Translation of "şımarık" in English

0.033 sec.

Examples of using "şımarık" in a sentence and their english translations:

Tom şımarık.

Tom is spoiled.

- Ben şımarık çocukları sevmem.
- Şımarık çocuk sevmiyorum.

I don't like spoiled children.

Tom şımarık görünüyor.

Tom looks perky.

O şımarık bir çocuk.

He is a spoiled child.

Tom şımarık bir çocuk.

- Tom is a spoiled child.
- Tom is a spoilt child.

Tom tembel ve şımarık.

Tom is lazy and spoiled.

Şımarık oğlan geri döndü.

- The wayward son has returned.
- The prodigal son is back.

Tom şımarık bir velet.

Tom is a spoiled brat.

Tom şımarık bir çocuktu.

Tom was a spoiled child.

Tom şımarık küçük bir çocuk.

Tom is a spoiled little brat.

Tom şımarık çocuk gibi davranıyordu.

Tom was behaving like a spoiled child.

Bir şımarık çocuk gibi davranıyorsun.

- You're acting like a spoiled brat.
- You're behaving like a spoiled brat.

Şımarık bir velet gibi davranıyorsun.

- You're behaving like a spoilt brat.
- You're behaving like a spoiled brat.

Benim erkek kardeşim şımarık bir velet.

My brother is a spoiled little brat!

Tom, genç, zengin, şımarık ve benmerkezcidir.

Tom is young, rich, spoiled and egocentric.

Şımarık bir çocuk gibi davranmayı kes.

- Stop acting like a spoilt child.
- Stop acting like a spoiled child.

Sen bir şımarık çocuk gibi davranıyorsun.

You're acting like a spoiled child.

Ben sadece bir başka şımarık Kanadalıyım.

I'm just another spoiled Canadian.

- Bu kadar şımarık olma.
- Şımarma bu kadar.

Don't be so naughty.

Bazı önde gelen tenis oyuncuları şımarık çocuklar gibi davranırlar.

Some prominent tennis players behave like spoiled brats.

Sen hâlâ iki yıl önce tanıdığım aynı şımarık küçük kızsın.

You're still the same spoiled little girl I knew two years ago.

Şımarık bir çocuğu övmenin hiçbir faydası yok. Onlar sıkı bir eğitime maruz kalmalılar.

There is nothing to be gained by praising a spoiled child. They should be brought up strictly.