Translation of "Verdes" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Verdes" in a sentence and their turkish translations:

- Son verdes.
- Están verdes.

Onlar yeşil.

- Tiene ojos verdes.
- Tiene los ojos verdes.

Yeşil gözleri var.

- Tiene ojos verdes.
- Él tiene ojos verdes.

Onun yeşil gözleri var.

- Amo los pimientos verdes.
- Me encantan los pimientos verdes.

Yeşil biberleri severim.

Sombras amarillas y verdes

Sarı ve yeşilin tonları

Odio los chistes verdes.

Kötü şakalardan nefret ederim.

Los árboles son verdes.

Ağaçlar yeşil.

Los calabacines son verdes.

Kabaklar yeşildir.

María tiene ojos verdes.

Mary'nin yeşil gözleri var.

Anoche comí dos manzanas verdes y un tazón de uvas verdes.

Geçen gece iki yeşil elma ve bir kase yeşil üzüm yedim.

- Ideas verdes sin color duermen furiosamente.
- Ideas verdes incoloras duermen furiosamente.

- Renksiz yeşil fikirler öfkeli uyur.
- Renksiz yeşil fikirler öfkelice uyur.
- Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.

Están invirtiendo en empleos verdes

Çevre ile ilgili işlere yatırım yapıyorlar

Tom tiene los ojos verdes.

Tom'un yeşil gözleri var.

Los plátanos están verdes todavía.

Muzlar hâlâ yeşil.

Millie tiene los ojos verdes.

Millie'nin yeşil gözleri var.

No me gustan los chistes verdes.

İğrenç şakalardan hoşlanmıyorum.

Las manzanas son rojas o verdes.

Elmalar kırmızı veya yeşildir.

Las montañas no necesariamente son verdes.

Dağlar mutlaka yeşil değildir.

¿Por qué son verdes las hojas?

Yapraklar neden yeşildir?

Los verdes están en contra de todo.

Yeşiller her şeye karşıdır.

Las paredes de mi cuarto son verdes.

Odamın duvarları yeşildir.

Los pantalones azules cuestan más que los verdes.

Mavi pantolonun, yeşilden daha fazla maliyeti var.

Tom es rubio y tiene los ojos verdes.

- Tom'un sarı saçları ve yeşil gözleri var.
- Tom sarışın ve yeşil gözlü.

No comas manzanas verdes, si no te enfermarás.

Yeşil elma yeme yoksa hastalanacaksın.

- Esas hojas verdes se vuelven rojas o amarillas en otoño.
- Estas hojas verdes se vuelven rojas o amarillas en otoño.

Bu yeşil yapraklar sonbaharda kızarır veya sararır.

- Ella odia los pimientos.
- Ella odia los pimientos verdes.

O, yeşil biberlerden nefret ediyor.

Estas hojas verdes se volverán rojas en el otoño.

Bu yeşil yapraklar sonbaharda kırmızıya döner.

La dieta es la siguiente: 3 tazas de hojas verdes

Diyet şu: Üç kap yeşil yaprak,

Incluso la mayoría de los científicos climáticos o políticos verdes

Çoğu iklim bilimci veya çevreci siyasetçi bile dünyanın her yerine

Volteo y veo dos hermosos ojos verdes debajo de mí,

arkamı döndüğümde bir çift güzel yeşil göz aşağıdan bana bakıyordu

Ella tiene los ojos verdes y el pelo castaño claro.

Onun yeşil gözleri ve açık kahverengi saçları var.

Estas hojas verdes se vuelven rojas o amarillas en otoño.

Bu yeşil yapraklar güz aylarında kızarır veya sararırlar.

Cuando las plantas verdes toman dióxido de carbono de la atmósfera

kullandıkları fotosentez işlemi yoluyla

Se enamora en cuanto ve a una chica de ojos verdes.

Yeşil gözlü bir kız görünce hemen âşık olur.

Para los invertebrados, que ven mejor los colores azules y verdes, son irresistibles.

Mavi ve yeşil renkleri çok iyi görebilen omurgasızlar için karşı konulmazdırlar.

Esos trajes verdes son trajes especiales para reducir el riesgo de contaminación biológica.

Bu yeşil takım elbiseler, biyolojik kirlenme riskini azaltmak için özel takım elbiselerdir.

María tiene ojos marrones, su hija los tiene verdes y su nieto tiene ojos azules.

Mary'nin kahverengi gözleri var, kızınınkiler yeşil ve küçük oğlununkiler mavi.