Translation of "Pilló" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Pilló" in a sentence and their turkish translations:

- Me pilló viendo porno.
- Ella me pilló viendo porno.
- Me pilló viendo pornografía.
- Ella me pilló viendo pornografía.

O beni porno izlerken yakaladı.

Tom pilló a Mary.

Tom, Mary'yi yakaladı.

Él los pilló robando manzanas.

O onları elmaları çalarken yakaladı.

Lo pilló fumando un cigarrillo.

Onu bir sigara içerken yakaladı.

La noticia le pilló por sorpresa.

Haber onu çok şaşırttı.

La policía pilló a los criminales.

Polis, suçluları yakaladı.

Lo pilló haciendo trampa en una prueba.

Onu testte kopya çekerken yakaladı.

Tom pilló a María escabulléndose de la casa.

Tom Mary'yi gizlice evden kaçarken yakaladı.

Mi madre pilló la gripe la semana pasada.

Geçen hafta annem grip nedeniyle hasta oldu.

El profesor pilló al estudiante durmiendo en clase.

Profesör, sınıfta öğrencileri uyurken yakaladı.

Me pilló la lluvia de camino a casa.

Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.

El profesor pilló al alumno copiando en el examen.

Öğretmen sınavda kopya çeken öğrenciyi yakaladı.

Cuando ayer volvía a casa de la escuela, me pilló un chaparrón.

Dün okuldan eve gelirken bir sağanağa yakalandım.

- Una niña se apretó los dedos con la puerta.
- Una niña se pilló los dedos en la puerta.

Bir küçük kız parmaklarını kapıda sıkıştırdı.

Tenía una cita a las 2:30, pero me pilló un atasco y no pude llegar a tiempo.

2.30'da bir randevum vardı fakat trafikte sıkıştım ve oraya zamanında varamadım.