Translation of "Ilgi" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Ilgi" in a sentence and their arabic translations:

O ilgi çekici.

ذلك مثير للإهتمام.

Bilgisayarlara ilgi duyuyorum.

أنا مهتم بالحواسيب.

ilgi çekici bir deney uyguladı.

ألهمتني في هذا العرض.

Ortak ilgi alanlarımızın bizi yakınlaştıracağı

عالم يربطنا من خلال الاهتمامات المشتركة.

Bunu ilgi merkezi olarak düşünebilirsiniz.

و يمكنكم أيضاً ان تعتبروه مرمى البصر بالنسبة له.

İlgi, iletişimde anahtar bir unsurdur.

التوافق هو العنصر الأساسي في التواصل.

Birbirimize duyduğumuz tanımlanamayan ilgi ile açıklanabilir.

اهتمامنا غير المفسر لبعضنا البعض.

Proje çevrim içinde de ilgi çekti,

ومن ثم تمّ تبنّي المشروع على الإنترنت،

O zaman, eğer ilgi alanlarımıza odaklanmayacaksak,

إذا لم نركز على الاهتمامات،

Ne kadar çok ilgi istediklerini bilmemizi istiyorlar.

يتمنى الطلاب لو نعرف أنهم يريدون التواصل بعمق.

Ikincisi bu ilgi alanlarıyla uyuşan meslekleri bulmak

ثانياً اعثر على وظائف تناسب هذه الاهتمامات،

Ve muhtemelen tamamen farklı şeylere ilgi duyuyordunuz.

وكنت مهتماً بأشياء مختلفة تماماً.

Yine tamamen farklı şeylere ilgi duyuyor olacaksınız.

ستكون مهتماً بأشياء مخنلفة تماماً مرةً أخرى.

Yusufçuk avını gördüğünde avının üzerinde ilgi merkezini eğitir

عندما يرى اليعسوب فريسته فاِنه يدرب مرمى بصره عليها

Bir web sitenin gördüğü ilgi onun içeriğine bağlıdır.

شعبية مواقع الإنترنت تعتمد على محتوياتها.

Ve o zamanlar dövüş sanatlarına gerçekten ilgi duyuyordum.

في ذلك الحين، كنت مهتماً جداً بالفنون القتالية.

Ve ilgi ve tutkularımızın ne olduğunu sormak yerine

و بدلاً من السؤال عن اهتماماتنا و شغفنا،

Daha genel olarak, araştırmacılar onlarca yıldır ilgi alanıyla

عموماً، حاول الباحثون العلميًون منذ قرون أن يظهروا

Bence bunun nedeni ilgi alanlarınızın önemsiz olması değil,

أعتقد أن هذا ليس بسبب أن اهتماماتك لا تهم،

Tüm bunlar demek oluyor ki şimdiki ilgi alanlarınız

كل هذا يعني أن اهتماماتك الحالية

Bütün bunlara, bu olguya aslında kazara ilgi duymaya başladım.

ولقد بدأت في هذا الموضوع، وبدأ اهتمامي به، بمحض الصدفة.

Şimdi, sizi tarımın oldukça ilgi çekici olduğuna ikna ettiğime göre

وبما أنني أقنعتكم بأنه يمكن للزراعة أن تكون جذابة،

- Jamal dikkat merkezi olmak istiyor.
- Jamal ilgi odağı olmak istiyor.

يريد جمال أن يكون مركزا للاهتمام.

Bu sonuçlar TechCrunch'ta yer alan start-up'lar için oldukça ilgi uyandırıcı.

الآن هذه النتائج مقنعة للغاية بين الشركات الناشئة التي انطلقت في تيك كرنش

. Nil boyunca sürükleyici, ilgi çekici ve güzelce filme alınmış bir yolculuk

إنها رحلة غامرة وجذابة ومصورة بشكل جميل على طول نهر النيل ، لاستكشاف دورها

Yani futbolun neden bu kadar eğlenceli ve ilgi çekici olduğunu iyi biliyorum.

لذلك فهمت لمّ تكون كرة القدم ممتعة و جذابة.

- Fadıl, İslam'la daha fazla ilgilendi.
- Fazıl İslam'a daha çok ilgi duymaya başladı.

ازداد اهتمام فاضل بالإسلام.

- Tarihe neden bu kadar ilgi duyuyorsun?
- Tarihle niçin bu kadar ilgileniyorsun?
- Tarihle niye bu kadar ilgilisin?

لماذا تهتم بالتاريخ لهذه الدرجة؟

- Neden cümleler? ... diye sorabilirsiniz. Güzel, çünkü cümleler daha ilgi çekicidir.
- Niçin cümleler?...sorabilirsiniz.Pekala, çünkü cümleler daha ilginç.

ربما تسأل، لمَ الجمل؟ هذا لأن الجمل مثيرة للاهتمام أكثر.

Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.

لقد أتيت إلى هنا للبحث عن بداية جديدة بين الولايات المتحدة والعالم الإسلامي استنادا إلى المصلحة المشتركة والاحترام المتبادل وهي بداية مبنية على أساس حقيقة أن أمريكا والإسلام لا تعارضان بعضها البعض ولا داعي أبدا للتنافس فيما بينهما بل ولهما قواسم ومبادئ مشتركة يلتقيان عبرها ألا وهي مبادئ العدالة والتقدم والتسامح وكرامة كل إنسان