Translation of "şehri" in English

LONDRA ŞEHRİ

THE CITY OF LONDON

- Bu şehri severim.
- Bu şehri seviyorum.

- I love this city.
- I like this city.

Şehri seviyor musun?

Do you like the city?

Şehri terk ediyorum.

- I'm leaving town.
- I'm leaving the city.

Bu şehri severim.

- I love this town.
- I love this city.
- I like this city.

Paris şehri nerede?

Where is the city of Paris?

Şehri terk et.

Leave town.

Sana şehri gezdireceğim.

- I'll show you around the city.
- I will show you around the city.
- I'll show you around town.

Bugün şehri gezeceğim.

I'll look around the city today.

Roma şehri ünlüdür.

The city of Rome is famous.

Bu şehri seviyorum.

I love this city.

Sana şehri gezdirebilirim.

I could show you around the city.

Sana şehri gezdireyim.

Let me show you around town.

Şehri imha et.

Destroy the city.

Toronto şehri Kanada'dadır.

The city of Toronto is in Canada.

Burası İdlib şehri.

This is Idlib city.

- Kar şehri tamamen kapladı.
- Kar, şehri tamamen kapladı.

Snow completely covered the town.

- Bela bütün şehri mahvetti.
- Veba bütün şehri mahvetti.

The plague has devastated entire cities.

- Köprü iki şehri birleştiriyor.
- Köprü iki şehri birbirine bağlıyor.

The bridge connects the two cities.

Şehri harita üzerinde ara.

Look up the town on the map.

O şehri asla duymadım.

I've never heard of that city.

Ben şehri görmekle ilgileniyordum.

I was interested in seeing the city.

Buradan tüm şehri görebilirsiniz.

You can see the whole city from here.

Kar şehri tamamen kapladı.

Snow completely covered the town.

Sana bu şehri gezdirecek.

She will show you around this town.

O, şehri iyi bilir.

He knows the city well.

Bir şehri modernleştirmek pahalıdır.

It's expensive to modernize a city.

Bu şehri hiç sevmiyorum.

I don't like this city at all.

O bana şehri gezdirdi.

He showed me around the city.

Ben sana şehri göstereceğim.

- I'll show you around the city.
- I will show you around the city.
- I'll show you the city.
- I'll show you around town.

Tom'a şehri gösterir misin?

Would you mind showing Tom around the city?

Kibarca bana şehri gezdirdi.

She kindly showed me around the city.

Bu şehri beğeniyor musun?

Do you like this city?

Şehri terk etmek zorundayım.

I've got to leave town.

Silahlı kuvvetler şehri kuşattı.

Armed forces besieged the city.

Şehri baştan başa gezdik.

We drove across the city.

Volkanik kül şehri kapladı.

Volcanic ash covered the city.

Tom bize şehri gezdirdi.

Tom showed us around the city.

Birliklerimiz şehri ele geçirdi.

Our forces occupied the city.

Tom şehri terk etti.

Tom has left the city.

Su bütün şehri mahvetti.

Water devastated the whole city.

Yangın şehri yok etti.

The fire wiped out the city.

Buradan tüm şehri görebiliriz.

We can see the whole city from here.

Arkadaşın şehri terk etti.

Your friend left town.

Birlik ordusu şehri bombaladı.

The Union army shelled the city.

Polis geceleyin şehri gözler.

The police watch over the city during the night.

Tom, Mary'ye şehri gezdirdi.

Tom showed Mary around the city.

Bu yere '' Londra Şehri'' deniyor.

This place is called the “CITY OF LONDON”.

Şehri asla tekrar ziyaret etmeyecek.

He will never visit the town again.

Onun yaşadığı şehri biliyor musun?

Do you know the town where he lives?

Grev şehri durma noktasına getirdi.

The strike brought the city to a halt.

Türkiye'nin en kalabalık şehri İstanbuldur.

The most crowded city in Turkey is Istanbul.

Sadece bu şehri sevmiyor musun?

Don't you just love this town?

Güçlü bir ordu şehri korudu.

A strong army protected the city.

Sana şehri gezdirmekten zevk alacağım.

I'll enjoy showing you around the city.

Henüz o şehri hiç duymadım.

I've never heard of that city yet.

Şehri hemen hemen hiç bilmiyorum.

I barely know the city.

Onlar her şehri fotoğraflamak istiyor.

They want to photograph every city.

Ben bu şehri çok seviyorum.

I like this city very much.

Bu şehri çok iyi biliyorum.

I know this city pretty well.

Bu yol iki şehri bağlamaktadır.

This road connects the two cities.

Bu şehri ilk ziyaretiniz mi?

Is this your first visit to this town?

Bu tepeden bütün şehri görebilirsin.

You can see the whole city from this hill.

Bu otobüs sana şehri gezdirecektir.

This bus will take you around the city.

Bu bana şehri gezdiren çocuk.

This is the boy who showed me around the city.

Bu şehri çok iyi biliyor.

He knows this city very well.

Wyoming'in en kalabalık şehri nedir?

What is the most populous city in Wyoming ?

Bu şehri yeniden inşa edeceğiz.

We're going to rebuild this city.

Sami'nin ölüm haberi şehri çatırdattı.

News of Sami's death rattled the city.

Tom şehri çok iyi biliyor.

Tom knows the city quite well.

Tüm şehri kurmak için kumaş kullanılmış.

fabric is used to build this entire city.

Saguntum'a doğru yürüdü ve şehri kuşattı.

He marched on Saguntum and besieged the city.

Kalmayacak ve Avrupa'da sis şehri Londra

be no trace of Dunes Iris in Argentina and Rio de Janeiro in

Kobe bir liman şehri olarak ünlüdür.

Kobe is famous as a port city.

Londra artık bir sis şehri değil.

London is no longer a city of fog.

Kar bir gecede tüm şehri kapladı.

The snow covered the whole city overnight.

Kar gece boyunca bütün şehri kapladı.

The snow covered the whole city overnight.

Bir şehri yok edecek kadar büyüktür

is large enough to destroy a city

Bütün şehri görecek kadar yükseğe tırmandık.

We climbed high enough to see the whole city.

Bütün şehri buradan görmeye devam edeceğiz.

We'll continue to see the whole city from here.

Bu pencere tüm şehri yukarıdan görür.

This window overlooks the whole city.

Bu öğleden sonra sana şehri gezdireyim.

Let me show you around town this afternoon.

Bu otobüs iki büyük şehri bağlar.

This bus connects the two large cities.

İlk olarak hangi şehri ziyaret edeceksiniz?

Which city are you going to visit first?

Tom bu şehri çok iyi bilir.

Tom knows this city very well.

Tom dün gece şehri terk etti.

Tom left town last night.

New York şehri yüksek binalarıyla ünlüdür.

New York City is known for its tall buildings.