Translation of "Ruh" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Ruh" in a sentence and their dutch translations:

Ruh ölümsüzdür.

De ziel is onsterfelijk.

- Biz ruh ikiziyiz.
- Biz ruh ikizleriyiz.

We zijn zielsverwanten.

Biz ruh arkadaşıyız.

We zijn zielsverwanten.

Ruh vücudun hapishanesidir.

De ziel is de gevangenis van het lichaam.

Lanet olası bir ruh yoktu.

- Er was geen levende ziel.
- Er was daar geen kat.

Bugün kötü ruh hali içindeyim.

Ik heb vandaag een slecht humeur.

Ruh isteklidir fakat beden güçsüzdür.

De geest is gewillig, maar het vlees is zwak.

Kötü bir ruh hali içindeydim.

Ik was in een slecht humeur.

çünkü bu gerçekten ruh sağlığınızı iyileştirebilir.

want het kan je mentale gezondheid echt verbeteren.

O kötü bir ruh hali içinde.

Hij is gehumeurd.

O, kötü bir ruh hali içindeydi.

Ze was slecht gehumeurd.

O, kızgın bir ruh hali içinde.

Hij is gehumeurd.

Tom iyi bir ruh hali içinde.

Tom is goed gehumeurd.

Bugün garip bir ruh hali içindesin.

Je hebt vandaag een vreemd humeur.

Tom kötü bir ruh hali içinde.

- Tom is een slechte stemming.
- Tom is in een slechte bui.

Aslında "löyly" kelimesi ruh anlamına geliyordu.

Oorspronkelijk betekende het woord "löyly" ziel.

O, nadiren iyi bir ruh hali içindedir.

Hij is zelden goed gehumeurd.

Tom şimdi kötü bir ruh hali içinde.

- Tom is nu in een slecht humeur.
- Tom is nu chagrijnig.

Arkadaş nedir? İki bedende yaşayan bir ruh.

Wat is een vriend? Een ziel die in twee lichamen woont.

Tom çok iyi bir ruh hali içindeydi.

Tom was in een heel goede bui.

Bu müzik benim şimdiki ruh halime uyar.

Deze muziek past bij mijn huidige stemming.

Bir ruh sağlığı uzmanıyla konuşmak ister misiniz?

- Wilt u met een geestelijke zorgverlener spreken?
- Wil je met een geestelijke zorgverlener spreken?

Dinlenmek gibi daha yoğun bir ruh hali içindeyken

Bij een dominante mentale toestand, zoals ontspanning,

Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.

Als ze in een speelse bui was, kon je hem niet te lang laten staan.

Kötü ruh halini atlatması için ona yardım etti.

Ze hielp hem zijn slechte humeur te overwinnen.

Daha önce hiç ruh sağlığı hastanesine yatırılmış mıydınız?

- Bent u ooit opgenomen geweest in een psychiatrisch ziekenhuis?
- Ben je ooit opgenomen geweest in een psychiatrisch ziekenhuis?

Tom, bilgisayarının kötü bir ruh tarafından ele geçirildiğini düşünüyor.

Tom denkt dat zijn computer bezeten is door een boze geest.

- Bugün keyfim yerinde.
- Bugün iyi bir ruh hali içindeyim.

Ik ben in een goed humeur vandaag.

Ruh hâlinizin kısa aralıklarla sık sık değiştiğini gözlemliyor musunuz?

- Vindt u dat u vaak van stemming verandert over korte perioden?
- Vind je dat je vaak van stemming verandert over korte perioden?

Pencere yazılımının o anki ruh hâlinizle etkileşimi bunu etkiliyor mu?

en hangt dat af van hoe de software van je raam interageert met je stemming?

- Bugün kötü bir moddayım.
- Bugün, kötü bir ruh hali içindeyim.

- Ik heb vandaag een slecht humeur.
- Vandaag heb ik een slecht humeur.
- Vandaag ben ik in een slechte bui.

Tom Mary'nin ruh eşi olduğunu ve birbirleri için yaratıldıklarını söylüyor.

Tom zei dat Mary zijn zielsverwant is en dat ze voor elkaar gemaakt zijn.

Kötü bir ruh sağlığına sahip olma riskimiz çok daha yüksek olur.

lopen we meer risico op een zwakke mentale gezondheid.