Translation of "Ölme" in English

0.004 sec.

Examples of using "Ölme" in a sentence and their english translations:

Ölme. Ölme sakın.

Don't die. Don't die.

Ölme.

- Don't die.
- Don't die!

- Tom, ölme.
- Ölme, Tom.

Tom, don't die.

- Lütfen ölme!
- Ne olur ölme!

- Please don't die!
- Please don't die.

Üstümde ölme.

Don't die on me.

Lütfen ölme.

Please don't die.

Ölme vakti.

Time to die.

Tom, ölme.

Tom, don't die.

Lütfen ölme!

Please don't die!

Sakın ölme!

- Don't die.
- Don't die!

Yalvarırım sana, ölme!

I beg of you, don't die!

Ölme zamanı değil.

It's not time to die.

Dayan, Tom. Ölme.

Hang in there, Tom. Don't die.

Tom'un ölme nedeni bu.

That's why Tom died.

Şenlen ki neşesiz ölme.

Rejoice, lest pleasureless ye die.

Onların ölme nedeni bu mu?

Is that why they died?

Kaç tane dil ölme tehlikesinde?

How many languages are in danger of dying?

Benimle kal Leyla. Lütfen ölme.

Stay with me, Layla. Please don't die.

Dil ölme tehlikesi içinde değildir.

The language is in no danger of dying out.

Leyla'nın ölme şansı her saat artıyordu.

Layla's chances of dying were increasing with every hour.

O kuş türlerinin ölme tehlikesi içinde olduğu söyleniyor.

That species of bird is said to be in danger of dying out.

Aslında psikolojik olarak yıpranma ve daha erken yaşta ölme olasılığı

actually ended up more likely to burn out and in fact died younger

Düşen uçak parçalarından ölme olasılığı bir köpek balığı tarafından öldürülme olasılığından 30 kez daha büyüktür.

The chances of dying from falling airplane parts are 30 times greater than the chances of being killed by a shark.

- Yaşı yüksek olanların koronadan ölme ihtimali daha yüksek.
- Yaşlıların korona virüsünden dolayı hayatlarını kaybetme ihtimalleri daha fazla.

Elderly people are more likely to die from the coronavirus.

- Bir insanın yaşama hakkı varsa öyleyse bir insanın aynı zamanda ölme hakkı da olmalı. Eğer yoksa, o zaman yaşamak bir hak değil ama bir zorunluluktur.
- Bir insanın yaşama hakkı varsa, aynı zamanda ölme hakkı da olmalı. Eğer yoksa; o zaman yaşamak bir hak değil, zorunluluktur.

If one has the right to live, then one should also have the right to die. If not, then living is not a right, but an obligation.