Translation of "Pesa" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Pesa" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Cuánto pesa Tom?
- ¿Qué tanto pesa Tom?

Tom'un ağırlığı ne kadar?

- ¿Cuánto pesa tu maleta?
- ¿Cuánto pesa su maleta?

Evrak çantanın ağırlığı nedir?

- ¿Cuánto pesa vuestra maleta?
- ¿Cuánto pesa su maleta?

- Bavulun ne kadar ağır?
- Evrak çantanın ağırlığı nedir?

Pesa setenta kilos.

O yetmiş kilo ağırlığında.

¿Sabe cuánto pesa?

Kilonuzu biliyor musunuz?

Por ejemplo, ¿cuánto pesa?

Örneğin ağırlığı ne?

Ella pesa 120 libras.

O, 120 paund ağırlığındadır.

Pesa solo 3 kilos.

O sadece üç kilo geliyor.

Mi libro pesa mucho.

Kitabım çok ağır.

Pesa demasiado para moverlo.

Taşımak için fazla ağır.

¿Cuánto crees que pesa Tom?

- Tom'un kaç kilo çektiğini düşünüyorsun?
- Tom'un kaç kilo geldiğini düşünüyorsun?

Esta caja pesa tres quilogramos.

Bu kutu üç kilogram ağırlığında.

Esta piedra pesa cinco toneladas.

Bu taş beş ton çeker.

Por favor, pesa estos melocotones.

Lütfen bu şeftalileri tart.

- Él pesa diez quilos más que yo.
- Él pesa 10 kilos más que yo.

O benden on kilo fazla geliyor.

¿Quién pesa más, Ben o Mike?

Kim daha ağırdır, Ben mi yoksa Mike mı?

Tom pesa más de 90 kilos.

Tom, 90 kilodan fazla çeker.

Él pesa cerca de 300 libras.

Yaklaşık 300 £ ağırlığındadır.

Jorge pesa al menos 70 kilos.

George en az 70 kilo çeker.

¿Cuánto pesa una pelota de fútbol?

Bir futbol topunun ağırlığı ne kadar?

Una bombona de butano pesa 35kg.

Bir bütan silindiri 35 kg ağırlığındadır.

Tom no sabe cuánto pesa Mary.

Tom Mary'nin kaç kilo çektiğini bilmiyor.

Él pesa el doble que su mujer.

Eşinin iki katı kadar ağırdır.

Helen no pesa más de 40 kilogramos.

Helen'in ağırlığı 40 kilogramdan fazla değil.

El oro pesa más que el fierro.

Altın, demirden daha fazla çeker.

Porque hay mucho que pesa sobre la balanza

Çünkü Paul gibi erkeklerin dinlemesi

El cerebro humano pesa cerca de tres libras.

İnsan beyni yaklaşık üç paund ağırlığında.

Un elefante africano adulto pesa unas cuatro toneladas.

Tam yetişmiş Afrika fili yaklaşık dört ton ağırlığındadır.

Esta caja pesa una tonelada. ¿Qué hay adentro?

Bu kutu bir ton. İçinde ne var.

- Él pesa más de 80 kilos.
- Él supera los 80 kilos.

- O, 80 kilonun üzerinde.
- O 80 kilodan fazla geliyor.

- Ella pesa mucho más que él.
- Ella es mucho más pesada que él.

O, ondan çok daha ağırdır.

Pero ninguna de las dos ventajas pesa más que nuestra capacidad superior de aprender.

Yine de bu iki avantajın hiçbiri bizim üstün öğrenme yeteneğimizi geçemez.

Pesa un 20 % más que él, así que él necesita toda su fuerza para sostenerla.

Dişi, kendisinden yüzde 20 daha ağır olduğundan onu zapt etmek için var gücünü kullanmalıdır.

- El oro pesa más que el fierro.
- El oro es más pesado que el hierro.

- Altın demirden daha ağırdır.
- Altın, demirden daha ağırdır.

- ¿Cuál es más pesado, el plomo o el oro?
- ¿Qué pesa más, el plomo o el oro?

Hangisi daha ağır, kurşun mu yoksa altın mı?