Translation of "çeşitli" in English

0.012 sec.

Examples of using "çeşitli" in a sentence and their english translations:

- Çeşitli ekinler yetiştirdi.
- Çeşitli ürünler yetiştirdi.

He grew a variety of crops.

çeşitli yollar düşünmeliyim.

and invest in a more meaningful way.

Çeşitli lezzetler vardı.

There were various delicacies.

Çeşitli görüşler duydum.

I heard various opinions.

Çeşitli yönleri incelemeliyiz.

We must examine the various aspects.

Çeşitli yöntemler mümkündür.

Various methods are possible.

Çeşitli boylar mevcuttur.

Various sizes are available.

- Çeşitli kaynaklardan bilgi ediniyorum.
- Çeşitli kaynaklardan bilgi edinirim.

I receive information from a variety of sources.

Çeşitli noktalardan çıkış vardı.

Several points led out from the valley.

Çeşitli koşullara uyum sağlamalısınız.

You must adapt to a variety of conditions.

Bando çeşitli marşlar çaldı.

The band played several marches.

Diplomatlara çeşitli ayrıcalıklar tanınır.

Diplomats are allowed various privileges.

Onlar çeşitli boyutlarda yapılırlar.

They are made in a variety of sizes.

Odada çeşitli nesneler vardı.

There were various objects in the room.

Çiftçi çeşitli ürünler yetiştiriyor.

The farmer cultivates a variety of crops.

Mağaza çeşitli mallar satar.

The shop sells a variety of goods.

Çeşitli vesilelerle onunla karşılaştım.

I've met him on several occasions.

Kürtajın çeşitli nedenleri olabilir.

An abortion can have various causes.

O çeşitli veriler topluyor.

He's collecting various data.

Dil çeşitli şekillerde kullanılabilir.

Language can be used in many ways.

Çeşitli grupları birleştirmeye çalıştı.

He tried to unify the various groups.

O, çeşitli vesilelerle uyarıldı.

He has been warned on several occasions.

Çok çeşitli konular tartıştık.

We discussed a wide range of topics.

Biz çeşitli ürünler yetiştirdik.

We grow a variety of crops.

Çok çeşitli güller yetiştirdim.

I grow many kinds of roses.

Ben çeşitli zorluklar gördüm.

I have seen various difficulties.

Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.

- We talked about cabbages and kings.
- We talked about various things.

Çocuklar çeşitli etkilere açıktırlar.

Children are open to various influences.

Çeşitli konular hakkında konuştular.

They talked about various subjects.

Onlar çeşitli şekillerde gelir.

They come in various shapes.

O çeşitli vesilelerle oldu.

That happened on several occasions.

Onlar çeşitli şekillerde oluyor.

They come in various shapes.

Çantasında çeşitli şeyler var.

There are a variety of articles in her purse.

Çeşitli nedenlerle kalkış ertelenecek.

For various reasons, the departure will be postponed.

MySQL çeşitli tablolar yükler.

MySQL loads several tables.

Çeşitli dergi türleri vardır.

There are several types of magazines.

Burada çeşitli çaylar satılıyor.

Several teas are sold here.

Hayatımda çeşitli hatalar yaptım.

I've made several mistakes in my life.

Grubun çeşitli olduğunu anlayacaksın.

you would quickly understand that group was pretty diverse.

Çeşitli türlerde kahve vardır.

There are various kinds of coffee.

Hastalık çeşitli şekillerde yayıldı.

The disease spread in several ways.

Onlar çeşitli ülkelerden geliyorlar.

They come from various countries.

Çeşitli medreselerde eğitim gördü.

He studied in various Islamic schools.

- Bu sorun, çeşitli şekillerde çözülebilir.
- Bu problem, çeşitli şekillerde çözülebilir.

This problem may be solved in a variety of ways.

Beni çok çeşitli okullara gönderdi.

She'd deliberately send me to various types of schools.

Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.

Air is a mixture of various gases.

Çeşitli yönleriyle Yunan kültürünü inceledik.

We studied Greek culture from various aspects.

Bob çeşitli fındık türleri buldu.

Bob found various kinds of nuts.

Gölet çeşitli küçük balıklarla doluydu.

The pond was alive with various tiny fishes.

Azot döngüsünde çeşitli düzensizlikler vardır.

There are several irregularities in the nitrogen cycle.

O, çeşitli evcil hayvanlar besledi.

She kept various kinds of pets.

Bu cümlenin çeşitli anlamları var

This sentence has various meanings.

Belarus'ta çeşitli dinlerin taraftarları yaşıyor.

Adherents of various religions live in Belarus.

O çeşitli konular hakkında bilgili.

