Translation of "Hazırladı" in English

0.024 sec.

Examples of using "Hazırladı" in a sentence and their english translations:

Derslerini hazırladı.

He prepared his lessons.

- O, kahvaltı hazırladı.
- O kahvaltı hazırladı.

He made breakfast.

Annem masayı hazırladı.

- Mom spread the table.
- Mom set the table.

Tom masayı hazırladı.

Tom set the table.

Tom kendini hazırladı.

Tom braced himself.

O kahvaltı hazırladı.

He made breakfast.

O, kahvaltı hazırladı.

She made breakfast.

Mary kahvaltı hazırladı.

Mary made breakfast.

Onlar kahvaltı hazırladı.

They made breakfast.

Tom cevabını hazırladı.

Tom had prepared his answer.

Annem kahvaltı hazırladı.

My mother prepared breakfast.

Tom hindiyi hazırladı.

Tom carved the turkey.

Dick ona senet hazırladı.

Dick drew up to her.

O, aceleyle valizini hazırladı.

He hastily packed his bags.

Taşınmak için ailesini hazırladı.

He prepared his family for the move.

Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.

He prepared his speech very carefully.

Annem öğle yemeğini hazırladı.

My mother prepared our lunch.

O, bir vasiyetname hazırladı.

He has drawn up a will.

Tom aceleyle valizini hazırladı.

Tom hastily packed his suitcase.

Tom zaten masayı hazırladı.

Tom has already set the table.

O politikaları kim hazırladı?

Who made those policies?

O öğle yemeği hazırladı.

She prepared lunch.

Marie kendi yemeğini hazırladı.

Marie prepared her own meal.

O kendini yarışa hazırladı.

He psyched himself up for the race.

Tom kendi ölümünü hazırladı.

Tom staged his own death.

Tom öğle yemeğini hazırladı.

Tom got lunch ready.

Tom öğle yemeği hazırladı.

Tom prepared lunch.

Avukat bir sözleşme hazırladı.

The lawyer wrote a contract.

O, kendine kahvaltı hazırladı.

He made himself breakfast.

Annem bana öğlen yemeği hazırladı.

Mother prepared lunch for me.

Miyuki parti için masayı hazırladı.

Miyuki set the table for the party.

Bir yürüyüş için çocukları hazırladı.

She got the children ready for a walk.

O bize bir aperitif hazırladı.

She fixed us a snack.

O altı kişilik masa hazırladı.

She laid the table for six.

O bana akşam yemeği hazırladı.

- She cooked me dinner.
- He cooked me dinner.

Anne yemek için sofrayı hazırladı.

Mother set the table for dinner.

Tom bize bir aperitif hazırladı.

Tom fixed us a snack.

Tom Mary için kahvaltı hazırladı.

- Tom made breakfast for Mary.
- Tom made Mary breakfast.

O geçen yıl vasiyetini hazırladı.

He made a will last year.

Tom defter ve kalemini hazırladı.

Tom got his notebook and pen ready.

Tom kendine bir kokteyl hazırladı.

Tom fixed himself a cocktail.

Annem bize öğle yemeği hazırladı.

Mother prepared us lunch.

Mary kendi öğle yemeğini hazırladı.

Mary made her own lunch.

Tom akşam yemeğini kendisi hazırladı.

Tom prepared dinner by himself.

Tom bir saldırı planı hazırladı.

Tom laid out a plan of attack.

Tom sağlıklı bir salata hazırladı.

Tom made a healthy salad.

Leyla kendini ölmek için hazırladı.

Layla prepared herself to die.

Sami masaları ve sandalyeleri hazırladı.

Sami set up the tables and chairs.

Sami lezzetli hamur işleri hazırladı.

Sami prepared delicious pastries.

Sami bugün her yemeği hazırladı.

Sami made every meal today.

Tom kendini en kötüsüne hazırladı.

Tom expected the worst.

Muhteşem teknisyenlerimiz ona meyveli dondurma hazırladı:

And my amazing technicians made him a sundae:

Mecburen ne yaptı? Hazırladı CV'yi gönderdi.

What did he have to do? Prepared sent the CV.

Amcam geçen yıl bir vasiyet hazırladı.

My uncle made a will last year.

Annem akşam yemeği için masayı hazırladı.

Mother set the table for dinner.

O, tek başına akşam yemeğini hazırladı.

