Translation of "Kalbini" in English

0.036 sec.

Examples of using "Kalbini" in a sentence and their english translations:

Kalbini dinle.

Listen to your heart.

Kalbini aç.

Open your heart.

- O, kalbini eritti.
- O, kalbini yumuşattı.

He melted her heart.

- Onun kalbini kırdın.
- Onun kalbini kırdınız.

You broke her heart.

- Tom'un kalbini kırdın.
- Tom'un kalbini kırmışsın.

You broke Tom's heart.

Kalbini kırıyor muyum?

Am I hurting you?

Sadece kalbini izle.

Just follow your heart.

Onun kalbini kırdım.

I broke her heart.

Onun kalbini kırma.

Don't break his heart.

Bir erkeğin, başkasının kalbini

I know a man who would rather die

Haber onun kalbini kırdı.

The news broke his heart.

Sadece aşk kalbini kırabilir.

Only love can break your heart.

Sen onun kalbini kazandın.

You've won her heart.

Tom, Mary'nin kalbini kırdı.

Tom broke Mary's heart.

Sanıyorum Tom'un kalbini kırdım.

I think I broke Tom's heart.

Sonunda onun kalbini kazandım.

I have finally won his heart.

Yerliler onun kalbini yediler.

The Indians ate his heart.

O, ona kalbini açtı.

He opened up his heart to her.

Sanırım onun kalbini kırdım.

I think I broke his heart.

- Kalbini bilmiyorum.
- Kalbinizi bilmiyorum.

I don't know your heart.

Senin kalbini kırmak istemiyorum.

- I don't want to hurt you.
- I do not want to hurt you.

Onun kalbini kazanma fırsatı olmayacak.

He will have no chance of winning her heart.

Tom'un kalbini kırmak istemediğini biliyorum.

- I know you don't want to hurt Tom.
- I know that you don't want to hurt Tom.

Onun sözleri onun kalbini kırdı.

His words broke her heart.

Tom'un kalbini kırmamaya dikkat et.

Be careful you don't break Tom's heart.

Biri senin kalbini kırdı mı?

Did someone break your heart?

Tom Mary'nin kalbini kazanmaya çalıştı.

Tom tried to win Mary's heart.

Şarap insanın kalbini mutlu eder.

Wine makes man's heart happy.

Ağlamaklı melodi onun kalbini kırdı.

The plaintive melody broke her heart.

Biz onların kalbini kırmak istemiyorduk.

We didn't mean to hurt them.

Biz onun kalbini kırmak istemiyorduk.

We didn't mean to hurt him.

Oğlunun ölümü onun kalbini kırdı.

Her son's death broke her heart.

Tom Mary'nin kalbini kırmak istemiyordu.

Tom didn't want to break Mary's heart.

Tom'un ölümü Mary'nin kalbini kırdı.

Tom's death broke Mary's heart.

Kalbini aç; güzel aşk cümleleri yaz!

Open your heart; write beautiful sentences about love!

En güzel zafer, birinin kalbini kazanmaktır.

The most beautiful victory is to defeat one's heart.

Biri hiç senin kalbini kırdı mı?

Has anyone ever broken your heart?

Onun kalbini kırdım ve onu ağlattım.

I broke her heart and made her cry.

Ben hiç onun kalbini kırmak istemedim.

I never wanted to hurt him.

Ben asla onun kalbini kırmak istemedim.

I never meant to hurt him.

Böylece onun kalbini kazanmada başarılı oldu.

Thus he succeeded in winning her heart.

Senin bu taş kalbini kim yumuşatabilir?

Who could melt that stone heart of yours?

Leyla kalbini ve ruhunu işine adadı.

Layla put her heart and soul into her job.

Sami kalbini İslam'a adamaya karar verdi.

Sami decided to give his heart to Islam.

Sami, Leyla'nın kalbini daha hızlı attırdı.

Sami made Layla's heart beat faster.

Tom, Mary'nin kalbini tekrar kazanmaya çalışıyor.

Tom is trying to win Mary back.

Kalbini aç ve bana her şeyi anlat.

Open your heart and tell me everything.

Kalbini dinle çünkü o asla yalan söylemez.

Listen to your heart, because it never lies.

Onun kalbini kıracağımı biliyordum ama hiç şansım yoktu.

I knew that I'd break her heart, but I had no choice.

- Tom kalbini kırdı mı?
- Tom kalbinizi kırdı mı?

Did Tom break your heart?

Kate kaba şekilde gitmesini isteyerek onun kalbini kırdı.

Kate broke his heart by rudely demanding he go away.

Ve o insanın kalbini açan duyguyu hissettiğini tahmin ediyorum.

and feeling the heart-expanding love.

- Allah Sami'nin gönlünü İslam'a açtı.
- Allah Sami'nin kalbini İslam'a ısındırdı.

God opened Sami's heart to Islam.

Mükemmel suç işleyelim: Ben senin kalbini çalacağım ve sen benimkini çalacaksın.

Let's commit the perfect crime: I'll steal your heart, and you'll steal mine.

Milyonlarca insanın kalbini kırarak kılınan namaz bir Müslümana ne kadar yakışırdı ki?

How well would a prayer be performed by breaking the hearts of millions of people?

Yalan bir ölümcül hastaya kalbini vermeye çalışan bir doktor tarafından söylendiği zaman affedilebilir.

Lying is forgivable when it is done by a doctor trying to give heart to a terminally ill patient.

- Sadece kalbini izle.
- Sadece yüreğinin sesini dinle.
- Yalnızca yüreğinin sesine kulak ver.
- Sadece kalbinin sesini dinle.

Just follow your heart.