Translation of "Fincan" in English

Fincan güzel.

The cup is nice.

Fincan doludur.

The cup is full.

Fincan boştu.

The cup was empty.

Fincan kırıldı.

The cup broke.

Fincan boş.

The cup is empty.

Fincan masanın üstünde.

The cup is on the table.

Bu bir fincan.

This is a cup.

- Üç fincan kahve içti.
- O, üç fincan kahve içti.

She drank three cups of coffee.

Üç fincan kahve içtin.

You've drunk three cups of coffee.

Bir fincan daha iç.

Have another cup.

İki fincan kahve içtim.

- I had two cups of coffee.
- I took two cups of coffee.

Masada bir fincan var.

There's one cup on the table.

O sizin fincan değil.

- That is not your cup.
- That's not your cup.

Bir fincan kahve getirdim.

I've brought a cup of coffee.

Bir fincan kahve, lütfen.

- A cup of coffee, please.
- One cup of coffee, please.

Kaç fincan kahve içtin?

How many cups of coffee did you drink?

Bir fincan kahve içelim.

Let's get a cup of coffee.

Bir fincan çay istiyorum.

I want a cup of tea.

Bir fincan çay lütfen.

A cup of tea, please.

Bir fincan çay içtim.

I've drunk my cup of tea.

Fincan masadan düştüğünde kırıldı.

The cup broke when it fell off the table.

Bir fincan kahve içeceğim.

I'll have a cup of coffee.

Bu tabaksız bir fincan.

It's a cup without a saucer.

Bu fincan ne güzel!

How nice this cup is!

Bir fincan kahve istiyorum.

- I'd like a cup of coffee.
- I would like a cup of coffee.

Bir fincan kahve aldım.

I've bought a cup of coffee.

Masada kaç fincan var?

How many cups are on the table?

- Bir fincan kahve kafamı aydınlattı.
- Bir fincan kahve kafamı temizledi.

A cup of coffee cleared my head.

Lütfen bize iki fincan çay ve bir fincan kahve getirin.

Please bring us two cups of tea and one cup of coffee.

- Kafede bir fincan kahve içtim.
- Kahvehanede bir fincan kahve içtim.

I had a cup of coffee at the cafe.

Tom yere bir fincan düşürdü ve fincan tuzla buz oldu.

Tom dropped a cup on the floor and it shattered into a thousand pieces.

- Lütfen bana bir fincan kahve ver.
- Bir fincan kahve, lütfen.

- A cup of coffee, please.
- One cup of coffee, please.
- Please give me a cup of coffee.

- Bir günde kaç fincan çay içersin?
- Günde kaç fincan çay içersin?
- Günde kaç fincan çay içersiniz?

How many cups of tea do you drink a day?

Bir fincan kahve mi veya bir fincan çay mı tercih edersin?

Would you rather have a cup of coffee or a cup of tea?

Bir fincan daha kahve istiyorum.

- I'd like to have another cup of coffee.
- I'd like another cup of coffee.

Bir fincan süt ister misin?

Would you like a cup of milk?

Masanın üstünde bir fincan var.

There is a cup on the table.

Ben güzel bir fincan buldum.

I found a nice cup.

Bir fincan çay alabilir miyim?

May I have a cup of tea?

Ona bir fincan kahve götürdüm.

I took him a cup of coffee.

Bir fincan çay içmek istiyorum.

I want to drink a cup of tea.

Bir fincan kahve içmek istiyorum.

I want to drink a cup of coffee.

Bana bir fincan kahve ver!

Give me the cup of coffee!

Bir fincan kahveye ne dersin?

How about a cup of coffee?

O fincan keki yiyecek misin?

Are you going to eat that cupcake?

Tom Mary'ye bir fincan uzattı.

Tom handed Mary a cup.

Bir fincan kahve ister misin?

- Would you like a cup of coffee?
- Do you want a cup of coffee?

Bir fincan kahve alabilir miyim?

Can I have a cup of coffee?

Lütfen bir fincan kahve istiyorum.

I'd like a cup of coffee, please.

Bir fincan kahve ister misiniz?

Would you like a cup of coffee?

Bir fincan kahve istiyorum lütfen.

I want a cup of coffee, please.

Bir fincan çay ister misin?

Don't you want a cup of tea?

O bir fincan kahve içti.

He drank a cup of coffee.

Tom bir fincan çay yapıyor.

Tom is making a cup of tea.

Bir fincan kahve almaya gidelim.

Let's go grab a cup of coffee.

Tom bir fincan kahve alıyor.

Tom is getting a cup of coffee.

Tom bir fincan çay yudumluyor.

Tom is sipping a cup of tea.

Bana bir fincan kahve getir.

Bring me a cup of coffee.

İyi bir fincan kahve istiyorum.

I like a good cup of coffee.

Bir fincan kahve içmek isterim.

I would like to have a cup of coffee.

Kafede bir fincan kahve içtim.

I had a cup of coffee at the cafe.

Onlar bir fincan kahve içtiler.

Mary doesn't read any English-language books.

Sadece bir fincan kahve yaptım.

I just made a pot of coffee.

Tom dolaptan bir fincan çıkardı.

Tom took a cup out of the cabinet.

Sana bir fincan çay yapacağım.

I'll make you a cup of tea.

Bir fincan şekere ihtiyacı var.

He needs a cup of sugar.

Bugün kaç fincan kahve içtin?

How many cups of coffee did you drink today?

Bir fincan kahve için teşekkürler.

Thanks for the cup of coffee.

Tom bir fincan kahve istedi.

Tom asked for a cup of coffee.

Sabah bir fincan kahve içmeliyim.

I must have a cup of coffee in the morning.

Bir fincan kahve daha iç.

Have another cup of coffee.

Günde kaç fincan kahve içersin?

How many cups of coffee do you drink a day?

O, bir fincan kahve içti.

She drank a cup of coffee.

Tom bir fincan çay içti.

Tom drank a cup of tea.

Kendime bir fincan kahve doldurdum.

I poured myself a cup of coffee.