Translation of "çilek" in English

Çilek severim!

I love strawberries!

Çilek severim.

- I love strawberries.
- I like strawberries.

Çilek yiyemem.

I can't eat strawberries.

Çilek topluyorlar.

They are picking strawberries.

Bu çilek sezonu.

- Strawberries are in season now.
- It's strawberry season.

Kutu çilek doluydu.

The box was full of strawberries.

Çilek reçeline buyurun.

Help yourself to the strawberry jam.

Biraz çilek yiyordum.

I was eating some strawberries.

Şimdi çilek sezonudur.

Strawberries are in season now.

Şimdi çilek mevsimi.

Strawberries are in season at the moment.

Tom çilek sever.

Tom likes strawberries.

Çilek ne kadar?

How much are the strawberries?

Vejetaryenler çilek yememeli.

Vegetarians shouldn't eat strawberries.

Mary çilek reçeli yapmak için ormanda biraz çilek topladı.

Mary picked some strawberries in the forest to make strawberry jam.

Çilek toplamak için gittik.

We went to gather strawberries.

Tom çilek yetiştirmeyi deneyecek.

Tom is going to try to grow strawberries.

Onlar serada çilek yetiştirir.

They grow strawberries in their greenhouse.

Tom bahçesinde çilek yetiştirir.

Tom grows strawberries in his garden.

Ben bahçede çilek topluyordum.

I was picking strawberries in the garden.

Neden biraz çilek almıyoruz?

Why don't we buy some strawberries?

Sadece bir çilek yemek zor.

It's hard to eat just one strawberry.

Çilek suyu bellek için iyidir.

Strawberry juice is good for the memory.

Çilek suyu hafızanız için iyidir.

Strawberry juice is good for your memory.

Çilek kışın yüksek fiyata satılıyor.

Strawberries sell for a high price in the winter.

Çilek, kiraz gibi meyveler dondurulabilir.

Berries can be frozen.

Çilek var. Biraz ister misin?

I've got strawberries. Would you like some?

Onun çilek dolu bir sepeti var.

He has a basket full of strawberries.

O 14 yaşındayken, çilek ekmeye başladı.

When he was 14, he started to plant strawberries.

Benim için, çilek limondan daha ekşidir.

For me, strawberries are more sour than lemons.

Tom tostuna biraz çilek reçeli sürdü.

Tom spread some strawberry jam on his toast.

Tom her çöreğe bir çilek koydu.

Tom put one strawberry on each cupcake.

Tom ve Mary'nin çocukları çilek seviyor.

Tom and Mary's children like strawberries.

Tom ve Marie'nin çocukları çilek sever.

- Tom and Mary's children like strawberries.
- Tom and Marie's kids like strawberries.

"Çilek sever misiniz?" "Elbette. Ben onları seviyorum."

"Do you like strawberries?" "Sure. I love them."

Tom bir dilim ekmeğe çilek reçeli sürdü.

Tom spread some strawberry jam on a slice of bread.

O çilek, kız kardeşi de elma sever.

- She likes strawberries and her sister apples.
- She likes strawberries and her sister likes apples.

Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük çilek.

That's the biggest strawberry I've ever seen.

- Çilek ve ahududu her ikisi de toplu bir meyvenin örnekleridir.
- Çilek ve Ahududu nun her ikisi de, toplanan meyvelere örnektir.
- Çilek de ahududu da birer agregat meyve örneğidir.
- Hem çilek hem de ahududu küme meyvelere birer örnektir.

Strawberries and raspberries are both examples of an aggregate fruit.

- Tom'un çileğe karşı alerjisi var.
- Tom'a çilek dokunuyor.

Tom is allergic to strawberries.

Birlikte yenilen çikolata ve çilek cennetin ta kendisidir.

Chocolate and strawberries eaten together is sheer heaven.

Tom yere bir çilek düşürdü ve Mary onun üstüne bastı.

Tom dropped a strawberry on the floor and Mary stepped on it.

Tom çikolataya bir çilek daldırdı ve sonra onu ağzına koydu.

Tom dipped a strawberry in chocolate and then put it in his mouth.

Tom hamile eşine çilek almak için mağazaya kadar 30 km bisiklet sürdü.

Tom biked 30 km to the store to buy strawberries for his pregnant wife.

Şu anda, bizim yaban mersini, böğürtlen, kiraz, çilek, şeftali ve nektarinimiz var.

Right now, we have blueberries, blackberries, cherries, strawberries, peaches and nectarines.

Genetik modifikasyonun bir örneği balık genlerinin çilek ve domatese enjeksiyonudur, bu meyvelerin donmasını engelleyen bir süreç.

An example of genetic modification is the injection of fish genes into strawberries and tomatoes, a process which prevents these fruits from freezing.