He's knowledgable about a variety of subjects.

Felsefenin çeşitli türleri Yunanistan'da oluşmuştur.

Various types of philosophy originated in Greece.

Emily'nin çeşitli ülkelerden arkadaşları var.

Emily has friends from various countries.

Tom'un çeşitli banka hesapları var.

Tom has various bank accounts.

Çok sayıda çeşitli oyunlar oynadık.

We played many kinds of games.

O zayıflamanın çeşitli yöntemlerini denedi.

She has tried various methods of slimming down.

Onun, hayatında çeşitli deneyimleri vardı.

He had various experiences in his life.

Şirket, çeşitli kağıt ürünleri üretmektedir.

The company manufactures a variety of paper goods.

Kasap etin çeşitli kesimlerini satar.

The butcher shop sells assorted cuts of meat.

Geçen hafta çeşitli partilere katıldım.

I attended several parties last week.

Tom bana çeşitli kitaplar verdi.

- Tom gave me several books.
- Tom gave several books to me.

Çok sayıda çeşitli kurabiyeler var.

There are many different types of cookies.

Ereksiyon problemlerinin çeşitli nedenleri olabilir.

Erection problems can have various causes.

Bu kitap çeşitli çevirilere uğramıştır.

This book has undergone several translations.

Bu tavanın çeşitli kullanımları vardır.

This pan has several uses.

Bu mağaza çeşitli baharatlara sahiptir.

This store has a variety of spices.

Bu gölde çeşitli balıklar var.

This lake abounds in various kinds of fish.

Şirket çeşitli malların ticaretini yapar.

The company deals in various goods.

Kase çok çeşitli şeker içeriyor.

The bowl contains many kinds of candy.

Halit'in çeşitli dolma kalemleri var.

Khalid has a variety of pens.

Çeşitli bulut oluşum türleri vardır.

There are several kinds of cloud formations.

Pirinç dünyanın çeşitli yerlerinde yetiştirilir.

Rice is cultivated in several parts of the world.

Bu kutu çeşitli çikolatalar içerir.

This box contains assorted chocolates.

Tom çeşitli ülkelerden insanlarla tanıştı.

Tom met people from various countries.

- Çeşitli dillerde 97'yi nasıl söylersin?
- Çeşitli dillerde "doksan yedi"'yi nasıl söylersin?

- How do you say "ninety-seven" in various languages?
- How do you say 97 in various languages?

çeşitli kuruluşlarda gönüllü görev almaya başladım.

that were working with young Muslims inside of Europe.

Psikolojik süreçleri araştıran çeşitli çalışmalar yürütmekteyiz.

such as attention, perception, deception and free will.

çeşitli kampanyalarda Ney'e ve genelkurmay başkanına

as his chief-of-staff on several campaigns.

Çeşitli taze meyveler ve sebzeler yemelisin.

You should eat a variety of fresh fruits and vegetables.

Biz sizin hakkınızda çeşitli bilgiler toplayabiliriz.

We may collect a variety of information about you.

Çeşitli nedenlerden dolayı bu oldukça şaşırtıcı.

This is quite surprising for several reasons.

Ben çeşitli kumaş parçaları satın aldım.

- I bought many types of cloth.
- I bought various pieces of cloth.

Hayatın kökenine dair çeşitli teoriler mevcut.

There exist numerous theories about the origins of life.

- Çeşitli ürünler yetiştirdi.
- Muhtelif mahsuller yetiştirdi.

He grew a variety of crops.

Sorunla ilgilenmek için çeşitli yollar vardır.

There are various ways to take care of the problem.

Yağ çeşitli makinelerin çalıştırılabilmesi için gereklidir.

Oil is necessary to run various machines.

Onlar o mağazada çeşitli mallar satmaktadır.

They sell various kinds of goods at that store.

Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.

You can get to her house in a variety of different ways.

Tom memleketi hakkında çeşitli şarkılar yazdı.

Tom has written several songs about his hometown.

Aynı anda çeşitli diller öğrenmekten hoşlanmıyorum.

I don't like learning several languages at the same time.

Bunu yapmaman için çeşitli sebepler var.

There are several reasons why you shouldn't do that.

Çeşitli sebeplerden dolayı İngilizce öğrenmek istiyorum.

I would like to learn English for several reasons.

Burada çeşitli önemli besinler için tavsiye edilen

He is showing the percent of Americans

Çeşitli farklarına rağmen Joan ve Ann arkadaşlar.

In spite of their various differences, Joan and Ann are friends.

Onun evine ulaşmak için çeşitli yollar vardır.

- You can get to her house in a variety of different ways.
- There are various ways to get to her house.