Translation of "Sık" in Chinese

0.010 sec.

Examples of using "Sık" in a sentence and their chinese translations:

Sık sık hıçkırırım.

- 我经常打嗝。
- 我常常嗳气。

Sık sık kabus görürüm.

我经常做噩梦。

Ben sık sık oradaydım.

我以前常在那儿。

Hava sık sık değişir.

天气经常变。

Sık sık sinemaya giderim.

我常常去看電影。

Ben sık sık buradayım.

我常常在这个地方。

Sık sık gider misiniz?

您经常去吗?

- Buraya sık sık gelir misiniz?
- Buraya sık sık gelir misin?

- 你常来吗?
- 您经常来这儿吗?

- O, sık sık gitar çalar.
- O sık sık gitar çalar.

他常常彈吉他。

Kendi esprilerine sık sık güler.

他常常因他自己的笑話而笑。

Tom sık sık sözünü tutmaz.

汤姆经常不守约。

Sık sık dışarıda yer misin?

你常常外食嗎?

Bill sık sık parka gider.

比爾經常去公園。

Babam sık sık bulaşıkları yıkar.

我爸爸常常洗碗。

Sık sık Avrupa'ya seyahatler yaparlar.

他們經常去歐洲。

Sık sık bir öğrenciyle karıştırılır.

他常常被誤認為是個學生。

Kız kardeşim sık sık ağlar.

我妹妹经常哭。

O sık sık ebeveynlerine yazar.

他经常给父母写信。

Onu sık sık görüyor musun?

你常见到她吗?

Sık sık bana oyunlar oynardı.

她常常开我的玩笑。

Onun hakkında sık sık düşünürüm.

我经常想着它。

Tom sık sık uykusunda konuşur.

汤姆经常说梦话。

Bill sık sık sözlerini tutmaz.

比尔常常不遵守诺言。

Sık sık tavuk eti yerim.

我經常吃雞。

Sık sık birbirimize resim göndeririz.

我们时常发照片给对方。

Tom okula sık sık yürür.

汤姆经常步行去学校。

Biz sık sık satranç oynarız.

我们经常下棋。

O, sık sık gitar çalar.

他常常彈吉他。

Sık sık babasının arabasını sürer.

他經常駕駛他的父親的車。

Onunla sık sık karşılaşır mısın?

你常常跟他見面嗎?

Ben sık sık kitap okurum.

我常常看书。

Gençken sık sık beyzbol oynadım.

我年輕的時候常常去打棒球。

Gençken sık sık tenis oynardım.

我年轻时经常打网球。

Onunla sık sık tenis oynadım.

我常常和她打網球。

O sık sık okula gelmez.

他经常翘课。

Ben sık sık çay içerim.

我经常喝茶。

Sık sık beni görmeye gelir.

他经常来看我。

O, sık sık televizyonda görünür.

- 他常常出现在电视上。
- 他常常上电视。

Sık sık yurtdışına çıkar mısın?

你经常去国外旅行吗?

Sık sık Shakespeare'den alıntılar yapar.

他經常引用莎士比亞。

O sık sık okula yürür.

他常常走路去學校。

Köpeğim sık sık çimene uzanır.

我家的狗經常躺在草地上。

Sık sık nehirde yüzmeye giderim.

我常常在河裡游泳。

Sık sık oraya gitmek isterim.

我经常想去那里。

Önceleri sık sık balığa giderdim.

我过去常常去钓鱼。

Sık dişini.

- 咬紧牙关。
- 硬着头皮。

Ablam sık sık sütlü çay içer.

我的姐姐经常就着牛奶喝茶。

Fred, sık sık sınıfa geç geliyor.

弗雷德常上課遲到。

O, sık sık okula geç kalır.

他常常上學遲到。

O sık sık eşi ile tartışır.

他總是與他的妻子吵架。

Pazar günü sık sık tenis oynarım.

我常常在週日打網球。

O sık sık okula geç kalırdı.

她經常上學遲到。

O sözlükte sık sık kelimeler ararım.

