Translation of "Gelişmekte" in English

0.004 sec.

Examples of using "Gelişmekte" in a sentence and their english translations:

Hindistan gelişmekte olan bir ülkedir.

India is a developing country.

Çin gelişmekte olan bir pazar.

China is an emerging market.

Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir.

Turkey is a developing country.

Brezilya gelişmekte olan bir ülkedir.

Brazil is a developing country.

Gelişmekte olan bir orta sınıfa ve

They have a thriving middle class and the highest

Duymuşsunuzdur. Bu politika Avrupalı tüketicilerin gelişmekte olan

Agricultural Policy. This is a policy created to keep European consumers to buy agricultural

Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.

Advanced countries must give aid to developing countries.

Hükümet, gelişmekte olan ülkelere maddi yardımda bulundu.

The government has increased its financial aid to the developing nations.

Çoğu gelişmekte olan ülke aşırı nüfustan muzdarip.

Most developing countries are suffering from overpopulation.

Bu yüzden tek sorumlu gelişmekte olan beyin değil.

So the developing brain alone isn't to blame.

Aç insanların % 98'i gelişmekte olan ülkelerde yaşar.

98% of hungry people live in developing countries.

Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalar hakkında ne düşünüyorsun?

What do you think of emerging markets like Turkey?

Çoğu gelişmekte olan ülkelerde kentsel nüfus çok hızlı artıyor.

The urban population in most developing countries is increasing very fast.

Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır.

A developing embryo connects to the placenta via the umbilical cord.

Japonya gelişmekte olan ülkelere 2 milyar yenlik bir yardım paketini taahhüt etti.

Japan guaranteed a 2 billion yen aid package to developing countries.