Translation of "Yağıyor" in Dutch

Dolu yağıyor.

Het hagelt.

Yağmur yağıyor.

Het regent.

Kar yağıyor.

- Het sneeuwt.
- Het is aan het sneeuwen.

Aralıksız yağıyor.

Het regent zonder ophouden.

- Yağmur yağıyor mu?
- Yağmur mu yağıyor?

Regent het?

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Sert yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

Het regent dat het giet.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Sağanak şeklinde yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

- Het regent pijpenstelen.
- Het regent dat het giet.
- De regen valt met bakken uit de hemel.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

- Het regent pijpenstelen.
- Het regent dat het giet.
- De regen valt met bakken uit de hemel.

- Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor!
- Bardaktan boşanırcasına yağıyor!

Het regent pijpenstelen.

Durmadan kar yağıyor.

Het blijft maar sneeuwen.

Şiddetli yağmur yağıyor.

- Het regent dat het giet.
- Het hoost.
- De regen valt met bakken naar beneden.
- Het regent keihard.
- Het is hard aan het regenen.
- Het regent enorm.

Aa! Kar yağıyor!

Kijk, het sneeuwt!

Yağmur yağıyor mu?

Regent het?

Nihayet kar yağıyor!

- Eindelijk, het sneeuwt!
- Eindelijk sneeuwt het!

Bugün kar yağıyor.

Het sneeuwt vandaag.

Çok kar yağıyor.

Het sneeuwt hard.

Dışarıda yağmur yağıyor.

Het regent buiten.

Paris'te kar yağıyor.

Het sneeuwt in Parijs.

Hâlâ kar yağıyor.

Het sneeuwt nog steeds.

Kesintisiz yağmur yağıyor.

- Het regent ononderbroken.
- Het regent zonder ophouden.

Yine yağmur yağıyor!

- Het regent weer!
- Het is weer aan het regenen!

Yine kar yağıyor.

- Het sneeuwt weer.
- Het is weer aan het sneeuwen.

Hâlâ yağmur yağıyor.

Het regent nog.

Dışarıda kar yağıyor.

Het sneeuwt buiten.

Şimdi kar yağıyor.

Nu sneeuwt het.

Oh, kar yağıyor!

- Oh, het sneeuwt!
- Oh, het is aan het sneeuwen!

Yeniden yağmur yağıyor.

- Het is weer aan het regenen.
- Het regent weer.
- Het is weer aan het regenen!

Burada kar yağıyor.

Het sneeuwt hier.

Orata kar yağıyor.

Het sneeuwt daar.

Orada kar yağıyor.

Het sneeuwt daar.

Burada yağmur yağıyor.

Het regent hier.

Sert kar yağıyor.

Het sneeuwt hard.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor.

- Het regent pijpenstelen.
- Het regent dat het giet.
- De regen valt met bakken uit de hemel.

Her zaman yağmur yağıyor.

- Het regent zonder ophouden.
- Het regent de hele tijd.

Hâlâ yağmur yağıyor mu?

Regent het nog steeds?

- Hava yağmurlu.
- Yağmur yağıyor.

- Het regent.
- Het is aan het regenen.

Maalesef bugün yağmur yağıyor.

Helaas regent het vandaag.

Şimdi yağmur yağıyor mu?

Regent het nu?

Dünden beri yağmur yağıyor.

Het regent sinds gisteren.

Aman Allah'ım yağmur yağıyor.

Ah nee zeg, het regent.

Yarın kar yağıyor olacak.

Morgen gaat het sneeuwen.

Aşırı derecede yağmur yağıyor.

Het regent enorm.

Boston'da şimdi kar yağıyor.

- Het sneeuwt nu in Boston.
- Nu sneeuwt het in Boston.
- In Boston sneeuwt het nu.

Dün yağmur yağıyor muydu?

Regende het gisteren?

Her yerde yağmur yağıyor.

Het regent overal.

Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor.

- Het regent pijpenstelen.
- Het regent dat het giet.
- De regen valt met bakken uit de hemel.

Geçen perşembeden beri yağmur yağıyor.

Het regent sinds de vorige donderdag.

Salı gününden beri yağmur yağıyor.

Het is aan het regenen sinds dinsdag.

Tam beş gündür yağmur yağıyor.

Het regende gedurende vijf dagen.

Yarın kar yağıyor olacağına inanıyorum.

Ik geloof dat het morgen gaat sneeuwen.

Şu an dışarıda yağmur yağıyor.

Het regent nu buiten.

Dışarı çıkmayın çünkü yağmur yağıyor.

Ga niet naar buiten, het regent.

Şükür Tanrım, nihayet yağmur yağıyor.

God zij dank regent het eindelijk!

Kar yağıyor gibi görünüyor, değil mi?

Het lijkt alsof het sneeuwt, hé?

Yağmur yağıyor, bu yüzden evde kalmalısın.

Het regent, dus je moet thuis blijven.

Yağmur yağıyor ama herhangi bir şekilde gideceğiz.

Het regent, maar we gaan alsnog.

Ah sevgilim, yağmur yağıyor, ve ben zaten çamaşırı kurutmak için dışarı astım; ne yapmalıyım?

Oh hemel, het regent, en ik heb de was al buiten gehangen om te drogen; wat moet ik doen?