我经常用那本词典找单词。

O, sık sık aptalca sorular sorar.

他常常問些傻問題。

O, sık sık beni arabayla gezdirir.

他常常載我去兜風。

Ben sık sık akrabalarımı ziyaret ederim.

我常常访问我的亲戚。

Tom sık sık telefonuyla fotoğraf çeker.

汤姆经常用手机拍照。

Pazar günü sık sık kart oynarız.

我們常常在週日打牌。

O sık sık okula geç gelir.

他经常上学迟到。

O, sık sık soğuk algınlığına yakalandı.

她常常感冒。

Ondan sık sık haber alıyor musun?

你常常收到他的音訊嗎?

Ben sık sık soğuk algınlığına yakalanırım.

我常常感冒。

O, kahvaltısını sık sık orada yer.

她常常在那兒吃早餐。

Çocuklar sık sık gece yataklarını ıslatırlar.

小孩子晚上尿床也是常有的.

Bu ülkeyi sık sık ziyaret eder.

她经常来这个国家。

Tom sık sık kros kayağına gider.

Tom经常滑雪穿过城市。

- Evsizken sık sık bu bankta uyurdum.
- Sokakta yaşarken sık sık şu bankın üstünde uyurdum.

当我无家可归的时候,我常在那张长椅上睡觉。

Ben hafta sonları sık sık yelkenliyle gezerim.

我經常在週末去航海。

O Londra'da iken sık sık tiyatroya giderdi.

她在伦敦的时候,曾经常去剧院。

İş için sık sık yurt dışına çıkar.

他經常出國洽商。

Hafta sonu sık sık evden uzakta kalır.

周末他平常不在家。

Ben akşamleyin arkadaşlarla sık sık dışarı çıkarım.

我常常在晚上跟朋友出去玩儿。

Biz Japonya'da balığı sık sık çiğ yeriz.

我們在日本常常吃生魚。

Ona güvenilemez çünkü sık sık yalan söylüyor.

她不靠谱因为她经常说谎。

O sık sık şekeri ve tuzu karıştırır.

她经常把糖和盐搞错。

Pazar günü sık sık şehir merkezine giderim.

我常常星期日去市中心。

Erkek kardeşim sık sık bütün gece uyumaz.

我弟弟会经常彻夜不睡。

Sistemin sık sık yanlış hata mesajları verdiğini,

报告指出,系统经常给出错误的异常消息,

Daha sık arayın. FaceTime daha sık yapın.

多打电话。多FaceTime。

Biz okuldan sonra sık sık satranç oynadık.

我們常常在放學後下棋。

O sık sık Milton'un sözlerinden alıntı yapar.

他常引用米爾頓。

Babam sık sık iş için Amerika'ya gider.

我爸爸经常去美国出差。

Arkadaşlarım ve ben sık sık bara gideriz.

我跟我朋友常常去酒吧。

Biz sık sık senin şarkı söylediğini duyarız.

我们经常听到你唱歌。

Bob sık sık sigarayı bırakmak için çalışır.

Bob经常试着戒烟。

Babam yemekler sırasında sık sık gazete okuyacaktır.

我父亲常在吃饭时看报纸。

Ben sık sık onunla balık tutmaya gittim.

我經常和他去釣魚。

- Deniz kıyısında yaşadığım için sık sık plaja giderim.
- Evim denize yakın olduğu için sık sık sahile inerim.

我住在海边所以经常去海滩。

Çok sık gülmem.

我不常笑。

Akşam yemeği için sık sık balık yer misin?

你常常晚餐吃魚嗎?

O sık sık bir diş ağrısı olduğundan yakınır.

他常常抱怨牙痛。

Bitişikte yaşayan çocuk sık sık eve geç gelir.

- 隔壁的男孩常常晚回家。
- 住在隔壁的男孩常常很晚回来。

O yine orada değildir; Bu sık sık olur.

她又不在,这是常有的事。

Ben sık sık bu sorunu aklımda gözden geçiriyorum.

我的思想里不停地翻腾着这个问题。