Translation of "Geçeceğim" in English

Geçeceğim.

I'll pass.

Sanırım geçeceğim.

I think I'm going to pass.

- Tom ile iletişime geçeceğim.
- Tom ile temasa geçeceğim.
- Tom ile bağlantıya geçeceğim.
- Tom'la bağlantıya geçeceğim.
- Tom'la temasa geçeceğim.
- Tom'la iletişime geçeceğim.
- Tom'la kontak kuracağım.

I'll contact Tom.

Ben direksiyona geçeceğim.

I'll take the wheel.

Sana kıyak geçeceğim.

I'll go easy on you.

Tom'un yerine geçeceğim.

I'll replace Tom.

Onlarla temasa geçeceğim.

I'll get in touch with them.

Onunla temasa geçeceğim.

I'll get in touch with him.

Onun yerine geçeceğim.

I'll replace her.

Sanırım bu sınıfı geçeceğim.

I think I'm going to pass this class.

İşimiz bittiğinde sizinle iletişime geçeceğim.

I'll contact you when we're finished.

Elimden geldiğinde sizinle iletişime geçeceğim.

I'll contact you when I can.

Kaskı çıkaralım. Harekete geçeceğim. Bu taraftan.

Helmet off. I'm gonna get moving. This way.

Ben kısa sürede sizinle irtibata geçeceğim.

I'll get in touch with you soon.

Jim'le temasa geçeceğim ve uğramasını rica edeceğim.

I'll get in touch with Jim and ask him to come over.

Bu konuyla ilgili seninle tekrar temasa geçeceğim.

I will get in touch with you again about this matter.

Bu mesele hakkında sizinle tekrar temasa geçeceğim.

I'll get in touch with you again about this matter.

Ve "Seninle nasıl iletişime geçeceğim?" diye yanıt verdi.

And he responded, 'How will I communicate with you?'

- En kısa zamanda Tom'la temasa geçeceğim.
- Tom ile en kısa sürede iletişime geçeceğim.
- En kısa zamanda Tom'la temas kuracağım.

I'll get in touch with Tom as soon as possible.

Amerika'dan döner dönmez en kısa sürede sizinle irtibata geçeceğim.

I'll get in touch with you as soon as I return from America.

- Ben hemen onunla bağlantı kuracağım.
- Ben hemen onunla temasa geçeceğim.

I'll get on to her right away.

- Onun bir adım ötesine geçeceğim.
- Onun bir adım ötesine gideceğim.

I'll go a step beyond that.

- Mümkün olduğunca kısa sürede onunla temasa geçeceğim.
- Mümkün olduğunca kısa sürede onunla temas edeceğim.

I will get in touch with him as soon as possible.