklıselim çağrısı yaptı.
- Tom aklıselimin galip gelmesini arzu ettiğini söyledi.

Tom pleaded for cooler heads to prevail.