He prepared supper by himself.

- Tom rapor yazdı.
- Tom raporu hazırladı.

Tom wrote the report.

Olayla ilgili kesin bir rapor hazırladı.

He made an accurate report of the incident.

Tom tek başına akşam yemeği hazırladı.

Tom prepared supper by himself.

Tom kendine büyük bir kahvaltı hazırladı.

Tom made himself a big breakfast.

Tom Mary'ye yiyecek bir şey hazırladı.

Tom made Mary something to eat.

Bizim için harika bir yemek hazırladı.

- She cooked us a wonderful meal.
- She prepared a wonderful meal for us.

- Annem sofrayı kurdu.
- Annem masayı hazırladı.

My mother set the table.

Tom kendine yiyecek bir şey hazırladı.

Tom made himself something to eat.

Annem beni kötü haber için hazırladı.

My mother prepared me for the bad news.

Mary kendi Cadılar Bayramı kostümünü hazırladı.

Mary made her own Halloween costume.

Tom kötü haber için Mary'yi hazırladı.

Tom prepared Mary for the bad news.

Tom, Mary için öğle yemeği hazırladı.

Tom prepared lunch for Mary.

Tom kendisini en kötüsü için hazırladı.

Tom prepared himself for the worst.

Tom, Mary için bir oda hazırladı.

Tom prepared a room for Mary.

Tom akşam yemeği için masayı hazırladı.

Tom set the table for supper.

Polis ayrıntılı gizli bir operasyon hazırladı.

The police prepared an elaborate sting operation.

Tom, parti için patates salatası hazırladı.

Tom made potato salad for the party.

Mary kendine büyük bir kahvaltı hazırladı.

Mary made herself a big breakfast.

Tom kendi cadılar bayramı kostümünü hazırladı.

Tom made his own Halloween costume.

Dan, Linda için hızlıca bir yemek hazırladı.

Dan fixed a quick meal for Linda.

O, çok kısa bir sürede yemeği hazırladı.

She prepared the meal in a very short time.

Tom, Mary için sağlıklı bir yemek hazırladı.

Tom prepared a healthy meal for Mary.

Leyla, Fadıl'a onun en sevdiği yemeği hazırladı.

Layla prepared Fadil his favorite meal.

Sami ihtiyaç duyduğu şeylerin bir listesini hazırladı.

Sami made a list of what he needed.

Tom tavşan yakalamak için bir tuzak hazırladı.

Tom built a trap to catch rabbits.

şehri batıdan yardım arayarak beklenen uzun kuşatmaya hazırladı.

the city for a long siege, one that would soon come, calling for help from the West.

Tom Mary'nin kasasını çalmak için bir plan hazırladı.

Tom formulated a plan to steal Mary's safe.

George'un kız kardeşi benim için biraz sandviç hazırladı.

George's sister made some sandwiches for me.

Tom karısını öldürmek için şeytani bir plan hazırladı.

Tom masterminded a diabolic plot to kill his wife.

Brahe 1000'den daha fazla yıldızın kataloğunu hazırladı.

Brahe catalogued over 1000 stars.

Mary pişirirken, Tom akşam yemeği için masayı hazırladı.

Tom set the table for dinner while Mary cooked.

Tom Mary için özel bir akşam yemeği hazırladı.

Tom cooked a special dinner for Mary.

Tom Mary'nin okula götürmesi için bir öğle yemeği hazırladı.

Tom packed a lunch for Mary to take to school.

Tom, Mary ve John için ton balıklı sandviçler hazırladı.

Tom made tuna fish sandwiches for Mary and John.

Çiti boyamayı bitirdikten sonra, Tom hepimiz için sandviç hazırladı.

After we finished painting the fence, Tom made sandwiches for all of us.

Polis Mary'nin vücudunun keşfinden sonra ilgi kişilerin bir listesini hazırladı.

The police drew up a list of persons of interest after the discovery of Mary's body.

Tom öğle yemeği için kendine bir fıstık ezmeli sandviç hazırladı.

Tom made himself a peanut butter sandwich for lunch.

Yerel polis ve FBI kaçakları yakalamak için bir araştırma planı hazırladı.

The local police and the FBI formulated a search plan to capture the fugitives.

- Tom kendini en kötüsüne hazırladı.
- Tom en kötü ihtimalin gerçekleşeceğini umdu.

Tom expected the worst.