Translation of "Karımla" in English

0.004 sec.

Examples of using "Karımla" in a sentence and their english translations:

Karımla Paris'teydim.

I was in Paris with my wife.

Karımla sürekli tartışırım.

I constantly quarrel with my wife.

Karımla yaşamak istiyorum.

I want to live with my wife.

Onu karımla tartışacağım.

I'll discuss it with my wife.

Karımla tanışmanı isterim.

I'd like you to meet my wife.

Karımla yaşlanmak istiyorum.

I want to grow old with my wife.

Onu karımla tartışabilir miyim?

Would it be OK if I discussed it with my wife?

Seni güzel karımla tanıştırayım.

Let me introduce you to my beautiful wife.

Sizi karımla tanıştırabilir miyim?

- May I present my wife to you?
- May I introduce you to my wife?

Geçen hafta karımla Boston'daydım.

- I was in Boston last week with my wife.
- Last week I was in Boston with my wife.

Sanırım karımla başım belada.

I think I'm in trouble with my wife.

Benim de karımla sorunlarım var.

I have problems with my wife, too.

Tom'u karımla flört ederken yakaladım.

I caught Tom flirting with my wife.

Beni karımla tanıştıran kişi Tom'dur.

Tom is the one who introduced me to my wife.

Onun yerine kredi karımla ödemek istiyorum.

I'd like to pay with my credit card instead.

Karımla birlikte bir şey yapmak istiyorum.

I want to do something with my life.

Çocuğum, karımla benim aramda uyumayı seviyor.

My child likes to sleep between me and my wife.

Karımla sık sık öğle yemeği yemem.

I don't often eat lunch with my wife.

Ben karımla son derece zor zaman geçiriyorum.

I'm having an extremely hard time with my wife.

O benim karımla seks yapmaya nasıl cesaret eder?

How dare he have sex with my wife?

Evlendikten sonra karımla Fransızca konuşmaya başladığım için Fransızcam daha iyi oldu.

After I got married, my French got better since I started speaking French with my wife.

- Karımla konuşup yeni bir halı almamaya ikna ettim.
- Karımı yeni bir halı almaktan caydırdım.

I talked my wife out of buying a new carpet.

- Karımla ortak bir banka hesabım var.
- Karımın ve benim ortak bir banka hesabım var.

My wife and I have a joint bank account.