Translation of "Kaldığım" in English

0.008 sec.

Examples of using "Kaldığım" in a sentence and their english translations:

Kaldığım otel pis.

The hotel that I stay in is dirty.

- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Geç kaldığım için özür dilerim.

- I'm sorry I'm late.
- Pardon my being late.
- Sorry to be late.
- I'm sorry for being late.
- Excuse me for being late.
- I'm sorry about being late.

Geç kaldığım için üzgünüm.

- I'm sorry I'm so late.
- I'm sorry that I'm so late.

Kaldığım otel istasyona yakın.

- The hotel which I am staying at is near the station.
- The hotel I'm staying at is near the station.

Kaldığım otel istasyonun yakınındadır.

The hotel which I am staying at is near the station.

O benim kaldığım ev.

- That is the house that I stay in.
- That's the house I stayed in.

Geç kaldığım için azarlandım.

I was scolded for being late.

- Geç kaldığım için özür dilerim.
- Geç kaldığım için beni bağışlayın.

Excuse me for being late.

Geç kaldığım için özür dilerim.

I apologize for being late.

Geç kaldığım için bana kırıldı.

She was sore at me for being late.

Onunla Meksika'da kaldığım sırada tanıştım.

I met her during my stay in Mexico.

Geç kaldığım için üzgünüm. Uyuyakalmışım.

- I'm sorry I'm late. I overslept.
- I'm sorry that I'm late. I overslept.

Geç kaldığım için üzgün değilim.

- I'm not sorry I'm late.
- I'm not sorry that I'm late.

Okula geç kaldığım için koştum.

I ran because I was late for school.

Geç kaldığım için çok üzgünüm.

I'm very sorry for being late.

Kaldığım oteldeki yatak çok yumuşaktı.

The bed at the hotel where I stayed was too soft.

Hindistan'da kaldığım sırada param bitti.

I ran out of money during my stay in India.

Çok geç kaldığım için üzgünüm.

Sorry for being so late.

Geç kaldığım için lütfen beni affedin.

Please forgive me for being late.

Geç kaldığım için bolca özür diledim.

I apologized profusely for my being late.

Geç kaldığım için öğretmen tarafından azarlandım.

I was scolded by the teacher for being late.

Geçen ay kaldığım Efes Oteli rahattı.

The Efes Hotel, at which I stayed last month, was comfortable.

Kaldığım otelin bir park yeri yok.

The hotel where I'm staying doesn't have a parking lot.

Okula geç kaldığım için özür diledim.

I apologized for having been late for school.

Sessiz kaldığım için daha da sinirlendi.

She got all the more angry because I kept silent.

Lütfen geç kaldığım için beni bağışlayın.

Please excuse me for being late.

Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.

I'm awfully sorry that I was late.

Bugün derse geç kaldığım için üzgünüm.

- I'm sorry I was late for class today.
- I'm sorry that I was late for class today.

Tom benim kaldığım aynı otelde kalıyor.

Tom is staying at the same hotel where I'm staying.

Geç kaldığım için üzgünüm. Alarmım çalmadı.

- I'm sorry I'm late. My alarm didn't go off.
- I'm sorry that I'm late. My alarm didn't go off.

Bu sabah geç kaldığım için üzgünüm.

- I'm sorry I was late this morning.
- I'm sorry that I was late this morning.

- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
- Geç kaldığım için özür dilerim.
- Geç kaldığım için beni bağışlayın.
- Geç kaldığım için bağışlayın.
- Geç kaldığım için beni affedin.
- Lütfen geç kalışımı bağışlayın.
- Lütfen geç geldiğim için beni bağışlayın.

- I'm sorry I'm so late.
- Please pardon me for coming late.
- Pardon me for coming late.
- I'm sorry I'm late.
- Please excuse my being late.
- Pardon my being late.
- Forgive me for being late.
- Sorry to be late.
- I'm sorry for being late.
- Excuse me for being late.
- Please excuse me for coming late.
- Sorry I'm late.
- Sorry for being late.

- Bu benim üç yıl önce kaldığım otelin aynısı.
- Burası üç yıl önce de kaldığım otel.

- This is the same hotel I stayed in three years ago.
- This is the same hotel that I stayed in three years ago.

Uyanık kaldığım sürece iyi olacağım, değil mi?

I'll be OK as long as I stay awake, won't I?

Geç kaldığım için özür dilerim. Fazla uyudum.

Sorry I'm late. I overslept.

Ben işe çok geç kaldığım için kovuluyorum.

I'm being fired because I've been late to work a lot.

Randevumu iptal etmek zorunda kaldığım için üzgünüm.

- I'm sorry I had to cancel my appointment.
- I'm sorry that I had to cancel my appointment.

Öğretmen derse geç kaldığım için beni affetti.

The teacher excused me for being late for class.

Kaldığım otel, Tom'un evinden çok uzak değildi.

- The hotel I stayed in was not too far from Tom's house.
- The hotel I stayed in wasn't too far from Tom's house.

Seni yalnız bırakmak zorunda kaldığım için üzgünüm.

- I'm sorry I had to leave you alone.
- I'm sorry that I had to leave you alone.

Geç kaldığım için üzgünüm. Bir daha olmayacak.

- I'm sorry I was late. It won't happen again.
- I'm sorry that I was late. It won't happen again.

Bu kadar geç kaldığım için özür dilerim.

I apologize for being so late.

Ben birçok çocuğa bakmak zorunda kaldığım için yıprandım.

I was worn out because I had to take care of so many children.

- Üzgünüm, toplantıya geç kaldım.
- Toplantıya geç kaldığım için üzgünüm.

Sorry I'm late for the meeting.

Kaldığım birçok farklı otelden çaldığım bir havlu koleksiyonum var.

I have a collection of towels I've stolen from many different hotels I've stayed at.

Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.

Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.

- Geç kaldığım için çok üzgünüm.
- Geciktiğim için çok özür dilerm.

I'm terribly sorry for being late.

Ben geç kaldığım için üzgünüm, ama yapacak bir sürü işim vardı.

I'm sorry I am late, but there's been a lot of work to do.

Uçakta iki şişman adam arasında oturmak zorunda kaldığım zaman bundan nefret ederim.

I hate it when I have to sit between two fat guys on a plane.

- Özlemini çektiğim mutluluğu aramaya hakkım yok muydu?
- Hasret kaldığım saadeti aramak hakkım değil miydi?

Didn't I have a right to seek the happiness I longed for?

- Dün okula gelmedim çünkü cenazeye gitmek zorunda kaldım.
- Dün cenazeye gitmek zorunda kaldığım için okula gelmedim.

I didn't come to school yesterday because I had to go to a funeral.